Siirt'in unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri gelecek kuşaklara aktarılıyor.
Kentin tarihi boyunca mutfaklarda yer almış ancak unutulmaya yüz tutmuş yemekler, Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM) bünyesindeki aşçılık kursunda genç kızlara öğretiliyor.
Cokat, kitel, ırk, ismeyket, gebole, varak keek ve yaprak şişe gibi hazırlanması saatleri bulan lezzetler, püf noktalarıyla hem teorik hem uygulamalı olarak gençlere öğretilerek geleceğe taşınıyor.
ÇATOM Sorumlusu Pelin Ertekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurs sayesinde kadınların bir araya gelip deneyimlerini paylaşarak, beceri kazanmaları ve sosyalleşmelerini sağladıklarını ifade ederek, kursa 54 kişinin katıldığını söyledi.
Kursa il dışından da katılım olduğunu dile getiren Ertekin, şöyle konuştu:
"Siirt çok zengin bir mutfak kültürüne sahip. Bu kültürü gençlerimize öğretiyoruz. Eğitim gören kursiyerlerimiz de öğrendiklerini gelecekte çocuklarına öğretecek. Düzenlediğimiz yarışmalarla kızlarımızı yöresel yemek yapmaya teşvik ediyoruz. Aşçılık kursumuzda şu ana kadar 54 genç kızımıza eğitim verdik. Burada bir araya gelen kursiyerler, hem güzel vakit geçiriyorlar hem yapımı zor ama tadına doyum olmayan yöresel yemeklerin yapımını en ince ayrıntılarına kadar öğreniyorlar."
Usta öğretici Ceyhan Erko da unutulmaya yüz tutmuş yemekleri gençlere aktarmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayarak, "En azından annelerimizin ve ninelerimizin yaptıkları lezzetleri yeni nesillere öğretip, onları fast food yiyeceklerden uzaklaştırıyoruz. Çok meşakkatli yemek kültürümüz var. Bu nedenle kursiyerler ilk etapta biraz zorlanıyor ama bir süre sonra öğreniyor." ifadelerini kullandı.
"Babam yaptığım yemeği çok beğendi"Kursiyer Elif Kılıç da yöresel yemekleri kurs sayesinde çok iyi öğrendiğini söyledi.
Annesi, ablası ve yengesinin yaptığı yemekleri yediğin için yemek yapmayı öğrenmediğini ifade eden Kılıç, "Daha sonra annem vefat etti, ablam evlendi, yengem de başka eve taşınınca babam ile tek kaldım. Bu nedenle yemek yapımını öğrenmem gerekti. Burada yemek yapmayı öğrendim. Böylece hem misafirlere mahcup olmuyorum hem de kursu tamamlayınca belge sahibi olacağım." diye konuştu.
Evde babasına yaptığı ilk yemeğin, yörede "cokat" olarak bilinen bumbar çeşidi olduğunu belirten Kılıç, "Babam yaptığım yemeği çok beğendi. Bu da beni daha çok yemek yapmaya teşvik etti. Hatta babam ileride lokanta açabileceğini söyledi. Hocalarıma teşekkür ediyorum." dedi.
Fatoş Ekin de çocukluğundan beri çok istemesine rağmen bir türlü yemek yapmaya fırsat bulamadığını anlattı.
Ekin, "Burada açılan kursa başladım ve hocalarım sayesinde yemek yapmayı öğrendim. Kendi kendime 'ne kadar da çok güzel yemek yapıyorum' diyorum artık. İçli köfte ve bumbar, hepsini burada öğrendim. Genç kızlar yöresel yemeklerin yapımını öğrenmek için kursa katılmalı." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com