Avrupa Birliği ile işbirliği içerisinde sürdürülen Etkin Rehberlik ve Denetim Yolu ile Kayıtlı İstihdamın Teşviki Projesi kapsamında Rize’ye gelen SGK Sigorta Pirimi Genel Müdürü Ahmet Açıkgöz, din görevlileri ve muhtarlarla yapılacak eğitim programı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Kayıt dışı istihdam azaldı"
Kayıt dışı istihdamın azaldığını, 2023 yılında oranı yüzde 15’lere düşürmeyi hedeflediklerini belirten Açıkgöz, “2002 yıllarında kayıt dışı istihdam seviyemiz yüzde 52 seviyelerindeydi. Bu oranı bugün yüzde 32’lere kadar düşürdük. Ciddi bir düşüş sağlandı ama katetmemiz gereken çok mesafe var. Bizim 2023 yılın yılında tarım alanının dışındaki kayıt dışı istihdam hedefimiz yüzde 15’dir. Bu hedefimizi tutturmak için gece gündüz çalışmalar yapıyoruz. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde TÜİK verilerine göre yüksek bir kayıt dışı oranı görülüyor. Bu bölgede tarım faaliyetleri yoğun olduğu için bu alandaki kayıt dışı istihdam da yüksek gözleniyor. Bu bölgede tarım alanında kayıt dışı istihdam yüzde 52’lerde görülüyor ama tarım dışı orana bakıldığında yüzde 19 olduğunu görüyoruz. Bu rakam da Türkiye ortalamasının altındadır” dedi.
"Tarla sahibi sigortalamak zorunda değil"
Açıkgöz, tarım alanında tarla sahiplerinin günü birlik çalıştırdıkları işçileri sigortalama zorunluluğunda olmadığının altını çizerek, “Tarım sektöründe çalışanların sigortalılıklarının yapılması; işverene yani arazi sahiplerine ait bir durum değil. Geçici ve günü birlik çalışan tarım işçilerinin sigortalılıklarını tarla sahipleri yapmak zorunda değil. Öyle bir zorunlulukları yok. Bu konuda getirilmiş bir düzenleme var. Tarlalarda çalışan işçilerimiz kendileri sigortalarını yaptırmak ve primlerini ödemek sureti ile sigortalılıklarını sağlayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
"SGK iflas etmez"
Açıkgöz, SGK’da açık olmasına rağmen devlet güvencesinde olduğu için iflasın söz konusu olmayacağını ifade ederek, “Sosyal Güvenlik Kurumu’na devlet katkısı vardır. Devlet katkısı olmayan bir sosyal güvenlik sistemi yoktur. Anayasada da bu güvence altındadır. Dolayısıyla devletin garantisi altındadır. Bu anlamda sosyal güvenlik sisteminin iflasa sürüklenmesi söz konusu değildir. Ama elbette gelirine göre giderini ayarlamak zorundadır. Bizde de bir açık vardır. Ancak bunun sürdürülebilir olması önemlidir. Bizim bu açığı sıfırlama gibi bir niyet ve gayretimiz yoktur. Açığı sıfırlayacağız diye vatandaşımızın sağlık hizmetlerini kısıtlayamayız. Emekli aylıklarını düşüremeyiz. Eğer açığı kapatmak istesek emekli maaşlarına zam yapmayız, sağlık giderlerinin bir kısmını karşılamayız ve açığı kapatırız. Ama amacımız bu değil. Sağlık hizmetlerini kısıtlamadan, aylıkları kısıtlamadan sürdürülebilir bir hizmet sağlamak için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
"Erken emeklilik yok"
Son günlerde basında yer alan erken emeklilik tartışmalarına da açıklık getiren ve kurum içerisinde bu yönde bir çalışmaları olmadığına vurgu yapan Açıkgöz, "Kayıt dışı oranlarımız azaldıkça sigortalı sayımızda artıyor. Çalışan aktif-pasif oranlarımız iyileşme sürecinde. Daha iyi olacağını ifade etmek istiyoruz. Şu anda yaklaşık her iki çalışana karşı bir emeklimiz var. Bu oran uygun değil. 3-4 çalışana bir emekli seviyelerine gelmesi gerekir. Çalışanlarımız ‘günümü doldurdum yaşımı bekliyorum ne yapabilirim’ diyor. Emeklilik tanımı eşittir yaştır. Avrupa’da da böyledir. Avrupa ülkelerinde gün tanımlaması yoktur. Belli yaşa gelenler emekliye ayrılabilir. Çalışamayacak yaşa gelen insana emekli denir. Emeklilik yaşlılık aylığıdır. ‘Ben 10 bin günü tamamladım ama 45 yaşındayım, bana maaş verin’ denilemez çünkü bu sisteme aykırıdır. Bunun aksi sistemin dengelerini bozar. Bu konuda bir çalışma yok" diye konuştu.
Göktürk Fırat