Soma maden faciasına yönelik yürütülen davada madenden sağ kurtulan işçilerden Mehmet Çelik’in verdiği ifadeler ‘satılık tanık’ iddiasıyla aileleri gözyaşlarına boğarken, mahkemeyi karıştırdı.
Manisa’nın Soma ilçesi’nde 301 madencinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan davada madenden sağ kurtulan işçilerin tanık olarak dinlenmesine devam edildi. Faciadan sağ kurtulan işçilerden Mehmet Çelik’in ifadesi ise mahkemede gerilim yaşattı. Madende 4 yıldır usta işçi olarak çalışan Mehmet Çelik’in sanıkların lehine olan cümleleri üzerine aileler ve müşteki avukatlar tanığın satın alındığını iddia etti.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı’nın olay gününü anlatmasını istediği Mehmet Çelik şunları söyledi: “Olay günü vardiyam gelir gelmez havalandırma kapılarından geçtim ve azar azar duman geliyordu. Önce top atışı yapıldığını düşündüm ve ilerlemeye devam ettim. Kapılarda emniyet amaçlı herhangi bir şerit çekilmemişti ve biz de girdik. 150-200 metre ilerleyince duman bir anda hızlandı, önümü göremedim. Yanımda arkadaşım vardı ve ona ‘Hemen dışarı çıkalım’ dedim. Ama geri giderken de sanki duman beni içeri çekiyordu. Arkadaşım çıkışa 30 metre kala bayıldı ve düştü. Ben de sürünerek zar zor çıktım. Temiz havaya çıkar çıkmaz gözlerim kaydı ve bayılmışım.”
“AMİRLERİMİZ CANIMIZIN ÖNEMLİ OLDUĞUNU SÖYLERDİ”
Olay anında maskesini kullanmaya fırsat kalmadığını, dumandan hiçbir şey göremediğini belirten Çelik, maskesinin kendisine 4 yıl önce işe girdiğinde verildiğini faciadan 1 yıl önce de kontrole götürüldüğünü ifade etti. Ocak içerisinde eğitim aldıkların, iş güvenliği noktasında eğitim gördüğünü de öne süren Mehmet Çelik, emniyetçilerin kendilerine üretimden daha önemlisinin canları olduğunu ve hep dikkatli davranmaları gerektiği konusunda uyarıldıklarını dile getirdi.
Hakimin dinamit atımlarının nasıl yapıldığı sorusu üzerine ise Çelik, dinamit atımlarında emniyetçilerin bazen olduğunu bazen de kendileri çağırmadıkları için emniyetçi olmadan atış yapıldığını kaydetti.
Maden ocağına denetime gelen müfettişlerden önceden haberleri olduğunu ancak onlar gelmeden önce herhangi bir hazırlık yapmadıklarını savunan Çelik, “Herkes yapacağı işi zaten yapıyordu. Onlar gelmese bile her şeyi yapıyorduk” dedi.
“HER ŞEYİ TEDARİK EDİYORLARDI SAĞOLSUNLAR”
Taşeron şirkete bağlı olarak çalıştığını ifade eden tanık Mehmet Çelik’e Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, “Güvenli şekilde çalışman için yanında cihaz var mıydı?” sorusunu sordu. Çelik bunun üzerine “Amirlerimiz her şeyi tedarik ediyorlardı sağolsunlar. Eldiven, çizme veriyorlardı” dedi.
Ocakta son zamanlarda sıcaklık artışı olduğunu ancak bu durumun hiçbir sorun teşkil etmediğini öne süren Çelik, ısınmanın da havasızlıktan değil kömürden kaynaklandığını dile getirdi.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı tanık Çelik’e “Sanıklarla herhangi bir akrabalığın var mı?” diye sordu. Çelik ise “Hayır sadece soy isim benzerliğim var. Hiçbir sanık ile yakınlığım yok” dedi. Tanık Mehmet Çelik sanıklardan şikayetçi olmadığını belirti.
“KAÇ PARAYA SATTIN KENDİNİ”
Tanığın ifadeleri karşısında sık sık ayaklanan ve tepki gösteren aileler ise isyan etti. Aileler tanık Mehmet Çelik’e “Kaç paraya sattın kendini, yazıklar olsun. Ölen arkadaşlarına saygın olsun. Ne çabuk unuttun onları. Doğruları niye söylemiyorsun” diyerek bağırdı.
“301 YOKSULA KARŞI BİR YOKSULA YALAN SÖYLETTİNİZ”
Müşteki avukatları da duruma tepki gösterdi. Avukat Selçuk Kozağaçlı sanıklara ve sanık avukatlarına istinaden söz alarak, “301 kişinin ölümünü yalan söyleyen birini bize linç ettirerek gölgeletemeyeceksiniz. Yapmayacağız bunu. 301 yoksulun karşısında çıkarttığınız bir yoksulu linç etmeyeceğiz” dedi.
AİLELER GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı da duruşmayı yarına erteleyerek kapattı. Duruşma oturumunun tamamlanmasının ardından müşteki avukatları sanık avukatların yanına giderek “Yazıklar olsun. Çocuk bayılıyordu burada, yalan söylettiniz. Üzerindeki baskıyı biz biliyoruz” dedi. Sanık avukatları ise tanığı satın alma gibi bir durum olmadığı yönünde karşılık verdi. Ailelerden de kimisi mahkeme salonunu gözyaşlarıyla terk ederken, kimileri de ayakta durmakta güçlük çekti. Aileler mahkeme çıkışında “Bunu bize yapmaya ne hakları vardı. Allah’ım benim canımı da al. Ne zormuş hayat, yaşamak ne zormuş” dedi.
