Serebral palsi (SP) hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan ve ikinci üniversitesini okuyan Ebrar Öcal, yaşam hikayesini ve engellilerin yaşadığı zorlukları "Sevginin Gücü" isimli kitabında topladı. Ebrar, İlk etapta bin 20 adet basılan kitabın satışından elde edeceği gelirle yaşamını biraz daha kolaylaştıracak akülü sandalye almayı hedefliyor.
Henüz 1,5 yaşındayken oturamama, konuşamama gibi şikayetlerle ailesinin doktora başvurduğu Ebrar Öcal'a, gerekli tetkiklerin yapılmasının ardından serebral palsi tanısı konuldu.
Yüzde 80 bedensel engeli nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağımlı bir şekilde hayat mücadelesini sürdüren 27 yaşındaki Öcal, büyük bir azim göstererek Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu, şimdi ise Radyo Televizyon Programcılığı Bölümünde ikinci üniversitesini okuyor.
Azmiyle tüm engellilere örnek olan Öcal, kendi hayat hikayesini ve engellilerin yaşadığı zorlukları "Sevginin Gücü" isimli kitabında bir araya getirerek, sevginin bütün engelleri aşabileceğini gösterdi.
Ebrar Öcal, kitabının satışından elde edeceği gelirle ağaya kaldıran akülü sandalye alarak günlük hayatta karşılaştığı zorlukları bir nebze de olsa azaltmayı arzu ediyor.
"Sevgi varsa her şey mümkündür"AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Öcal, hastalığı nedeniyle 15 yıl fizik tedavi gördüğünü ve az da olsa iyileşme katedebilmek için yüzmeye gittiğini anlattı.
Her zaman hayata sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirten Öcal, açık öğretimden üniversite okumaya başladığını, Kamu Yönetimi Bölümünden mezun olduktan sonra severek seçtiği Radyo Televizyon Programcılığı Bölümünde öğreniminin devam ettiğini ve ileride bu alanda çalışmak istediğini söyledi.
İnsanların kendisine karşı "Konuşman akıcı değil, diksiyonun hiç iyi değil, radyo televizyon okusan bile bu mesleği yapamazsın." gibi ön yargıları olduğunu aktaran Öcal, bunun kendisini daha çok hırslandırdığını, başarılı bir sunucu olmak istediğini dile getirdi.
Ebrar Öcal, yaşamı boyunca karşılaştığı zorluklara rağmen kendisini hiçbir zaman engelli olarak görmediğini ifade ederek, "Yaşamak çok güzel, sevgi varsa her şey mümkündür. Yaşamayı sevdim. Bunda annemin, babamın desteği ve sevgisi de çok önemli oldu." dedi.
"Aracın maliyeti yaklaşık 40 bin lira"Beşinci katta oturdukları için dışarı çıkmakta zorlandığını belirten Öcal, "Merdiven sorunu olduğu için pek fazla dışarı çıktığım söylenemez. Zorunlu olarak çıktığımda annem arkadan ayağıma yardım ediyor, öyle çıkıyorum yukarı. İnerken bir problem yaşamıyorum. Bir merdiveni 3 kişi çıkıyoruz diyebilirim. Bir yandan da babam elimdem tutuyor." diye konuştu.
"Sevginin Gücü" isimli bir kitap kaleme aldığını anlatan Öcal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan 10 yıl önce kitabı yazmaya başlamıştım. Açıkçası insanların bakışları ve soruları karşısında ne yapacağımı bilemiyordum. Ben de tek tek cevap vermektense bir kitap yazayım, her yere ulaşsın dedim. Böyle bir çalışmaya imza attım. Onlara da teşekkür ediyorum benim böyle bir kitap yazmama vesile oldukları için. Aslında onlara da kızamıyorum. İnsanlarımızı ön yargılı olmamaya davet ediyorum. Bizim diğer insanlardan hiçbir farkımız yok, yeter ki imkan verilsin. En büyük engel sevgisizliktir. Rampalarımızın önlerine araç çekilmesin. Binalar bize göre dizayn edilsin. Hiç kimse asansör önceliğimizi elimizden almasın."
