Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, AA muhabirine, Sayıştay Başkanlığının denetim raporlarındaki format değişikliğine ilişkin açıklamalarda bulundu ve konuya ilişkin eleştirilere yanıt verdi.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nde (KİT) denetim yapılması için 1938 yılında Yüksek Denetleme Kurulunun kurulduğunu ve bununla birlikte 1945'te de denetim kılavuzunun yürürlüğe konulduğunu belirten Baş, o dönemlerde TBMM KİT Komisyonuna giden raporların söz konusu kılavuza göre düzenlendiğini söyledi.
Baş, Anayasa'ya göre KİT'lerin denetimini yapma görevinin komisyonda olduğunu ifade ederek, gerek dönemindeki adıyla Yüksek Denetleme Kurulunun gerekse Sayıştay Başkanlığının söz konusu kurumların denetimini yapmak üzere komisyona yardımcı olduklarını kaydetti.
Yüksek Denetleme Kurulunun Sayıştay'ın bünyesine dahil edilmesiyle 1945'te yürürlüğe konulan denetim kılavuzunun dayanağının kalmadığını, tüm mevzuatın mülga olduğunu kaydeden Baş, "Dolayısıyla KİT'lerin denetimine ilişkin yeni bir kılavuza ihtiyaç olsa da geçtiğimiz süre içerisinde böyle bir rehber çalışması yapılmadı ve yine mülga kılavuza göre denetim raporları hazırlandı. Biz de Sayıştay olarak mülga kılavuz yerine uluslararası standartlara uygun bir raporlama formatı belirlemek için çalışmalar yaptık ve geçen yıl tamamladık." diye konuştu.
Baş, çalışma sürecinde geçmişte ihtiyaç dolayısıyla yer verilmiş ancak bugün itibarıyla gerek duyulmayan pek çok bilgiye yeni formatlarında yer vermediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Yeni formatımızda yer vermediğimiz kısımlar KİT'lerin faaliyet raporlarında ve stratejik planlarında olan ve kurumların gelecek hedeflerine ilişkin projeksiyonlardan oluşuyor. Bunlar da kurumlar tarafından farklı formatlarda her yıl Meclise iletiliyor. Geçmişte kurumların faaliyet raporları ve stratejik plan oluşturma gibi bir yükümlülüğü olmadığı için KİT Komisyonuna kurumla ilgili ne kadar bilgi varsa Sayıştay denetim raporunda sunuluyordu."
Baş, yeni format üzerine çalışırken milletvekillerinden raporların anlaşılır ve sade olması yönünde talepler geldiğini belirterek, "Hazırladığımız raporları, alandan gelmeyen, muhasebe, finans, mali tablo ve denetim gibi alanlarda bilgisi olmayan kişilerinde anlayabilmesi için de yoğu çaba gösterdik." dedi.
Söz konusu yeni formata ilişkin bazı milletvekillerinin "kelime sayıları azalmış, sansürleme yapılıyor" diye eleştirel açıklamalarda bulunduğuna işaret eden Baş, şunları kaydetti:
"Bu tür değerlendirmeler raporun sayfa sayısına yönelik anlamlı olabilir ancak raporun kalitesi olarak doğru bir değerlendirme değil. Raporlarımızın kalitesi elde edilen bulgulardan anlaşılır, fazla kelimeden değil. Raporlarda kurumların tarihi 40 sayfada anlatılabilir, çok kabarık bir rapor olabilir ama önemli olan içinde kaç bulgu var."
Eski kılavuza göre hazırlanan 2016 raporlarının yeni sisteme göre oluşturulandan iki kat kalın olduğuna işaret eden Baş, yeni formatla hazırlananda sayfa sayısı düşse de niteliğin arttığını anlattı.
Baş, yeni formata göre hazırlanan 2017 raporundaki bulgular ve tespitlerin 2016'ya göre arttığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"TEDAŞ'ta 2016'da 10 bulgu varmış, 2017'de 12 olmuş, 2018'de 22 bulgu tespit edilmiş. Aslında rapor iki kat büyümüş ancak hacim olarak değil içerik olarak, kalitesi artmış. TCDD'de 2016'da 15 bulgu varken 2017'de 30'a çıkmış, yine TOKİ'de 2016'da tespit edilen 10 bulgu 2017'de 42'ye çıkmış. Dolayısıyla bulgu sayısına bakarak raporun kalitesi hakkında fikir edinilebilir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com