Güneş veya sıcak çarpmalarının, aşırı sıcağa maruz kalma sonucu, beden ısısını ayarlayan terleme mekanizmasının bozulmasına bağlı olarak, vücut ısısının düşürülememesi sonucu ortaya çıkan bir durum olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Terleme yoluyla vücut ısısının dengede tutulmaya çalışıldığını ancak 65 yaşın üzerinde olanlar, bebekler, hamileler, açık alanda çalışan işçiler, aşırı kilolular, kronik hastalığı bulunanlar ve sürekli ilaç kullanmak zorunda olan vatandaşların risk altındadır. Güneş veya sıcak çarpmalarının aşırı sıcağa maruz kalma sonucu, beden ısısını ayarlayan terleme mekanizmasının bozulmasına bağlı olarak, vücut ısısının düşürülememesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Vücut ısısı 15 dakika içerisinde 40-41 derecenin üzerine çıkabilmektedir. Güneş veya sıcak çarpmalarının acil olarak tedavi edilememesi durumunda kalıcı hasara veya ölüme neden olabilir. Ateşin 39,4 derecenin üzerine çıkması, derinin kuru, kırmızı ve sıcak olması, bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, göz çukurlarının belirginleşmesi ve görme netliğinin bozulması durumunda ise şuur bulanıklığı veya kaybı olabilmektedir. Bu gibi durumlarda ilk yardım olarak kişilerin hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınması, sıkı giysilerin gevşetilmesi, soğuk veya soğutucularla soğutulmaya çalışması, bilinci kapalıysa kesinlikle içmesi için sıvı verilmemesi ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmesi gerekir. Bu kişilere gerekli durumlarda hava yolu açılabileceği gibi suni solunum da yapılabilmektedir. Günün en sıcak saatleri olan 10.00-16.00 arasında mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalı. Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamalı. Aşırı hareketlerden kaçınılmalı, sulu gıdalar almaya dikkat edilmeli" dedi.
"BOL SIVI TÜKETİLMELİ"
Uzun süre aşırı sıcağa maruz kalan vatadanşlarda vücutta su ve mineral kaybının meydana geldiğini ifade eden Yasin Yılmaz, şunları söyledi:
"Özelikle yaşlılarda, yüksek tansiyonu olanlarda ve güneş altında çalışanlarda su ve mineral kaybı daha fazla görüldüğü, aşırı terleme, yorgunluk, halsizlik, bayılma hissi, nabız hızlanması, ateş yükselmesi belirtileriyle kendini gösterebilir. Bu gibi güneş çarpması durumlarında ise derinin soğuk ve nemli, solunumun hızlı olabileceği, ancak hayati tehlikenin bulunmadığı, bu gibi durumda olanların serin bir yerde istirahata alınmaları, hastanın giysilerinin gevşetilip, sırt üstü yatırılarak bacaklarının yükseltilmesi ve ıslak havlu veya bezle serinletilmeye çalışılmalıdır. Güneş çarpmasına maruz kalan kişilere bol miktarda sıvı, özellikle tuzlu ayran içirilmesini tavsiye ediyoruz. Aşırı aktivite sonucunda terlemeye bağlı olarak vücutta hızlı bir su ve mineral kaybı sıcak kramplarına neden olabilir. Sıcak krampları aynı zamanda sıcak bitkinliğinin belirtilerinden birisidir. Genellikle karın, bacak ve kol kaslarının fiziksel aktivite sırasında ağrılı spazmlarıyla meydana gelir. Sıcak krampları için tıbbi tedaviye gerek yoktur, kişinin yaptığı aktivite durdurulmalı, sakin ve serin bir yerde oturtulmalıdır, meyve suyu veya mineralli içecekler içirilmelidir. Kramp meydana geldikten sonra en az birkaç saat fiziksel aktivite de bulunulmamalı, 1 saat içerisinde geçmezse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."
"GÜNEŞ YANIKLARINA KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI"
Güneş yanıklarına karşı da vatandaşların dikkatli olması gerektiğini belirten Yılmaz, "Uzun süreli güneş ışığına maruz kalma sonucunda deride kızarık, ağrılı ve aşırı sıcak bir durum ortaya çıkabilir.
Bu duruma maruz kalan kişide ateş, su toplanması ve şiddetli ağrı varsa veya 1 yaşından küçükse en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekir" diye konuştu.
Güneş yanığından korunmak için güneş ışığına karşı maruz kalınmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz şunları kaydetti:
"Güneş yanığı olan yerler soğuk su ile silinmeli, etkilenmiş bölgelere nemlendirici tıbbi losyon sürülmelidir. Yağ, salça, yoğurt ve diş macunu gibi maddeler kesinlikle sürülmemelidir. Sıcak ve nemli havalarda aşırı terlemeye bağlı olarak, halk arasında 'isilik' olarak bilinen ve en çok bebeklerde görülen durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Genellikle boyun, göğüs, dirsek iç yüzü kıvrımlarındaki kızarıklıkların görüldüğü yerlerin kuru ve serin tutulmasının sağlanması gerekir."
MEHMET YAŞAR BEYAZIT
Kaynak: IHA
dikgazete.com