25-03-2016 18:40
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Nusaybin’de şehit olan Uzman Çavuş Yunus Emre Tunca’nın Çubuk’ta oturan ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun yanına gelen mahalle sakini bir kadın, "Sizi televizyonda görünce elinizi öpmek istiyorum" dedi.
Taziye ziyaretinin ardından Kılıçdaroğlu’na yolda seslenen bir kadın, "Şehitlerimiz için yapacağımız bir şey yok. Siz elinizden geleni yapacaksınız. Dayanacak gücümüz kalmadı artık. Yemin ederim kapınıza dayanacağız. Halk artık bitti. Sadece Türkiye Cumhuriyeti değil Çubuk size yeter. Ne Tunceli ne bir şey hepsi bizim din kardeşimiz. Gerçek Alevi biziz" ifadelerini kullandı.
"Sizi televizyonda görünce elinizi öpmek istiyorum" diyerek Kılıçdaroğlu’nun elini öpen mahalle sakini kadının elini Kılıçdaroğlu da öptü.
"UMARIM TÜRKİYE BU ACILARI AŞMIŞ OLUR"
Ardından Kılıçdaroğlu, Çubuk Abidin Yılmaz Huzurevi Yaşlı ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Yaşlılarımızı ziyaret ettik. Personelden son derece memnunlar. Bir gerçeği daha paylaştık yaşlı amcalarımızla. ’Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ demişti Mustafa Kemal Atatürk. Hiç kimsesi olmayan yaşlıların Cumhuriyetin koruması altında olması, sosyal devletin gücünü göstermesi açısından son derece önemli. Bir şehit ailemizi ziyaret ettik yine. Tek erkek çocuğu var ailenin. Dolayısıyla babanın ve annenin dramını hepimiz bir şekliyle yaşıyoruz. Ama biz ne dersek diyelim sonunda ateş düştüğü yeri yakıyor. Ailenin acısını paylaştık. Dün çok sayıda şehit haberi tekrar geldi. Gerçekten de artık bu Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Yolda bir kadın önümü kesti. ’Yukarıdakilere söyleyin’ diyor. ’Analar ağlamasın, bu hale Türkiye’yi getirmesinler. Biran önce bunun yolunu bulsunlar’ diye. Kendisine söz verdim bunu aktaracağıma dair. Uygun bir ortamda da aktaracağım ilgililere. Böyle bir acımız var. Umarım Türkiye bu acıları aşmış olur" diye konuştu.
"UMARIM BU DAVAYA SİYASAL İKTİDAR MÜDAHİL OLMAZ"
Bugün İstanbul’da çok önemli bir dava olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Can Dündar ve Erdem Gül dolayısıyla görülen dava. Umarım bu davaya siyasal iktidar şu veya bu yönde müdahil olmaz. Yapılacak her müdahale Türkiye’nin demokrasisine gölge düşürür, yargı bağımsızlığına gölge düşürür. Oradaki hakim ve savcıların umuyorum, diliyorum telkinler altında kalmazlar ve adaleti sağlarlar, demokrasimizi güçlendirirler. Türkiye’de yargıçlar varmış sözünü umarım hak ettiği yere oturtmuş olurlar" dedi.
"DAVUTOĞLU’NA SORMAK İSTERİM SİZ BU KONUDA NE YAPACAKSINIZ?"
AK Partili milletvekillerinin terörist cenazesine gitme polemiği hatırlatılarak, bugün Galip Ensarioğlu’nun ’Gittim PYD’li bir isme ama o zaman PYD terör örgütü değildi’ açıklamasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Terör örgütü terör örgütüdür. Dün terör örgütü değildi, bugün terör örgütü demek doğru değil. Ama bu yürekliliği gösterip taziyeye gittiğini açıklaması dolayısıyla kendisini kutluyorum. En azından bu cesareti gösteriyor. Şimdi tabi Sayın Davutoğlu’na sormak isterim, siz bu konuda ne yapacaksınız? Acaba dokunulmazlığı kaldırma gibi bir girişiminiz olacak mı diye bende merak ediyorum" yanıtını verdi.