Duruşmada 11 tanıktan 5 kişinin ifadesi alınırken, kalan 6 tanık ara karar öncesi yarın dinlenecek.
(İHA)
Manisa’nın Soma ilçesi’nde 301 madencinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan davada madenden sağ kurtulan işçilerin tanık olarak dinlenmesine devam edildi. Faciadan sağ kurtulan işçilerden Mehmet Çelik’in ifadesi ise mahkemede gerilim yaşattı. Madende 4 yıldır usta işçi olarak çalışan Mehmet Çelik’in sanıkların lehine olan cümleleri üzerine aileler ve müşteki avukatlar tanığın satın alındığını iddia etti.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı’nın olay gününü anlatmasını istediği Mehmet Çelik şunları söyledi: “Olay günü vardiyam gelir gelmez havalandırma kapılarından geçtim ve azar azar duman geliyordu. Önce top atışı yapıldığını düşündüm ve ilerlemeye devam ettim. Kapılarda emniyet amaçlı herhangi bir şerit çekilmemişti ve biz de girdik. 150-200 metre ilerleyince duman bir anda hızlandı, önümü göremedim. Yanımda arkadaşım vardı ve ona ‘Hemen dışarı çıkalım’ dedim. Ama geri giderken de sanki duman beni içeri çekiyordu. Arkadaşım çıkışa 30 metre kala bayıldı ve düştü. Ben de sürünerek zar zor çıktım. Temiz havaya çıkar çıkmaz gözlerim kaydı ve bayılmışım.”
“AMİRLERİMİZ CANIMIZIN ÖNEMLİ OLDUĞUNU SÖYLERDİ”
Olay anında maskesini kullanmaya fırsat kalmadığını, dumandan hiçbir şey göremediğini belirten Çelik, maskesinin kendisine 4 yıl önce işe girdiğinde verildiğini faciadan 1 yıl önce de kontrole götürüldüğünü ifade etti. Ocak içerisinde eğitim aldıkların, iş güvenliği noktasında eğitim gördüğünü de öne süren Mehmet Çelik, emniyetçilerin kendilerine üretimden daha önemlisinin canları olduğunu ve hep dikkatli davranmaları gerektiği konusunda uyarıldıklarını dile getirdi.
Hakimin dinamit atımlarının nasıl yapıldığı sorusu üzerine ise Çelik, dinamit atımlarında emniyetçilerin bazen olduğunu bazen de kendileri çağırmadıkları için emniyetçi olmadan atış yapıldığını kaydetti.
Maden ocağına denetime gelen müfettişlerden önceden haberleri olduğunu ancak onlar gelmeden önce herhangi bir hazırlık yapmadıklarını savunan Çelik, “Herkes yapacağı işi zaten yapıyordu. Onlar gelmese bile her şeyi yapıyorduk” dedi.
“HER ŞEYİ TEDARİK EDİYORLARDI SAĞOLSUNLAR”
Taşeron şirkete bağlı olarak çalıştığını ifade eden tanık Mehmet Çelik’e Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, “Güvenli şekilde çalışman için yanında cihaz var mıydı?” sorusunu sordu. Çelik bunun üzerine “Amirlerimiz her şeyi tedarik ediyorlardı sağolsunlar. Eldiven, çizme veriyorlardı” dedi.
Ocakta son zamanlarda sıcaklık artışı olduğunu ancak bu durumun hiçbir sorun teşkil etmediğini öne süren Çelik, ısınmanın da havasızlıktan değil kömürden kaynaklandığını dile getirdi.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı tanık Çelik’e “Sanıklarla herhangi bir akrabalığın var mı?” diye sordu. Çelik ise “Hayır sadece soy isim benzerliğim var. Hiçbir sanık ile yakınlığım yok” dedi. Tanık Mehmet Çelik sanıklardan şikayetçi olmadığını belirti.
“KAÇ PARAYA SATTIN KENDİNİ”
Tanığın ifadeleri karşısında sık sık ayaklanan ve tepki gösteren aileler ise isyan etti. Aileler tanık Mehmet Çelik’e “Kaç paraya sattın kendini, yazıklar olsun. Ölen arkadaşlarına saygın olsun. Ne çabuk unuttun onları. Doğruları niye söylemiyorsun” diyerek bağırdı.
“301 YOKSULA KARŞI BİR YOKSULA YALAN SÖYLETTİNİZ”
Müşteki avukatları da duruma tepki gösterdi. Avukat Selçuk Kozağaçlı sanıklara ve sanık avukatlarına istinaden söz alarak, “301 kişinin ölümünü yalan söyleyen birini bize linç ettirerek gölgeletemeyeceksiniz. Yapmayacağız bunu. 301 yoksulun karşısında çıkarttığınız bir yoksulu linç etmeyeceğiz” dedi.
AİLELER GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı da duruşmayı yarına erteleyerek kapattı. Duruşma oturumunun tamamlanmasının ardından müşteki avukatları sanık avukatların yanına giderek “Yazıklar olsun. Çocuk bayılıyordu burada, yalan söylettiniz. Üzerindeki baskıyı biz biliyoruz” dedi. Sanık avukatları ise tanığı satın alma gibi bir durum olmadığı yönünde karşılık verdi. Ailelerden de kimisi mahkeme salonunu gözyaşlarıyla terk ederken, kimileri de ayakta durmakta güçlük çekti. Aileler mahkeme çıkışında “Bunu bize yapmaya ne hakları vardı. Allah’ım benim canımı da al. Ne zormuş hayat, yaşamak ne zormuş” dedi.
Duruşmada 11 tanıktan 5 kişinin ifadesi alınırken, kalan 6 tanık ara karar öncesi yarın dinlenecek.
(İHA)