Osmanlı Devleti'ne Avrupa'nın kapılarını açan ilk padişah olarak tarihe geçen Sultan 1. Murad Hüdavendigar'ın Kosova'nın başkenti Priştine'deki türbesi, yılda yaklaşık 20 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Birinci Kosova Savaşı'ndan sonra savaş meydanını gezerken Sırp asker Miloş Obiliç tarafından hançerlenerek şehit edilen Sultan I. Murad'ın iç organları, Priştine-Mitroviça kara yolunun 6'ncı kilometresinde bulunan Mazgit köyüne gömüldü.
Söz konusu yere padişah Yıldırım Bayezid tarafından 14'üncü yüzyılda türbe inşa ettirildi ve "Meşhed-i Hüdavendigar" olarak adlandırıldı. 1660'da bugünkü halini alan türbe, TİKA ve Diyanet İşleri Vakfı tarafından restore edildi.
Türbenin tanıtım görevlisi Zekeriya Hocalar, türbe kompleksinin Balkan ülkelerindeki en eski Osmanlı eserlerinden biri olduğunu ve 14. yüzyılda inşa edildiğini söyledi.
Hocalar, Sultan 1. Murad Han'ın zaferle ayrıldığı 1. Kosova Meydan Muharebesi sonrası alanda gezerken yardım ettiği yaralı bir Sırp askeri tarafından şehit edildiği makama türbenin yapıldığını hatırlattı.
Türbenin aynı zamanda "Meşhed-i Hüdavendigar" (Şehit olunan makam) olarak da anıldığını ifade eden Hocalar, türbenin başkent Priştine'nin en fazla ziyaretçi ağırlayan tarihi ve turistik mekanlarının başında geldiğini vurguladı.
Osmanlı Devleti'nin Avrupa'ya doğru kapılarını açan ilk padişah olan Sultan I. Murad Han'ın mirasına sahip çıkmaya çalıştıklarını anlatan Hocalar, padişahın savaş esnasında şehit olunca iç organlarının türbeye naaşının ise Bursa'ya götürülerek defnedildiğini dile getirdi.
Avlusunda Osmanlı müzesi bulunuyorHocalar, 2. Abdulhamit Han tarafından türbenin yanına bir selamlama mekanı yapıldığını söyledi.
Söz konusu mekanın şu anda ise Osmanlı kültürünün tanıtıldığı müze olarak kullanıldığını belirten Hocalar, şöyle devam etti:
"Türbe Kosova'da en çok ziyaret edilen tarihi mekanların başında geliyor. Yıllık 20 bine yakın misafir tarafından türbemiz ziyaret ediliyor. Bu kişilerin çoğunluğu ise Türkiye'den geliyor. Yine Balkanlar'dan ve Avrupa'daki gurbetçi Türkler de müzeye adeta akın ediyor. Türbemizin avlusunda iki katlı bir müze var. Bu müze Osmanlı kültürünün tanıtıldığı bir mekan olarak faaliyet gösteriliyor. Avrupa'dan ve Balkanlar'dan gelen ziyaretçiler, Osmanlı'ya ait eserleri bu müzede görüp, detaylı bilgiler alıyor. Türbemiz, Balkanlar'daki Osmanlı mirasının en güzide mekanlarının başında geliyor. Türkiye'den gelen her heyet buradan dua etmeden ayrılmıyor. Türbemizin bakımı ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması için maliyetler ise Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı öncülüğünde gerçekleştiriliyor."
Dört asırdır türbedarlık yapıyorlarHocalar, asırlardır ayakta kalan türbenin değişik zamanlarda bakım ve onarımlarının yapıldığını ifade etti.
Mekanın bakımını ise şu anda Özbekistan uyruklu ailenin yaptığını vurgulayan Hocalar, "Türbedar ailesi Özbekistan'ın Buhara kentinden köklü bir ailedir. Yaklaşık 400 yıldır Özbekistanlı bir aile nesilden nesle burayı muhafaza eden 'Türbedarlar' olarak biliniyor. Ailemizin türbenin yanında bir lojmanı var, sürekli burada ikamet ediyor. Şu an bu görevi ise Saniye Türbedar üstleniyor. Saniye Hanım, kocası türbedarken vefat edince eşinin görevini son olarak o üstleniyor." bilgisini verdi.
Hocalar, özellikle ramazan ayında türbeye gelen ziyaretçilerin sayısının arttığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com