"BANA GELEN BİLGİ İKİ KİŞİNİN TAZİYE ZİYARETİNE GİTTİĞİ ŞEKLİNDE"
"Diğer milletvekili Yasin Aktay mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "O konuda kendisi bir açıklama yapmış yine. Benim adıma birileri tweet attı. Ama o kişide o tweet’i hatırlayamadığını ifade ediyor. Şunu açıklıkla ifade edeyim, bana gelen bilgi iki kişinin taziye ziyaretine gittiği şeklinde. Tepkiyi partinin milletvekillerine göre değil, tepkiyi ilkeye göre vermemiz lazım. Eğer bir ilkemiz varsa, ilkenin arkasında duracaksak kim farklı bir davranış içine giriyorsa aynı tepkiyi ortak olarak göstermek zorundayız, işin doğrusu budur" diye konuştu.
"SİYASİ SORUMLULUĞU ÜSTLENECEK NAMUSLU, ERDEMLİ SİYASETÇİLER BEKLİYORUZ"
Belçika’daki terör saldırısının ardından Adalet ve İçişleri Bakanlarının istifalarını sunmasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Anayasa’nın 112. maddesi var; siyasi sorumluluk der. Siyasi sorumluluğu üstlenecek namuslu, erdemli, ahlaklı siyasetçiler bekliyoruz. Biz en azından bizim siyasetçilerimizde o kadar dürüst, namuslu olsunlar, ahlaklı olsunlar. Orada en ufak bir olay dolayısıyla gidip istifa dilekçelerini veriyorlar. O erdemi gösteriyorlar. Biz niye göstermiyoruz? Hangi gerekçeyle niçin göstermiyoruz? Ölenlerin sırtından mı geçinmiş oluyoruz. İstihbarat zafiyeti var ve kimse istifa etmiyor. İnsanlar hayatını kaybediyor, kimse istifa etmiyor. Çıkıyorlar terörü lanetlemek için hastanelerde cenazeler, ağır yaralılar varken televizyonlarda gülümseyerek olayları anlatıyorlar. Yine kimse istifa etmiyor. Bu işin sorumlusu kim? Yaşlılar evindeki yaşlılar değil, simitçi, taksi şoförü değil. Sorumluluğu üstlenen bu ülkede yönetimde bulunan kişiler, yani bakanlar, yani hükümet. Birileri de çıkıp bu işi beceremedik deme yürekliliğini göstersin."
(İHA)
Taziye ziyaretinin ardından Kılıçdaroğlu’na yolda seslenen bir kadın, "Şehitlerimiz için yapacağımız bir şey yok. Siz elinizden geleni yapacaksınız. Dayanacak gücümüz kalmadı artık. Yemin ederim kapınıza dayanacağız. Halk artık bitti. Sadece Türkiye Cumhuriyeti değil Çubuk size yeter. Ne Tunceli ne bir şey hepsi bizim din kardeşimiz. Gerçek Alevi biziz" ifadelerini kullandı.
"Sizi televizyonda görünce elinizi öpmek istiyorum" diyerek Kılıçdaroğlu’nun elini öpen mahalle sakini kadının elini Kılıçdaroğlu da öptü.
"UMARIM TÜRKİYE BU ACILARI AŞMIŞ OLUR"
Ardından Kılıçdaroğlu, Çubuk Abidin Yılmaz Huzurevi Yaşlı ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Yaşlılarımızı ziyaret ettik. Personelden son derece memnunlar. Bir gerçeği daha paylaştık yaşlı amcalarımızla. ’Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ demişti Mustafa Kemal Atatürk. Hiç kimsesi olmayan yaşlıların Cumhuriyetin koruması altında olması, sosyal devletin gücünü göstermesi açısından son derece önemli. Bir şehit ailemizi ziyaret ettik yine. Tek erkek çocuğu var ailenin. Dolayısıyla babanın ve annenin dramını hepimiz bir şekliyle yaşıyoruz. Ama biz ne dersek diyelim sonunda ateş düştüğü yeri yakıyor. Ailenin acısını paylaştık. Dün çok sayıda şehit haberi tekrar geldi. Gerçekten de artık bu Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Yolda bir kadın önümü kesti. ’Yukarıdakilere söyleyin’ diyor. ’Analar ağlamasın, bu hale Türkiye’yi getirmesinler. Biran önce bunun yolunu bulsunlar’ diye. Kendisine söz verdim bunu aktaracağıma dair. Uygun bir ortamda da aktaracağım ilgililere. Böyle bir acımız var. Umarım Türkiye bu acıları aşmış olur" diye konuştu.
