İSTANBUL (AA) - Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu, "Birleşmiş Milletler’in (BM) yoksulluk, açlık, sağlık, eğitim, iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği, su, enerji, çevre ve sosyal adalet gibi geniş yelpazedeki sorunların çözümü için belirlediği 17 küresel hedefi devletlerin ya da hayırseverlerin tek başına çözebilmesi mümkün değil. Şirketlerin, büyüklüğü 150 milyar dolara ulaşan sosyal etki odaklı yatırımları artık gündemlerine alması gerekiyor." dedi.
Toplumsal meselelere sosyal inovasyon yoluyla çözüm bulmak isteyenleri bir araya getiren sosyal inovasyon ağı Social Innovation Exchange (SIX), küreselde ikinci toplantısı olan SIX Wayfinder'ı Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde düzenledi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Zorlu, şirketlerin toplumsal meselelere sosyal sorumluluğun dar kalıpları içerisinde bakmaması gerektiğini dile getirerek, "BM’nin yoksulluk, açlık, sağlık, eğitim, iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği, su, enerji, çevre ve sosyal adalet gibi geniş yelpazedeki sorunların çözümü için belirlediği 17 küresel hedefi devletlerin ya da hayırseverlerin tek başına çözebilmesi mümkün değil. Şirketlerin, büyüklüğü 150 milyar dolara ulaşan sosyal etki odaklı yatırımları artık gündemlerine alması gerekiyor. Eğer bugün bunu yapmazsak yarın ne şirketlerin ne de kurumların üzerinde duracağı bir zemin olmayacak. Her geçen gün daha da büyüyen sosyal ekonomi, toplumsal sorunları çözerken aynı zamanda şirketler için yenilikçi iş fırsatları yaratma potansiyeli de taşıyor." diye konuştu.
- "Sosyal inovasyon, kurumların inovasyon stratejisi için açılım getirebilir"
Sosyal inovasyon olgusunun, bazen Afrika’nın bir köyünde güneş enerjisi ile su sıkıntısına çözüm bulan bir kooperatif, bazen Hindistan’ın ücra bir köşesinde mikro kredi ile çiftçilere yeni bir hayat için başlangıç, bazen Asya’nın en erişilmez bölgelerine sağlık hizmeti götüren bir gezer hastane olarak karşımıza çıkabildiğini belirten Zorlu, şunları söyledi:
"Bugün Avrupa’da GSYH’nin yüzde 10’u sosyal ekonomiden geliyor. AB’de sosyal ekonomide çalışan kişi sayısı 11 milyonu aşıyor. Global Etki Yatırımları Ağı (GIIN) tarafından yayınlanan Etki Yatırımcı Anketi’nde 2016 yılında sosyal konulara odaklı 114 milyar dolarlık etki yatırımının olduğu ve buna 2017 sonu itibariyle ilave 26 milyar dolar daha yatırım ekleneceği ifade ediliyor. Sadece bu rapor bile 150 milyar dolara yaklaşan bir sosyal inovasyon ekonomisine işaret ediyor.
Üstelik toplumsal meselelere odaklı bu yaklaşım, şirketler için de yeni iş fırsatları yaratma potansiyeli taşıyor. Çünkü şirketlerin niş bir rekabet stratejisi geliştirebilmesi açısından sosyal problemler şirketlere yeni ürün ve hizmet inovasyonu için müthiş bir fırsat sunuyor. Bu anlamda sosyal inovasyon, kurumların inovasyon stratejisi için de önemli bir açılım getirebilir. Bu konuda dünyada da birçok somut örnek var. Örneğin Tesla’nın yaptığı elektrikli otomobil, solar ve Hyperloop gibi birçok proje, başlangıçta toplumsal bir sorunu çözmek için ortaya çıkmış ve zamanla gelir getiren bir işe dönüşmüş bulunuyor."
- "Bölgemizdeki temel toplumsal meselelerin çözümünde yön gösterici olabiliriz"
Emre Zorlu, gelecek 10 yılda dünyanın temel sorunlarını çözmek için kurumların ve şirketlerin daha insancıl, kapsayıcı ve esnek hale gelmesi gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Kaynaklarımızı sosyal etkisi yüksek alanlara yönlendirecek mekanizmaları geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için de daha fazla katılım, daha fazla iş birliği ve daha fazla sosyal girişim odaklı yatırımcıya ihtiyacımız var. Ben bu sebeple ülkemizdeki şirketleri, sivil toplum kuruluşlarını, kamu kurum ve kuruluşlarını ve bireyleri sosyal inovasyon ekosistemine katılmaya davet ediyorum. Benim de global konsül üyesi olmaktan memnuniyet duyduğum Social Innovation Exchange (SIX), farklı sektörler ve ülkelerden 16 binden fazla katılımcısı ile bu konuda gerçekten muazzam bir güce sahip.
