İSTANBUL
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, "STK'larımızın Filistin meselesine de Kudüs meselesine de çok fazla konjonktürel bakması aslında bize zarar veriyor." dedi.
Üsküdar Belediyesi tarafından Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Medeniyetler Beşiği Kudüs Sempozyumu'nda konuşan Bekiroğlu, STK'lar olarak kurumsal asabiyet ve tarafgirlikleri bir tarafa bırakıp Kudüs odaklı ortak payda oluşturup birlikte iş yapmaları gerektiğini dile getirdi. K
Kudüs'e gitmenin önemli olduğuna işaret eden Bekiroğlu, "Kudüs'e gittiğinizde tüm teorik bilgileri, duyguları, düşünceleri ve tepkilerimizi orada fiilen hissedip yaşıyoruz." dedi.
Çözüme ilişkin STK'ların rolüne değinen Bekiroğlu, şöyle konuştu:
"Burada STK'ların doğru konumlanması gerekiyor. Siyaset doğası gereği kısa vadeli bakar. Bunu bir parça normal de görebiliriz. Ancak STK'ların daha uzun vadeli bakması gerektiğini düşünüyorum. İlim adamları ve akademisyenlerin çok daha derinlikli, adeta deniz feneri gibi sabit durup, hakikati, gelecekle ilgili öngörüsünü kararlı bir biçimde söylemesi gerekiyor. STK'larımızın Filistin meselesine de Kudüs meselesine de çok fazla konjonktürel bakması aslında bize zarar veriyor. Siyasete destek vermek isteyen STK'ya da zarar veriyor. Aslında siyasete de faydası olmuyor. Sivil toplum kuruluşunun siyasete en büyük faydası ona bir parça ufuk katmasıdır. Filistin ve Kudüs meselesinde de hamasetten, günübirlik politikalardan kurtulmamız için bunu gerekli görüyorum."
Kudüs Platformu Başkanı Belkıs İbrahimhakkıoğlu da Kudüs bilinci oluşturulması gerektiğini belirterek bunun için Kudüs'le ilgili dergi, yayın ve akademik çalışmaların çok önemli olduğunu söyledi.
Popüler kitapların yanı sıra Kudüs'le ilgili kaynakları ciddi şekilde taramış telif eserlere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden İbrahimhakkıoğlu, şunları kaydetti:
"Davayı ciddi şekilde sırtlayacaksak, akademik çalışmalara önem vermemiz gerekiyor. Bu konuyla ilgili tezlere destek vermemiz lazım. Bu konuda gayretli gençlerin kaynakları yerinde inceleyip çalışma yapmasına imkan sağlanmalı. Kudüs'le ilgili günlük sıcak haberleri verecek yayın organları olmalı. İslam dünyası olarak Kudüs'ü kendi içimizde dile getirmemeliyiz. Kudüs'ün derdini, meselesini uluslararası alana da taşımalıyız. Siyonistlerin yaptığından bütün dünyanın da hoşnut olduğunu sanmıyorum. Çünkü oradaki durum inanç meselesi değildir. Orada sömürgecilik üzerinden sinsi siyaset uygulanıyor. İsrail'in yapıp ettiklerinin hiçbir gizli saklısı kalmadan, onların efsanelerini de ilahiyatçılarımız kaynaklara dayanarak dünyaya ifşa etmelidir."
Sahipsiz camiler ahır ve meyhane yapılıyorMirasımız Derneği Başkanı Muhammet Demirci ise İsrail'e karşı Mescid-i Aksa'yı, Kudüs'ü gündemde tutmanın önemli olduğunu belirtti.
Asıl hedeflerinin ise Kudüs ve çevresine giderek o bölgede çalışma yapmak olduğunu dile getiren Demirci, dernek faaliyetleri ile ilgili şunları aktardı:
"Biz dernek olarak Kudüs'te restorasyon çalışmaları yürütüyoruz. Bugüne kadar 46 caminin restorasyonunu yaptık. Restorasyonla camiyi güzelleştirmekten öte İsrail'in işgalinden kurtarıyoruz. İsrail'de kayıp mülkler kanunu var. Bu kanunla cemaati olmayan ve yıkılmak üzere olan camilere el konuluyor. Camiler ya yıkılıyor ya da satılıyor. Bugüne kadar yüzlerce cami ya yıkıldı ya da farklı amaçlarla kullanılıyor. Bazı camiler müze, lokanta, meyhane, ahır olarak kullanılıyor. 2013 yılında Hayfa Belediyesi Osmanlı eseri olan Hayfa Ulu Camisini, restore edilmemesi durumunda 4 ay içerisinde yıkacağını belirtmişti. Biz de restorasyonu üzerimize alarak 1 yıl kadar bir sürede tamamladık ve şu an ecdadımızın camisi açık vaziyette duruyor."
YediHilal Derneği Genel Başkanı Mustafa Enesoğlu da son yıllarda Türkiye'de Kudüs'le ilgili çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarının sayısının ve Kudüs bilincini inşa edecek çalışmaların arttığını bildirerek bunun sevindirici olduğunu kaydetti.
Muhabir: Mücahit Türetken
dikGAZETE.com