TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında sözlerine toplantının ülke, millet, demokrasi ve gelecek için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ederek başladı.
Erdoğan, salonda bulunanlara, "En son 22 Temmuz 2014'te, sizlerle bu salonda birlikte olmuştuk. Yaklaşık 34 ay, tam olarak da bin 44 gün sonra bir kez daha burada, bu salonda sizlerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum." dedi.
"Bundan sonra işimiz çok daha zor"
AK Parti Genel Merkezinde Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısını yaparak Merkez Yürütme Kurulunu belirlediklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
Bugün de grup toplantımızı gerçekleştirmek üzere Meclisteyiz, durmak yok yola devam. İnşallah bundan sonra partimizin tüm çalışmalarında beraber olacağız ve bundan sonra işimiz çok daha zor bunu da özellikle ifade etmek durumundayım. Özellikle MYK ve grup toplantılarımıza mümkün olduğu kadar iştirak etmeye çalışacağım. Ancak bilindiği gibi 'cumhurbaşkanı' sıfatıyla yürütmem gereken pek çok görev de bulunuyor. Bu sebeple şahsen katılamadığım toplantılara da ihdas ettiğimiz özellikle genel başkan vekilliğiyle birlikte onları da Sayın Binali Yıldırım kardeşim başkanlık ederek yürütecektir."
"Hedefimiz 80 milyonun gönlünü kazanmak"
AK Parti'nin, kendini sürekli geliştirmesine, yenilemesine, gençleştirmesine rağmen, çizgisinde en küçük bir sapmaya meydan vermediğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti, millidir, yerlidir, bunun için attığı adımlarda, yaptığı icraatlarda şu veya bu gücün, şu veya bu ülkenin değil, sadece milletin ne dediğine, halkın ne istediğine bakmıştır. AK Parti, kucaklayıcıdır. Ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine husumet göstermeyen herkesi, kökenine, meşrebine, inancına, kılığına ve diğer tüm farklılıklarına bakmaksızın kendisinin doğal parçası olarak görmüştür. Bunun için her fırsatta, hedefimiz 80 milyon vatandaşımızın tamamının gönlünü kazanmak diyorum. Buna gayret edeceğiz."
"Millet size bu ülkede iktidar vermez"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Devrimciyiz diye konuşanlara sesleniyorum, hangi adımı attınız söyleyin? Hak ve özgürlükler konusunda AK Parti'nin attığı adımları, acaba AK Parti'den önce hanginiz attınız? Siyasi partilere yaşam hakkı vermediniz. Biz parlamentoda kahir ekseriyetle var olmamıza rağmen, bizi bile kapatmaya yeltendiniz. Hatta partinizin başındaki zat, 'Ankara'da da savcılar varmış' diye, onlara sığındı. Savunacağı yerde, sığınmaya yeltendi. Niye, çünkü AK Parti'nin varlığı, onları ciddi manada ürkütüyordu.
Aynı şekilde, bu ülkede kılık kıyafet noktasında bizim yavrularımızı üniversitelerin kapısından kovanlar, siz olmadınız mı? Okulların kapısında anneleri ağlatan siz olmadınız mı? Hüngür hüngür kızlarımızı sokaklarda sürüyen siz olmadınız mı? Nerede özgürlüğünüz? Devletin içinde kadınlarımızı, başı açık, başı örtülü olarak sınıf sınıf ayrımlara tabi tutan siz olmadınız mı? Nerede eğitim, inanç, düşünce, fikir özgürlüğü? Öyle özgürlük, benim sınıfıma dahil olanlarla olur mantığı, özgürlük tanımında yoktur. Böyle bir şey olamaz. Ama bizim şu anda böyle bir sorunumuz yok. Türkiye'de de herkes şu anda özel-devlet, her yerde başı açık, başı örtülü, el ele, kol kola dayanışma içinde yürüyorlar. Demek ki oluyor. Bu milletin fertlerini, bu milletin bireylerini, birbirine düşman ettiğiniz sürece, bu millet size bu ülkede iktidar vermez, vermeyecektir."
"FETÖ'ye bu ülke teslim edilmedi"
AK Parti'nin, uygulamalarıyla devleti milletiyle buluşturduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"15 Temmuz bunun en somut örneğidir. Milletimiz o gece, devletinde sembolleştirdiği özgürlüğünü, bayrağını, ezanını, inancını, geleceğini korumak için adeta kıyam etmiştir. Bu çok anlamlıdır. Bir çağrıya ülkemizin dört bir köşesinden, milletimizin meydanlara dökülerek bu cevabı vermesi çok anlamlıdır. Dünyada bunun benzeri yoktur. Milletimle iftihar ediyorum, gurur duyuyorum. 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' ve yürüdü. Öyle yürüdü ki 249 şehit verdik, 2 bin 193 gazimiz oldu ama hiç olmazsa bu FETÖ'nün, alçak FETÖ'nün, kahpe, arkasındaki iz sürücülerine bu ülke teslim edilmedi."
"Süratle iade edilmelerini istiyoruz"
Darbe girişimine ilişkin Ankara ve İstanbul'da duruşmaların başladığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu duruşmalarla birlikte bizler tabii, tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin ailelerine inşallah bu mahkeme kararlarıyla, bir defa hakların, iadeiitibarların sağlanmasını temin edeceğiz. Aynı zamanda da dünyada bunları korumaya kalkan ülkelere 'Daha ne istiyorsunuz, buyurun size yargı kararları' deyip bunları da onların önüne koyacağız. Üzerlerine düşeni yaparlar veya yapmazlar, önemli değil. Ama şimdi de dünyaya sesleniyorum buradan. Eğer sizler iadeiitibara yardımcı olmazsanız, bilesiniz ki yarın birgün sizlerin de bizim elimize düşenleriniz olduğu zaman istediğinizde bunları bizden alamayacaksınız. Bunu bilin. Çünkü terörle mücadele lokal değildir, mevzi değildir. Terörle mücadele uluslararası bir mutabakatın uygulamasıdır. Uluslararası bu mücadeleyi vereceksek, biz de sizden bizim ülkemize ait, ki bunları inşallah vatandaşlıktan da çıkaracağız, bunları süratle bize iade etmenizi istiyoruz. Ettiniz ettiniz, etmediğiniz takdirde kusura bakmayın, 'men dakka dukka'. Biz de bunları yaparız."
"Teşkilatlarımızı güncelleyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylaması ile bu zamana kadar yakalanan başarı çıtasının daha da üzerine çıkmanın bir mecburiyet olduğunu anlattı.
Milletvekilleri, teşkilatlar, kadın ve gençlik kollarının, belediye başkanlarının yanında tüm gönüldaşlarla geceyi gündüze katarak çalışacaklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gayret bizden tevfik Allah'tandır. Bu yıl sonuna kadar il, ilçe, belde teşkilatlarımızın tamamını güncelleyecek, yeniden gözden geçireceğiz. Çünkü ortada bir metal yoğunluğu var, bunu aşmamız lazım. Onun için de çok daha dinamik, çok daha gayretkeş ekiplerle inşallah 2019'a hazırlanmamız gerekiyor. Bakanlıklarımızın hepsi de çalışma programlarını hazırlayarak bir taraftan 2019'u diğer taraftan da 2023'ü güncellemek durumundadır. Durmak yok yola devam. Ben sizlere güveniyorum."
Muhabir: İlkay Güder-Meltem Öztürk-Yıldız Aktaş-İsmail Çimen