USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür Sanat

'Saray kumaşı' makineleşmeye direniyor

Gaziantep'te makineleşme, moda ve hazır giyimin gelişmesi nedeniyle eskisi kadar ilgi görmeyen ipekli dokuma kutnu kumaşı, Kültür ve Turizm Bakanlığının da desteğiyle yaşatılmaya çalışılıyor. - Anadolu Ajansı

'Saray kumaşı' makineleşmeye direniyor
04-12-2016 14:47
Google News

GAZİANTEP - YETER ERDİNE

Gaziantep'te makineleşme, moda ve hazır giyimin gelişmesi nedeniyle eskisi kadar ilgi görmeyen ipekli dokuma kutnu kumaşı, Kültür ve Turizm Bakanlığının da desteğiyle yaşatılmaya çalışılıyor.

Her kumaşın, her desenin bir adı var. "Sultan", "kerasi", "sarı tas", "mor sümbül"... Kendi arasında 60'a yakın motifi bulunan, ipek ve pamuk karışımı naturel kumaş kutnu, "kara tezgah" ve el tezgahlarında, baba mesleğinin sürdürülmesi gayesiyle dokunuyor. 16'ncı yüzyıldan itibaren Gaziantep'te dokunan ve Osmanlı padişahları tarafından da giysi olarak diktirilen kutnu, modaya ve hazır giyime inat, dokunuyor, bilim insanları, üzerine tezler yazıyor.

Kutnu kumaşı için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Sanayi Odasının girişimleriyle 2014 yılında Tanıtım Grubu da kuruldu.

Yarım asırdır kutnuya desen veriyor

Babadan kalma el sanatını tarihi Budeyri Han'da yaşatmaya çalışan 59 yaşındaki usta Abdulkadir Mekki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kutnu kumaşını 5 yaşından beri dokuduğunu söyledi.

Mekki, onun yanında, mahalli deyimle "taharlama" ile yani kutnunun dizaynı, sistemini yaparak bu işe başladığını dile getirdi.

Kutnunun ipek ve pamuk karışımı bir kumaş olduğunu kaydeden Mekki, "Önce ipekler, iplikler bobin haline getirilir. El çözgüsü 'devere' denilen dolapta çözülür. Sonra boyanır. Mezekçiler, bunların mukavemetini, parlaklığını, sağlamlığını ayarlar. Daha sonra taharlamaya, tarakçıya gelir. Tarakçı da bunların belli kaidesine göre renk tasarımlarını, dizaynını yapar. Ondan sonra dokumaya gelir. Dokumadan sonra da ütüye gider. Hepsinin kendine göre incelikleri var. Sıralamada yanlış yaparsanız desen, motif düzgün çıkmaz." diye konuştu.

Üçüncü kuşağın temsilcisi

Kutnuculukta kendisinin üçüncü kuşak olduğunu belirten Mekki, "Daha önce bu kumaşlar Suriye'de, Halep'te, Hama'da dokunurdu. Dedemin ağabeyi Abdulvahap Mekki, Osmanlı dağıldığında Suriye'den buraya geldi. Tanınmış bir ustaydı. Dedem Şeyh Muhammed Mekki, babam Ömer Mekki ve son olarak ben kutnu dokuyorum. Babam 1992'de vefat etti." dedi.

Kutnuya ilginin azalmasına üzüldüğünü anlatan Mekki, şöyle konuştu:

"Büyüklerimizin bu işlere ön ayak olması lazım. Meslek liselerinde bölüm açılabilir. Çocukların hepsi de liselere gittiği için haliyle çırak alamıyoruz. Bu işi öğrenecek insanın usta olabilmesi için aşağı yukarı 7-8 yaşında başlaması lazım. Öyle olmayınca haliyle zorlanıyoruz. Kutnu naturel bir kumaştır. Kavak ağacının liflerinden elde edilen bir iplik. İçerisine attığımız iplik de yüzde 100 pamuk ipliği. Yazın kullanan insan rahat eder, serindir, ter çeker, kışın sıcaktır. Haliyle nazlı bir kumaş. 20, 30 yıl önce baskı tekniği gelişince bunlara ilgi kalmadı."

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