Antalya'da 2009 yılında bakkala gitmek üzere evden çıkan ve cesedi 10 gün sonra Isparta'da boş bir arazide bulunan 15 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın, vücuduna uyuşturucu madde enjekte edilip, zorla alkol verildiği, tecavüze uğrayıp, darp sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi. Başka bir suçtan tutuklu M.M.K. ile O.K. ve E.K., 7 yıl sonra Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden hakim karşısına çıktı.
Sezgi Kırıt'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın yargılanmasına Antalya Adliyesi'nde başlandı. 30 avukatın müdahillik için başvuru yaptığı davada, Sezgi Kırıt'ın ablası Sevgi Kırıt, annesi Hanife Kırıt ve babası Hasan Kırıt'ın da duruşmaya katılması bekleniyor. Davayı çok sayıda kadın avukat, Baroların Çocuk Hakları Komisyonu Merkezleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, KADEM, Antalya Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Türkiye Kadınlar Derneği Federasyonu, çeşitli STK'lar ve CHP Afyon Milletvekili Burcu Köksal takip etti.
Adliye bahçesinde açıklamalarda bulunan Sezgi Kırıt'ın ailesinin avukatı Sibel Önder, iddianamelerinin 7 yıl sonra kabul edildiğini belirterek, bugün yargılama sürecinin başladığını kaydetti.
İlk celsede sanıkların tutuklanmaları yönünde 30 Haziran'da dilekçelerini ibra ettiklerini ve heyetin karar vermesini beklediklerini kaydeden Önder, "Sanıkların katılmasını istiyoruz. Toplam 4 sanık var, bunlardan birisi geçen sene hayatını kaybetti. O dosyadan çıkarıldı. Başka bir suçtan tutuklu olan sanıklardan biri var. Diğer iki sanık sokakta eli kolunu sallayarak geziyor" dedi.
"Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanacaklar"
Sanıkların biri bayan 3'ü erkek olduğunu ifade eden Önder, "Hürriyetten alı koyma, kaçırılma, cinsel taciz, istismar suçlamaları var dosyada. Bir kadın da yardım ve yataklıktan yargılanıyor. Bugün için belki Türkiye'de ilk gerçekleşti. Birden fazla erkeğin tecavüzü, işkenceyle öldürülme dosyaya eklendi. Daha da ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanacaklar" diye konuştu.
"1 gün tutuklu kaldılar"
7 yıl boyunca yeniden bir yargılama yolunun açılması için mücadele verdiğinin altını çizen Önder, "Sezgi'nin adli tıp tarafından ölüm nedeni tespit edilememişti. Sanıkların ilk soruşturma aşamasında sanıkların Sezgi'yi bıraktığı arazide lastik izleri tespit edildi. Aracın lastik izi ve Mobese kameralarından yola çıkan ekipler, şahıslara ulaştı. Ama sanıklar sadece birer gün tutuklu kaldılar. Sezgi'ye alkol, uyuşturucu verdiklerini, kendisi ile birlikte olduklarını söylediler. Ama ne var ki adli tıp, sadece Sezgi’nin üzerinde birden fazla erkeğin sperm örneklerine rastlayabildi. Sezgi'de herhangi bir şekilde alkol ve uyuşturucu olmadığını söyledi. Sanıkların ifadeleri ortada. Savcılık ikrarları da olsa somur bir delil olmadığı için iddianameyi hazırlayamadı" dedi.
"Tek başıma mücadele ettim"
Savcı Murat Kaya'nın aracılığıyla iddiaların doğru olduğu yönünde kanaat getirildiğini ifade eden Önder, "Dosya Ulusal Kriminolojiye sevk edildi. Dosyanın ardından zorlamalı ölüm tespiti olarak geri geldi. Ardından iddianamemiz hazırlandı. Aile, Sezgi'nin hesabını soracak. Bugün evlatları yok, buruklar, acılarını dindirebilmek için hukuki mücadeleye girdiler. Ama mutlular 7 yıl sonra bu dosyaya ulaşabildiler. O gün Sezgi'nin çığlığını kimse duymadı. Ama dosya bana intikal ettikten sonra Sezgi bendim. Antalya Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Türkiye Kadınlar Derneği Federasyonu olarak katledilen kadılar adına mücadelemiz devam edecek. 7 yıl boyunca tek başıma mücadele ettim. Sezgi bana hep 'beni kurtar' diyordu. Sezgi'nin hayalleri vardı. Sezgi'nin hayallerini gerçekleştirebilmek için mücadele ettim" dedi.
"Kadem'den destek"
Kadın ve Demokrasi Derneği'ni (KADEM) temsilen konuşan avukat Fatma Kaptanoğlu, bugün Sezgi'nin yanında olmak için, kadına yönelik şiddet için Antalya, İstanbul ve Kahramanmaraş'tan gelerek davanın takipçisi olacaklarını söyledi.
dikGAZETE.com