"Yayınevlerinden destek bekliyorum"Ebrar Öcal, kitapta hayatını ve engellilerin yaşadığı zorlukları anlattığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Kitapta sevgiyle engellerin üstesinden nasıl gelinebileceğinden bahsettim. Güzel bir yapıt ortaya çıktı. Kitabımın geliriyle ayağa kaldıran akülü sandalye almak istiyorum. Maliyeti yaklaşık 40 bin lira. Kitabımın basımında lisedeki edebiyat öğretmenim yardımcı oldu. Onun sayesinde kitabımı çıkardım. İlk başta bin 20 adet basıldı. Elimizde kalan 300-350 civarında. Yayınevlerine de seslenmek istiyorum. Çünkü yayınevlerinin fiyatları yüksek olduğu için kitabımın ilk basımı matbaadan çıktı. Onun için yeteri kadar insana ulaşamadım. Kitabın daha çok basılması için yayınevlerinden birazcık hassasiyet ve yardım bekliyorum. Bana ulaşmalarını istiyorum. Yayınevleri yardımcı olursa kitabım 5-6 bin civarında basılır ve daha çok insana ışık olurum."
En büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmek olduğunu aktaran Öcal, Erdoğan'ı çok sevdiğini, bir gün evinde ağırlamak istediğini söyledi.
Öcal, kendisi gibi engelli arkadaşlarına, "İmkanınız varsa kendinizi eve kapatmayın. Sürekli dışarı çıkın, insanların içine karışın. Böylelikle öz güveniniz artar ve çok daha güzel işlere imza atabilirsiniz." diye seslendi.
"Kendi çabalarıyla bir şeyleri başarmak istiyor"Anne Gülyaşar Öcal ise hiçbir yerinin tutmaması ve konuşmada zorluk çekmesi gibi şikayetlerle çocuğunu 1,5 yaşındayken doktora götürdüklerini ve serebral palsi hastası olduğunu öğrendiklerini anlattı.
Ebrar'ın o günden beri her zaman destekçisi olduklarını ifade eden Öcal, kızıyla birlikte verdiği mücadeleyi şu sözlerle dile getirdi:
"6 yaşına geldiğinde okuma yazma bilmiyor ama çok merak ediyordu. Okula gitmek istiyordu. Şaşırdım ne yapacağımı. Aldım sırtıma yüklendim, götürdüm. Merdiveni zorla çıkıyordum. Bir okula gittik almadılar. Rica ettim, 'Ne olur alın. Ben yanında dururum.' dedim. 'Yok biz engelli alamayız.' dediler. Sonra başka okula götürdüm. 'Beyninde özrü yok.' dediler, aldılar. Çok sevindim. 5. sınıfa kadar okudu. Daha sonra ortaokula başladı. Zor bitirdi. Allah günden güne yardım etti. Sonra liseye gitmesi gerekiyordu. 'Anne beni eve bağlayamazsınız, okuyacağım.' dedi. 'Oku, istediğin kadar oku. Sen istiyorsan bana uyar.' dedim. Hep yanında oldum. Okudu. Allah'a şükür başardı."
Anne Öcal, kızı için güzel bir gelecek istediğini belirterek, "Kızım kendi çabalarıyla bir şeyleri başarmak istiyor. Kimseden yardım istemiyor. İnşallah amacına ulaşır. Ayakta tutan akülü tekerlekli sandalye almak istiyor. 'Mutfağa girerim, bulaşık yıkarım.' diyor. Birilerinden yardım istemeye utanıyor. İşini kendisi yapmak istiyor. Öldüğüm zaman ayaklarının üzerinde durabilecek duruma gelmesini istiyorum." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com