İzmir’de, metroda kitap okurken gizlice fotoğrafı çekilip “Entel olcam, kız tavlıcam diye kendini yırtan İzban kekosu, terliklerine bayıldım” diye ayrımcı bir dille eleştirilen ve cevap olarak yazdığı yazıyla insanlık dersi veren Ali Uçar, yaşadığı olayı ve sonrasında gelişen süreci anlattı.
Beş yaşındayken annesi ve babası ayrıldı, hayatı yokluk içinde geçti. Annesi, bin bir zorlukla çocuklarına bakarken, üç gün boyunca aç kaldığı oldu. Bazen tüple ısındı, bazen battaniyeyle. Bacası olmayan sobayı kurmaya çalışırken, ortaokulda elbisesi olmadığı
için altı ay boyunca ‘annem yarın maaş alacak, o zaman ortaokul elbisesi alacağım’ diyerek öğretmenini atlattı. Utana utana üniforma ve ayakkabısı olmadan okula giderken, sonunda okulu bırakmaya karar verdi. İzmirli 28 yaşındaki Ali Uçar, hayatın
tüm zorluklarına rağmen kitap okumayı bırakmadı. İlkokul 3. sınıfta öğretmeninin verdiği ‘Kuyudaki Cin’ kitabını okuduktan
sonra kendi tabiriyle ‘kendi kuyusundaki cini aramaya başladı’. Metroda kitap okurken karşısında oturan bir kadının fotoğrafını çekip altına “Entel olcam, kız tavlıyacam' diye kendini yırtan İzban kekosu, terliklerine bayıldım” yazarak sosyal medyada paylaşması, Uçar’ın
Türkiye tarafından tanınmasına
neden oldu. Fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu anlayan Uçar, sosyal
paylaşım sitesine “Arkadaşlar fotoğraftaki şahıs
benim ve hiç utanmıyorum. Karşımda oturmuş olan kıza veya çevremde hiç kimsenin namusuna bakmadığım için. Evet ben cebi çok zengin bir
insan değilim. Hatta 6. sınıftan terkim. Annem babam ayrı. Toplumun huzurunu kaçıran soytarı olmadım. Çalmıyorum. Çalışarak kazanıyor, param yettiğince kitap almaya, kütüphaneye gitmeye çalışıyorum. Çok utanç duyuyorum
böyle bir insan olduğum için. Elbisem kirli, terliğim bindiğim metroya uygun değil. İşte zihnimi kirletemiyorum. Utanıyorum. Ama her ne olursa
olsun bana kitaplar böyle olmayı öğretti. İnsan olmayı. Hayvanlaşıp çevremi kirletmiyorum. Üzgünüm, utanıyorum” yazarak insanlık dersi verdi. Uçar, yaşadığı olayı ve sonrasında gelişen süreci İHA’ya anlattı.
DOĞACAK ÇOCUĞUNA ALİ İSMİNİ KOYMAK İSTEYENLER OLDU
Çalıştığı iş yerinde çay mmuhtemelna çıktığı esnada internette göz gezdirirken kendi fotoğrafını gördüğünü söyleyen Uçar, olaydan sonra çok sayıda olumlu
tepki aldığını, insanların ‘ben hayatımda elime hiç kitap almamıştım ama senin sayende üç kitap aldım ve okumaya başladım’ diye mesajlar attığını, hatta hamile bir kadının doğacak çocuğuna Ali ismini koyacağını ve ona benzemesini istediğini yazdığını belirtti.
Sosyal paylaşım hesabında 30 bin
üzerinde arkadaşlık
talebi yollandığını, 50 binin üzerinde
mesaj geldiğini
ifade eden Uçar, “Bu ayrı bir mutluluk verdi. Benim amacım gazetelere televizyonlara çıkmak değil. Böyle olumlu tepki almak, insanların duyarlılığını yitirmediğini görmek, biraz daha kitap sevgisi aşılamak benim için apayrı bir gurur oldu” dedi.
“KIZ TAVLAMAK İÇİN OLSA GÜZEL ELBİSELER GİYİLİR”
Yaşadığı olayın aslında üzücü olduğunu dile getiren Uçar, “Kitap okuyan birine bu şekilde yaklaşılması üzücü.