SIX’in Wayfinder toplantılarının ikincisinin, Zorlu Holding’in ev sahipliğinde, imece’nin yürütücülüğünde Türkiye’de yapılıyor olması ülkemiz için gerçekten önemli bir kazanım. Bu toplantıda sosyal inovasyon ekosistemindeki mevcut modelleri, ortak bir şekilde daha iyi bir dünya için yeniden tasarlamak açısından önemli bir fırsat yakaladık. Bu ekosistemi geliştirip Türkiye’nin bir sosyal inovasyon merkezi olabilmesinin önünü açabiliriz. Eğer bunu hep birlikte başarabilirsek sadece ülkemizde değil bölgemizdeki temel toplumsal meselelerin çözümünde de yön gösterici olabiliriz."
- "Bu geleneksel bir konferans değil"
Birleşmiş Milletler’deki konuşmasıyla herkesin yakından tanıdığı 11 yaşındaki Türk kızı Talya Özdemir ise dünyada açlık ve çocuk ölümlerinin bitmesi ve eğitim seviyesinin artması için bütüncül yaklaşımlar ve sosyal inovasyonun önemine dikkati çekti.
SIX İcra Kurulu Başkanı Marcello Palazzi, SIX Wayfinder’ın, toplumlarının yararına çalışan sosyal inovatörlere ve değişim yaratıcılarına kanallar açmak, onları bir araya getirmek adına çok önemli bir etkinlik olduğunu belirterek, "Bu tür bir değişimin dünyanın her yerinde gerçekleşmesi önemli. Bu nedenle SIX olarak, küresel katılımcıların Wayfinder için Türkiye'ye gelmeleri için güçlü bir çağrı yaptık. Türkiye'deki sosyal inovasyonu gündeme getirmek ve destek sağlamaktan büyük heyecan duyuyoruz." ifadelerini kullandı.
Palazzi, Wayfinder'ın, gerçek sosyal etkinin yaratılması adına, hem bölgesel hem de küresel oyuncuların fikir üretmesini, çözümler bulmasını ve benzer kurumlarla bağlantı kurmasını sağlayacağını belirtti.
SIX Direktörü Louise Pulford da 31 ülkeden katılımcının bu toplantı için Türkiye’ye geldiği bilgisini paylaşarak, "SIX olarak İstanbul’da olmaktan ve Zorlu Holding, imece, ATÖLYE, S360, Brookings Doha Center ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İstanbul Bölge Merkezi gibi iş ortakları ile bu organizasyonu hayata geçirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Farklı sektörlerden ve uzmanlık alanlarından konuklarımız var. Farklı deneyim ve birikimlerine rağmen tüm konuklarımız sosyal inovasyona duydukları ortak inançla bir araya geldi. Bu geleneksel bir konferans değil. SIX, eyleme dönüşen harika konuşmalara ev sahipliği yapmasıyla tanınıyor." değerlendirmesini yaptı.
imece Direktörü Buğra Çelik, kolektif etki yaratmanın önemine dikkati çekerek, "Bugün geldiğimiz noktayı, tüm olumlu gelişmeler ve varlığımızı tehdit eden durumlar da dahil olmak üzere kolektif kararlarımızın yarattığı etki olarak görmeliyiz. İhtiyacımız olan şey davranışlarımızı, bakış açımızı değiştirmek ve kolektif etki yaratmak için iş birliği yapmak. Kolektif etki için bir arada olmak, iş birliği yapmak logoların yan yana gelmesi değil. Bu yapılarda çalışan insanların tutkuyla bağlandıkları, ellerindeki kaynakları masaya koydukları, faydalanıcıya dokunan akımlar yaratmak anlamına geliyor." dedi.
- "Sosyal inovasyon belirgin bir seçenek olarak öne çıkıyor"
Yazar Charles Leadbeater, küresel ölçekte büyük inovasyonların yaygınlaşabilmesi için toplum katmanlarına doğru şekilde anlatılması gerektiğini söyledi.
Etkinlik kapsamında düzenlenen “Sistem Değişiminin Temelleri” panelinde konuşan Dark Matter Labs Kurucusu Indy Johar, dünyamızın ve gelecek kuşakların iyiliği için, yönetişimi geliştirmek amacıyla öncelikle gelir uçurumunda dengeyi sağlamalıyız. Bunu başarabilmek için de sosyal inovasyon belirgin bir seçenek olarak öne çıkıyor." diye konuştu.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ecmel Ayral da üniversitelerin tek taraflı bilgi akış mecraları olmadığını, bilgi ve tecrübe alışverişine olanak sağlayan platformlar olduğunu söyledi.
Ayral, katılımcılara Benjamin Hoff’un The Tao of Pooh kitabını okumaları önerisinde bulundu.