Soma’da 301 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davasının 8’inci oturumunda müşteki ve tanık avukatlarının talepleri alındı.
Müşteki avukatlarından Zeynel Balkız, Cumhuriyet Başsavcılığının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na soruşturma izni verdiğini belirterek, gelinen süreçte kamu görevlileri hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmadığı ve bu konuda araştırma yapılmasını talep etti.
“MEHMET EFE ÖLDÜ, ONU SUÇLAMAKTAN VAZGEÇİN”
‘Biz yer altındakilerin avukatıyız’ sözleriyle konuşmasına başlayan müşteki avukatlarından Selçuk Kozağaçlı da, soruşturmada sanıkların ikili bir yapı sergilediğini, bir üst düzey yetkilinin suçu hep bir altında çalışanına yüklediğini ifade etti. Madende hiçbir sorun olmadığını dile getiren sanıkların en sonunda bütün suçu Başmühendis Mehmet Efe’ye yüklediklerini belirten Kozağaçlı, şöyle konuştu: “Bütün yollar Mehmet Efe’ye döndü. Mehmet Efe öldü, onu suçlamaktan vazgeçin. O da suçluysa hesabını orada verecek. Sanıklar bilirkişinin yetersiz olduğu, mağdurların adamı olduğunu, taraf tuttuğunu söyledi. Israrla madende yangın olmadığını belirttiler. 1 milyon gözün gördüğünü 15 kişi neden inkar eder. Bu kadar açık bir gerçeği inkar etmek için bu sanıkların güçlü bir sebebi olmalı. O da nedir? Para. Keşifse keşif, yeni uzmansa yeni uzman getirilsin. Er ya da geç gerçekler ortaya çıkacak.”
“ÖZGÜR ÖZEL VE BAHTİYAR HOCA ÖRGÜTÜN ADAMI”
Kozağaçlı, sanık avukatlarının kazanın sabotaj olma ihtimalini de kinayeli bir şekilde eleştirdi. Kozağaçlı, sabotaj denildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kazadan iki gün önce ‘diren Soma’ sitesi kurulmuş vesaire. Aslında sanık avukatının bu açıklamasını araştırmak gerekir. Keza kendisinin tezini doğrulayan şeyler de var. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Hacettepe Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Soma madenleri üzerine çalışan Prof. Dr. Bahtiyar Ünver’in ‘Bu maden yanacak’ dedi. Muhtemelen her ikisi de örgütün adamı. Çünkü bunları 5-6 sene önce söylemişlerdi. Meslektaşımızın sabotaj tespiti çok güzel, yine de araştıralım.”
Kozağaçlı, sanıkların ifadelerinin şüpheyi hiç azaltmadığını ve tutukluluk hallerinin başka tedbirler de alınarak devam etmesini talep etti.
AİLELERDEN SANIK AVUKATA TEPKİ
Bu arada Kozağaçlı konuşurken sözlerini sanık avukatlarından Faruk Çalışkan’ın kesmesi ve sanıkları savunmaya başlamasıyla ortalık bir anda karıştı. Maden şehitlerinin ailelerinin sanık avukatını topa tutması üzerine Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, duruşmaya 10 dakika ara verdi.
Müşteki avukatlarından Sercan Aran da madende hayatını kaybeden müvekkili Mustafa Kaya’nın eğer yaşasaydı bugün 41’inci yaşını kutlayacağını belirterek sözlerine başladı. Avukat Aran, tutuksuz sanıklar Fuat Ünal Aydın ile Ergün Yılmaz’ın çelişkili ifadeler verdiğini ve yoğunluktan sensörleri kontrol etmedikleri yönündeki itiraflarının geçerli bir kanıt olduğunu savunarak, iki sanığın tutuklu yargılanmasını talep etti.
“SANIKLARDA PİŞMANLIK GÖRMEK İSTERDİK”
Tutuksuz sanıklardan Serhat Dinç ile Serdar Günay’ın da tutuklanmasını talep eden müşteki avukatı Şerife Ceren Uysal da, şunları söyledi: “Sanıklar savunmalarını yaparken en azından pişmanlık görmek isterdik. Ama hepsinde şirketi kurtarma ve aklama çabası var. Hiçbir sanık görev tanımını bile yapamıyor. Bu bilinçli bir tercihtir aslında kafa karıştırıcı ifadeler vermeye çalıştılar. İş güvenliğinden sorumlu Serdar Günay ile Serhat Dinç’in tutuklanmasını talep ediyorum. Aksi halde
aynı mantıkla başka madende çalışmasına ve yine başkalarının ölümüne neden olacaksınız.”
“HER SANIĞI BİR AVUKAT SAVUNMALI”
Sanıkların ifadelerinde menfaat çatışması olduğunu savunan müşteki avukatı Evren İşler ise her sanığı ayrı bir avukatın savunmasını talep ederek “Sanıklar birbirine suç atmak zorunda başka türlü kurtuluşları yok. Dolayısıyla menfaat çatışması yaşanıyor. Bu insanların savunmalarını bu kadar avukat nasıl üstlenecek. Elbette bu durum meslektaşlarımın tercihidir ama ben sadece adil yargılama açısından söylüyorum. Her sanığa ayrı bir avukat olması, eğer temin edemezlerse kendilerine Baro tarafından avukat temin edilmesini ve önümüzdeki celsede bu eksikliğin giderilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
İşler, ayrıca isim vermediği sanık avukatlarından birisinin şehit madenci ailesi ile görüşüp avukatlığını yapacağını söyleyerek vekalet aldığını ve şehit ailesinin duruşma salonuna geldiğinde avukatı sanıkların tarafında görünce yıkıldığını öne sürdü.
“TOPÇU DEFTERİNE EL KOYULMALI”
Dinamitlerin patlatılması anında tutulan ve topçu defteri olarak adlandırılan defterlerin sanık avukatlarında olmasını eleştiren müşteki avukatı Can Atalay da, defterdeki verilerin değiştirilme ihtimali olması üzerine Mahkeme Başkanı’na acilen deftere el konulması talebini iletti.
KESK, DİSK, TTB AVUKATLARI TALEBİNİ SUNDU
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci işçi Sendikaları Konferedasyonu(DİSK) ve Türk Tabipler Birliği’nden (TTB) avukatlar da davanın tarafı olmak ve şehit madencilerin ailelerinin haklarını savunmak için mahkemeye taleplerini sundu.
Öte yandan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı çapraz sorgulamanın duruşma zabıtlarının hazır olmaması sebebiyle bir sonraki celseye ertelenmesine karar verdi.
(İHA)