Kız tavlamak için olsa güzel elbiseler giyilir. Saç baş taranır. Orada o amaç olmadığı elbiselerden de belli. Ben yine de arkadaş kötülük de yapsa onu iyilikle kazanmak isterim. Ben kötülük yaparsam daha kötü olacaktı. Kitaplardan bunu öğrendim. Bende bulunan her şey kitaplardan. Yoksa ben ilkokul mezunuyum. Sıradan bir insanım” diye konuştu.
AVUKATLARDAN DAVA İÇİN MESAJ ALDI AMA KABUL ETMEDİ
Olaydan sonra fotoğrafı paylaşan kadının kendisine ulaşmadığını ancak çok sayıda avukattan
dava açması için mesaj aldığını kaydeden Uçar şunları söyledi: “Benim davama bakabileceklerini ve hiçbir
ücret talep etmediklerini söylediler ama burada temel
hedef para değil. Bir insanı kazanmak. Doğru ve güzel olanı yapmak. Hayatımızda her şeyin para olmaması gerekiyor.”
MUNGAN KİTAP HEDİYE ETMEK İÇİN TWEET ATTI
Uçar, verdiği insanlık dersinden sonra sadece halktan
değil önemli yazarlar ve yayınevlerin de mesajlar aldı. Bunlardan
biri de
ünlü yazar Murathan Mungan oldu. Mungan’ın, İzmir’de düzenleyeceği
imza gününde kendisine kitap hediye etmek istediğini yazan bir tweet attığını söyleyen Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok yazardan olumlu mesaj aldım. Yayınevleri aradı. Görüşmek, tanışmak istediklerini söyleyenler oldu. Kitap hediye etmek istediklerini söyleyenler oldu. Murathan Mungan’ın attığı tweet beni ayrıca gururlandırdı. Bu
kadar değerli bir yazarın böyle bir tweet atması çok mutlu etti. Mesajların yüzde 90’ı ‘kitaplarımı sana vermek istiyorum çünkü kitaplarıma en iyi bakacak insanlardan biri sensin’ şeklindeydi. Ama ben kitaba para verdiğim takdirde bunun yazarı kazanacak,
yeni eserler çıkaracak ortaya. Yayıncı kuruluş kazanacak, kitap evi kazanacak, stantta duran arkadaşlarımız kazanacak ve bu şekilde çoğalacağız.”
“EN BÜYÜK HAYALİM KİTABEVİ AÇMAK”
Hayalinin bir kitabevine sahip olmak olduğunu belirten Uçar, sözlerini şöyle tamamladı: “İçeri girenleri potansiyel kar amacı görmekten ziyade onlara o
kitabı tutkuyla, aşkla sevdirebilmek isterim. Kitabı açtığımda kendime yeni bir kapı açmış gibi hissediyorum. Bugün ülkemizin
toplu taşıma araçlarına baktığımız zaman hepimizin elinde birer tane telefon. Japonya’da bir fotoğraf gördüm. Herkesin elinde kitap ve okuyorlar.
Bizim tükettiğimizin, onların ürettiği olduğu apaçık ortada.”
“BÖYLE OKURLARA İHTİYACIMIZ VAR”
Uçar’ı sosyal
medyadan tanıdıktan sonra tanışmak isteyen kitapçı
Mehmet Nusrettin Özbay da Uçar’a kitap hediye
ederek şu ifadeleri kullandı: “Sanal ortamda görüp çok duygulandık. Böyle okurlara ihtiyacımız var. Okumanın biçim olarak değil, içerik olarak olması gerektiğine inanıyoruz. Paylaşım çok talihsiz bir paylaşımdı. Fakat ’her şerde bir hayır vardır’ derler. Ali herkese iyi bir örnek oldu. Görüşmek istiyordum. Hatta paylaşımı görünce ‘acaba Ali bizim kitabevine de geliyor mu?’ diye düşünmüştüm ama Ali’yi bundan sonra tanımış olduk. Her zaman da bekleriz.”