SİVAS (AA) - Sivas'ta yaşayan ve babasının çocukken aldığı asker kıyafetinden etkilenip üniformaya ilgi duyan Anıl Dursun, askeriye içerisine sızan Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) mensup kişiler yüzünden çocukluk hayalini gerçekleştirememenin üzüntüsünü yaşıyor.
Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden bu yıl mezun olan Dursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, askerliğin her Türk gencinin en büyük hayali olduğunu söyledi. Üniforma aşkının, babasının çocukken kendisine aldığı askeri kıyafetle başladığını anlatan Dursun, "Çocukluktan beri askerlik hayalim vardı ve bunu gerçekleştirmek için ortaokul son sınıfta askeri lise sınavlarına girdim ve bando astsubaylığını kazandım." dedi.
Mülakat için İstanbul Kuleli Askeri Lisesine gittiğini ve burada form doldurtmak için kendilerinin bir odaya alındığını dile getiren Dursun, formda hobiler, okuduğu gazeteler ve izlediği televizyon programları gibi bilgilerin de sorulduğunu ifade etti.
Bunları dolduracakları sırada odaya gelen bir komutanın, oradaki erlere, "Bunları neden buraya aldınız, öncelikle müzik yeterlilik sınavına girecekler." demesi üzerine müzik odasına girdiklerini, piyanonun başında bir başçavuş ve arkasında bir teğmenin kendilerini beklediğini anlatan Dursun, şunları kaydetti:
"Önce dişlerimize baktılar, arkasından ritm testi ve en sonunda nota bilgimizi ölçtüler. Benden önce kısa boylu bir arkadaş çıktı ve oradaki başçavuş, 'puanın 50 ama teğmenle 'ağabeylik' ilişkin varmış, bizim ağabeylerdenmiş. Ondan dolayı senin ek 20 puanın varmış.' dediler ve o arkadaşın 50 puanı 70 oldu. Arkasından ben çıktım, dedikleri şeyleri yapmama rağmen bana hiçbir şekilde puan vermediler. Ben barajı geçerek 67 puanla başvurmuştum ancak orada yüz üzerinden herhangi bir puan aldığımızda bir üst kademeye geçmemiz gerekiyordu. Bana 1 puan dahi vermediler."
"Sol kulağın, sağ kulağından büyük"
Lisede de başarılı bir öğrenci olduğunu, Kara, Deniz ve Harp okullarına başvurduğunu dile getiren Dursun, başvurusunun kabul edilmesinin ardından ilk mülakat için Ankara Kara Harp Okuluna gittiğini söyledi.
Mülakata giren yüzbaşının "şınav çekeceksiniz, koşacaksınız" şeklinde emir verdiğini ve bunları yaptıktan sonra sağlık testine girdiğini ifade eden Dursun, şunları anlattı:
"Önce kilo, boy testi yaptılar, dişlerimize baktılar. Daha sonra tek tek doktorların karşısına çıktık. Doktor öncelikle vücudumuzda yara izi olup olmadığına baktı, sonra sırtımı dönmemi istedi ve gelip ciğerime dokundu. Askeriyede elenen öğrencilerin dosyası kırmızı kalemle yazılır, komutan kırmızı ile mavi arasında çok git gel yaptı. Bana kırmızı verdi ve hangi sebepten elendiğim konusunda bir açıklama yapmadı. Ben, ciğerlerimde bir problem var diye tedirgin oldum ve çok korktum. Ancak raporu okuduğumda şok oldum ve kulaklarımla ilgili problem olduğu yazıyordu. Sol kulağım, sağ kulağımdan büyükmüş.
İtiraz ettiğim başka komutan ise 'Kulaklarında problem yok, subay olmana engel bir şey yok. Duyma ve işitsel bir problemin yok ama komutanımın yazdığı raporu bozamam.' dedi. Daha sonra Ankara Numune Hastanesine gittim ve orada doktorlar, kulaklarım ölçülmeden böyle bir rapor verilmesine şaşırdılar. Herhangi bir fiziki ve işitsel problemim olmadığına dair raporlarım var ama askeriye kendi raporlarını kabul ettiği için yapacak bir şeyim yoktu. FETÖ'cü ve vatan haini olmadığım için 'peygamber ocağı' dediğimiz askeriyeye almak istemediler."
"Oğlumun kulaklarını mezura ile ölçtüm"
Anne Filiz Dursun ise oğlu gibi birçok gencin FETÖ'cü olmadığı için yoktan sebeplerle askeri sınavlarda elendiğini ve hayallerinin çalındığı söyledi.
Darbe girişiminde bulunan vatan haini askerlerin kulaklarına da bakılmasını isteyen Dursun, "Oğlumun kulaklarıyla ilgili problem olmadığı yönünde çok sayıda doktordan rapor aldık. Çocuğumun kulaklarını mezurayla ölçtüm, ikisi de aynı geliyordu ve şok oluyordum." dedi.
Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden bu yıl mezun olan Dursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, askerliğin her Türk gencinin en büyük hayali olduğunu söyledi. Üniforma aşkının, babasının çocukken kendisine aldığı askeri kıyafetle başladığını anlatan Dursun, "Çocukluktan beri askerlik hayalim vardı ve bunu gerçekleştirmek için ortaokul son sınıfta askeri lise sınavlarına girdim ve bando astsubaylığını kazandım." dedi.
Mülakat için İstanbul Kuleli Askeri Lisesine gittiğini ve burada form doldurtmak için kendilerinin bir odaya alındığını dile getiren Dursun, formda hobiler, okuduğu gazeteler ve izlediği televizyon programları gibi bilgilerin de sorulduğunu ifade etti.
Bunları dolduracakları sırada odaya gelen bir komutanın, oradaki erlere, "Bunları neden buraya aldınız, öncelikle müzik yeterlilik sınavına girecekler." demesi üzerine müzik odasına girdiklerini, piyanonun başında bir başçavuş ve arkasında bir teğmenin kendilerini beklediğini anlatan Dursun, şunları kaydetti:
"Önce dişlerimize baktılar, arkasından ritm testi ve en sonunda nota bilgimizi ölçtüler. Benden önce kısa boylu bir arkadaş çıktı ve oradaki başçavuş, 'puanın 50 ama teğmenle 'ağabeylik' ilişkin varmış, bizim ağabeylerdenmiş. Ondan dolayı senin ek 20 puanın varmış.' dediler ve o arkadaşın 50 puanı 70 oldu. Arkasından ben çıktım, dedikleri şeyleri yapmama rağmen bana hiçbir şekilde puan vermediler. Ben barajı geçerek 67 puanla başvurmuştum ancak orada yüz üzerinden herhangi bir puan aldığımızda bir üst kademeye geçmemiz gerekiyordu. Bana 1 puan dahi vermediler."
"Sol kulağın, sağ kulağından büyük"
Lisede de başarılı bir öğrenci olduğunu, Kara, Deniz ve Harp okullarına başvurduğunu dile getiren Dursun, başvurusunun kabul edilmesinin ardından ilk mülakat için Ankara Kara Harp Okuluna gittiğini söyledi.
Mülakata giren yüzbaşının "şınav çekeceksiniz, koşacaksınız" şeklinde emir verdiğini ve bunları yaptıktan sonra sağlık testine girdiğini ifade eden Dursun, şunları anlattı:
"Önce kilo, boy testi yaptılar, dişlerimize baktılar. Daha sonra tek tek doktorların karşısına çıktık. Doktor öncelikle vücudumuzda yara izi olup olmadığına baktı, sonra sırtımı dönmemi istedi ve gelip ciğerime dokundu. Askeriyede elenen öğrencilerin dosyası kırmızı kalemle yazılır, komutan kırmızı ile mavi arasında çok git gel yaptı. Bana kırmızı verdi ve hangi sebepten elendiğim konusunda bir açıklama yapmadı. Ben, ciğerlerimde bir problem var diye tedirgin oldum ve çok korktum. Ancak raporu okuduğumda şok oldum ve kulaklarımla ilgili problem olduğu yazıyordu. Sol kulağım, sağ kulağımdan büyükmüş.
İtiraz ettiğim başka komutan ise 'Kulaklarında problem yok, subay olmana engel bir şey yok. Duyma ve işitsel bir problemin yok ama komutanımın yazdığı raporu bozamam.' dedi. Daha sonra Ankara Numune Hastanesine gittim ve orada doktorlar, kulaklarım ölçülmeden böyle bir rapor verilmesine şaşırdılar. Herhangi bir fiziki ve işitsel problemim olmadığına dair raporlarım var ama askeriye kendi raporlarını kabul ettiği için yapacak bir şeyim yoktu. FETÖ'cü ve vatan haini olmadığım için 'peygamber ocağı' dediğimiz askeriyeye almak istemediler."
"Oğlumun kulaklarını mezura ile ölçtüm"
Anne Filiz Dursun ise oğlu gibi birçok gencin FETÖ'cü olmadığı için yoktan sebeplerle askeri sınavlarda elendiğini ve hayallerinin çalındığı söyledi.
Darbe girişiminde bulunan vatan haini askerlerin kulaklarına da bakılmasını isteyen Dursun, "Oğlumun kulaklarıyla ilgili problem olmadığı yönünde çok sayıda doktordan rapor aldık. Çocuğumun kulaklarını mezurayla ölçtüm, ikisi de aynı geliyordu ve şok oluyordum." dedi.