"UMARIM BU DAVAYA SİYASAL İKTİDAR MÜDAHİL OLMAZ"
Bugün İstanbul’da çok önemli bir dava olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Can Dündar ve Erdem Gül dolayısıyla görülen dava. Umarım bu davaya siyasal iktidar şu veya bu yönde müdahil olmaz. Yapılacak her müdahale Türkiye’nin demokrasisine gölge düşürür, yargı bağımsızlığına gölge düşürür. Oradaki hakim ve savcıların umuyorum, diliyorum telkinler altında kalmazlar ve adaleti sağlarlar, demokrasimizi güçlendirirler. Türkiye’de yargıçlar varmış sözünü umarım hak ettiği yere oturtmuş olurlar" dedi.
"DAVUTOĞLU’NA SORMAK İSTERİM SİZ BU KONUDA NE YAPACAKSINIZ?"
AK Partili milletvekillerinin terörist cenazesine gitme polemiği hatırlatılarak, bugün Galip Ensarioğlu’nun ’Gittim PYD’li bir isme ama o zaman PYD terör örgütü değildi’ açıklamasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Terör örgütü terör örgütüdür. Dün terör örgütü değildi, bugün terör örgütü demek doğru değil. Ama bu yürekliliği gösterip taziyeye gittiğini açıklaması dolayısıyla kendisini kutluyorum. En azından bu cesareti gösteriyor. Şimdi tabi Sayın Davutoğlu’na sormak isterim, siz bu konuda ne yapacaksınız? Acaba dokunulmazlığı kaldırma gibi bir girişiminiz olacak mı diye bende merak ediyorum" yanıtını verdi.
"BANA GELEN BİLGİ İKİ KİŞİNİN TAZİYE ZİYARETİNE GİTTİĞİ ŞEKLİNDE"
"Diğer milletvekili Yasin Aktay mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "O konuda kendisi bir açıklama yapmış yine. Benim adıma birileri tweet attı. Ama o kişide o tweet’i hatırlayamadığını ifade ediyor. Şunu açıklıkla ifade edeyim, bana gelen bilgi iki kişinin taziye ziyaretine gittiği şeklinde. Tepkiyi partinin milletvekillerine göre değil, tepkiyi ilkeye göre vermemiz lazım. Eğer bir ilkemiz varsa, ilkenin arkasında duracaksak kim farklı bir davranış içine giriyorsa aynı tepkiyi ortak olarak göstermek zorundayız, işin doğrusu budur" diye konuştu.
"SİYASİ SORUMLULUĞU ÜSTLENECEK NAMUSLU, ERDEMLİ SİYASETÇİLER BEKLİYORUZ"
Belçika’daki terör saldırısının ardından Adalet ve İçişleri Bakanlarının istifalarını sunmasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Anayasa’nın 112. maddesi var; siyasi sorumluluk der. Siyasi sorumluluğu üstlenecek namuslu, erdemli, ahlaklı siyasetçiler bekliyoruz. Biz en azından bizim siyasetçilerimizde o kadar dürüst, namuslu olsunlar, ahlaklı olsunlar. Orada en ufak bir olay dolayısıyla gidip istifa dilekçelerini veriyorlar. O erdemi gösteriyorlar. Biz niye göstermiyoruz? Hangi gerekçeyle niçin göstermiyoruz? Ölenlerin sırtından mı geçinmiş oluyoruz. İstihbarat zafiyeti var ve kimse istifa etmiyor. İnsanlar hayatını kaybediyor, kimse istifa etmiyor. Çıkıyorlar terörü lanetlemek için hastanelerde cenazeler, ağır yaralılar varken televizyonlarda gülümseyerek olayları anlatıyorlar. Yine kimse istifa etmiyor. Bu işin sorumlusu kim? Yaşlılar evindeki yaşlılar değil, simitçi, taksi şoförü değil. Sorumluluğu üstlenen bu ülkede yönetimde bulunan kişiler, yani bakanlar, yani hükümet. Birileri de çıkıp bu işi beceremedik deme yürekliliğini göstersin."
(İHA)
