Daha önce İdlib'de ikamet eden 30 yaşındaki Hüseyin Nassan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bilecik'te kendilerine yeni bir yaşam kurduklarını söyledi.
Silah ve bomba sesleri arasında 5 yıl geçirdiklerini belirten Nassan, "Kötü şeyler gördüm, en yakın akrabalarımı kaybettim. Fabrikalar patladı, ticaret kalmadı. Savaş çok kötü. Baskılara daha fazla dayanamadık. Can güvenliğimiz tehlikede olduğu için Türkiye'ye sığındık." dedi.
Nassan, Bilecik'e yerleştikten sonra ailesinin geçimini sağlamak amacıyla girişimlerde bulunduğunu anlattı.
İnternetten, çömlekçiliği devam ettirebileceği bir iş aradığını dile getiren Nassan, şöyle konuştu:
"Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık köyünde çömlekçilik yapıldığını öğrendim. Buraya geldim ve iş buldum, hala da çalışıyorum. Çömlekçilik babamdan, dedemden kalma mesleğim. Bu işi ben 15 senedir yapıyorum. Çok memnunum. Türkiye'yi çok sevdim. Türkiye bize hiçbir ülkenin yapmadığını yaptı. Türkiye'de çok güzel insanlar var. Türk milleti güler yüzlü bir millettir. Türk milleti çok şanlı ve sıcakkanlıdır. Benim gibi Suriyelilere bu güzel ülke kapılarını sonuna kadar açtı. Bunlar asla unutulmaz. Allah razı olsun.''
''Hem o hem de biz ekmek yiyoruz''Suriyeli gencin patronu Emin Arslan da babadan oğula geçen çömlekçiliği 35 yıldır sürdürdüğünü belirtti.
Kınık'ta çırak yetiştiremedikleri için bu mesleği yapan usta sayısının azaldığını ifade eden Arslan, "Hüseyin köyde beni buldu, kendisiyle tanıştık. Kendisini o gün tezgaha çıkardım, 'Ustalığın nasıl bir göreyim, ufak bir ürün yap' dedim, yaptı. Daha sonra büyük ürünlerden de yaptı." ifadelerini kullandı.
Arslan, Nassan'ın genç yaşta olmasına rağmen kendisini meslekte çok iyi yetiştirdiğini vurguladı.
Nassan'ın her çeşit çömleği yapabildiğini anlatan Arslan, "İki yıldır beraber çalışıyoruz, hem o bizden ekmek yiyor hem de biz onun sayesinde ekmek yiyoruz. Ayrıca oğluma da güzel bir ustalık yapıyor, ona da püf noktaları öğretiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com