MUSUL
Musul'un doğu kent merkezindeki Karama, Kudüs, Aden, İntisar ve diğer mahallerde orduya bağlı antiterör timleri ile DEAŞ militanları arasında sokak çatışmaları yaşanıyor.
Çatışmaların her geçen gün şiddetlendiği Musul'daki kent sakinleri de buldukları ilk fırsatta yanlarına hafif eşyalar alarak kaçmaya çalışıyor.
Kentteki siviller, Irak merkezi hükümeti ve Birleşmiş Milletler tarafından kurulup, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) gözetimindeki iki ayrı Hazır ve Hasan Şam çadır kamplarına sevk ediliyor.
Güvenlik güçlerinin eşliğinde kent merkezinden çıkarılan aileler daha sonra kamplara sevk edilmek üzere Peşmerge güçlerine teslim ediliyor. DEAŞ'ın sığınmacı gibi davranarak güvenli bölgelere sızmasını engellemek için ise Kürt güçleri tarafından ön soruşturma yapıldıktan sonra söz konusu kişiler kamplara gönderiliyor.
"Evimiz yıkılınca kaçtık"
Musul'un Bekır semtinde oturan ve yaşanan şiddetli çatışmalardan dolayı eşi ve iki çocuğuyla kaçan Garib Reşit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "DEAŞ, sivillerin evlerini terk etmesine izin vermiyor ancak havan ve RPG saldırılarından dolayı evin başımıza yıkılmasından sonra çaresiz bir şekilde kaçıp, güvenlik güçlerinin konuşlandığı bölgeye kendimizi ulaştırdık" dedi.
"Çocuklarımı yanıma alamadım"
Çocuklarını kaybettiğinden dolayı çaresiz şekilde eşiyle araç içerisinde bekleyen Muhammed Mahmud adındaki Musullu ise ivedilikle evi terk ettikleri sırada çocuklarının başka bir evde olmasından dolayı, yanlarına alamadıklarını söyledi.
Musul'un Hazır semtinde oturan Sefin Abdurrahman ise çatışmaların ortasında nasıl kaldıklarını ve kaçışlarını şu sözlerle anlattı:
"Çatışmalar bir ara durdu. Kapımın önünde birkaç aile gelip birlikte kaçmayı teklif etti. Ben de çocuklarımı yanıma alarak kenti terk etmek istedim ancak militanlar bizi fark etti. Arkamızdan ateş açıp, keskin nişancılarla vurmaya çalıştılar. Siper alıp kendimizi güvenlik güçlerinin kontrol noktasına ulaştırdık. Bu şekilde hiç kimseye zarar gelmeden kaçmayı başardık."
DEAŞ'ın birçok keyfi ve vahşi uygulamasına maruz kaldıklarını veya kendi gözleriyle şahit olduğunu aktaran Abdurrahman, "Kendi yasalarının dışında yapılan her şeyin bir cezası vardı. Örgütün birçok cezalandırmalarını ibret olsun diye cadde ortasında yapıyordu. En ağırı ise insanların araçların arkasına iple bağlanıp çekilmesi veya toplu bir şekilde başlarının kesilmesiydi." ifadelerini kullandı.
Çatışmaların yoğun şekilde yaşandığı Musul'un bir başka mahallesi İntisar'dan gelen Esad Ali, "Musul'u kurtarma operasyonu başladığından bu yana örgüt her türlü suçu işliyor. Sokakta kaçmaya çalışan çocukları bile keskin nişancılarla vuruyor. Bu yüzden insanlar kentten çıkmakta zorlanıyor." diye konuştu.
Irak Göç ve Göçmenler Bakanı Derbaz Muhammed, Musul ve Kerkük'ün Havice ilçesinden şu ana kadar 50 bin kişinin evini terk ettiğini açıklamıştı.
Irak Başbakanı Haydar el İbadi, DEAŞ'ın 10 Haziran 2014'den bu yana elinde tuttuğu Musul'un kurtarılması için 17 Ekim'de operasyona başlandığını duyurmuştu.
Muhabir: İdris Okuducu,Hemin Hüseyin
dikGAZETE.com