Silivri’nin Çanta Mahallesi Cambaztepe mevkiinde özel bir site arazisi içinde yapılan kazıda bir savaşçıya ait olduğu düşünülen 5 bin yıllık tarihi mezar bulundu.
İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından yılın en büyük arkeolojik keşfi olarak nitelendirilen mezarda savaşçıya ait olduğu düşünülen mızrak ve küçük küpler bulundu. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, “5 bin yıl çok önemli bir tarih, insanlığın bronz çağına gittiği dönemler, Silivri aslında bilinen tarihiyle 7 bin yıllık bir şehir. Daha eski buluntuların da olacağını tahmin ediyoruz. 2 yıl önce 7 bin yıl olduğu tahmin edilen Friglerin kurduğu bir şehirden bahsediliyordu. Frigler bilindiği gibi İstanbul’u kuran medeniyet, Bizans şehrinin konumu gereği o zaman Avrupa bağlantı kapısı, denizle ilk buluştuğu yer, o tarihe göre lojistiğinin çok güçlü olduğu bir tarım alanı verimli toprakları olan Bizans’ın o dönemde bir ilçesiydi. Bildiğimiz Bizans’ın surlarının sanayisinin olduğu bir şehirdi. Avrupa’dan gelenlerin ilk uğrak yeriydi Silivri, şimdi burasıyla o medeniyet ortaya çıkıyor. Buradaki açılan mezarın araştırması ve raporu çıktığında muhtemelen o dönemin çok önde gelen bir devlet adamı, bir komutanının ya da kralın bir mezarı olduğundan tahmin ediliyor. Bu çıkacak araştırma sonrasında netlik kazanacak. Bunlar bulunup ortaya çıkarıldıkça birçok bilemediğimiz anlamlandıramadığımız birçok konu aydınlığa çıkmış olacak. Kentlerin de tarihi hafızaları vardır insanlar gibi, onları korumak gerektiğini böyle buluntularla daha iyi anlıyoruz. Örneğin Amerika’da 200 yıllık kitabı insanlar dokunurken elleri titriyor çok tarihi değeri var diye ama görüyorsunuz bizde 7 bin yıllık taşlar var burada onlar olsa herhalde bayılırlardı. Dünyanın sahip olduğu insanlık medeniyetine biz burada ev sahipliği yapıyoruz. Çıkan sonuçlardan sonra Büyükşehirle de bunları paylaşıp bu bölgeyi bir sit alanı ilan edilmesini, ona göre planlanmasını sağlayacağız. Etrafında yapacağımızı düzenlemelerle bunu bir sektöre çevirmemiz lazım bu bizim zenginliğimiz, bölgemizi hem tanıtacağız hem de eski bir medeniyete sahip olduğumuz göstereceğiz. Bu bölgenin ayrı planlanması sit alanı ilan edilerek korunması bizim geleceğimiz için en büyük zenginlik aracı olacağını şimdiden söyleyebilirim” dedi.
Tarihi mezarın bulunduğu arazinin sahibi Adem Arslan ise “Buranın mazisi oldukça eski, 2006 yıllarına dayanıyor. Ancak 2012 yılında biz burada Turizm Bakanlığından kazı için ruhsat almıştık. Verdiğimiz taahhüdün süresinin geçtiğinden 2015 yılında tekrar kazı ruhsatını yeniledik. 2015 yılında hızlandırarak 2016 yılının ilk çeyreğinde bu kazıyı gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Müzeler Müdürlüğünün gözetiminde yapılan kazılarda beklenen kalıntıların çıkması sonucu kazıya son verildi. Müzeler Müdürlüğündeki raportörün raporu sonucunda ilgili bilgiler kamuoyuyla paylaşılacak” diye konuştu.
(İHA)
İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından yılın en büyük arkeolojik keşfi olarak nitelendirilen mezarda savaşçıya ait olduğu düşünülen mızrak ve küçük küpler bulundu. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, “5 bin yıl çok önemli bir tarih, insanlığın bronz çağına gittiği dönemler, Silivri aslında bilinen tarihiyle 7 bin yıllık bir şehir. Daha eski buluntuların da olacağını tahmin ediyoruz. 2 yıl önce 7 bin yıl olduğu tahmin edilen Friglerin kurduğu bir şehirden bahsediliyordu. Frigler bilindiği gibi İstanbul’u kuran medeniyet, Bizans şehrinin konumu gereği o zaman Avrupa bağlantı kapısı, denizle ilk buluştuğu yer, o tarihe göre lojistiğinin çok güçlü olduğu bir tarım alanı verimli toprakları olan Bizans’ın o dönemde bir ilçesiydi. Bildiğimiz Bizans’ın surlarının sanayisinin olduğu bir şehirdi. Avrupa’dan gelenlerin ilk uğrak yeriydi Silivri, şimdi burasıyla o medeniyet ortaya çıkıyor. Buradaki açılan mezarın araştırması ve raporu çıktığında muhtemelen o dönemin çok önde gelen bir devlet adamı, bir komutanının ya da kralın bir mezarı olduğundan tahmin ediliyor. Bu çıkacak araştırma sonrasında netlik kazanacak. Bunlar bulunup ortaya çıkarıldıkça birçok bilemediğimiz anlamlandıramadığımız birçok konu aydınlığa çıkmış olacak. Kentlerin de tarihi hafızaları vardır insanlar gibi, onları korumak gerektiğini böyle buluntularla daha iyi anlıyoruz. Örneğin Amerika’da 200 yıllık kitabı insanlar dokunurken elleri titriyor çok tarihi değeri var diye ama görüyorsunuz bizde 7 bin yıllık taşlar var burada onlar olsa herhalde bayılırlardı. Dünyanın sahip olduğu insanlık medeniyetine biz burada ev sahipliği yapıyoruz. Çıkan sonuçlardan sonra Büyükşehirle de bunları paylaşıp bu bölgeyi bir sit alanı ilan edilmesini, ona göre planlanmasını sağlayacağız. Etrafında yapacağımızı düzenlemelerle bunu bir sektöre çevirmemiz lazım bu bizim zenginliğimiz, bölgemizi hem tanıtacağız hem de eski bir medeniyete sahip olduğumuz göstereceğiz. Bu bölgenin ayrı planlanması sit alanı ilan edilerek korunması bizim geleceğimiz için en büyük zenginlik aracı olacağını şimdiden söyleyebilirim” dedi.
Tarihi mezarın bulunduğu arazinin sahibi Adem Arslan ise “Buranın mazisi oldukça eski, 2006 yıllarına dayanıyor. Ancak 2012 yılında biz burada Turizm Bakanlığından kazı için ruhsat almıştık. Verdiğimiz taahhüdün süresinin geçtiğinden 2015 yılında tekrar kazı ruhsatını yeniledik. 2015 yılında hızlandırarak 2016 yılının ilk çeyreğinde bu kazıyı gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Müzeler Müdürlüğünün gözetiminde yapılan kazılarda beklenen kalıntıların çıkması sonucu kazıya son verildi. Müzeler Müdürlüğündeki raportörün raporu sonucunda ilgili bilgiler kamuoyuyla paylaşılacak” diye konuştu.
(İHA)