ŞANLIURFA - Halil Fidan
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve Atatürk Barajı'nın sağladığı olanaklarla ekim alanları her geçen yıl artan pamuk, lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayisine, küspesiyle de hayvancılık sektörüne ham madde sağlıyor.
Sağladığı avantajlarla Türkiye'nin dünya genelinde tekstilde söz sahibi olmasına katkı sunan pamukta hasada başlayan üreticiler, rekoltenin tahminlerin üzerinde gerçekleşmesini bekliyor. "Beyaz altın" özellikle geçen yılki rekolte, fiyat ve destekleme oranlarıyla üreticisinin yüzünü güldürünce, bu yıl da bölge çiftçisi tarafından en çok tercih edilen ürün oldu.
Büyük umutlarla ektikleri pamuk için yaz boyunca etkili olan kavurucu sıcaklarda çalışmak durumunda kalan üreticiler, sıcak hava sayesinde bereketli bir hasat sezonu geçirmeyi umut ediyor.
Tarımda makineleşme hızla gelişmesine rağmen çeşitli nedenlerle bazı çiftçiler elle hasat yapmak durumunda kalıyor. Sabahın ilk ışıklarıyla tarlaların yolunu tutan, akşama kadar pamuk toplayan ve daha çok kadınlardan oluşan işçiler ise pamuk toplama ücretlerinin artırılmasını talep ediyor.
İşçiler, güneş altındaki zorlu mesailerinin ardından güneşin batmasına doğru evlerinin yolunu tutuyor. Yaklaşık iki ay boyunca pamuk toplama işinde çalışan işçiler, bu sayede aile bütçelerine katkıda bulunuyor.
Uzmanından pamuk hasadı önerileriHarran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Çopur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkenin tarım ve tekstil sanayisinde önemli bir yer tutan pamuğun hasadının Şanlıurfa'da başladığını belirtti.
Türkiye'de üretilen pamuğun yaklaşık yüzde 45'nin Şanlıurfa'da üretildiğini anımsatan Çopur, pamuk ekim döneminde etkili yağmurların kütlü pamuk verimini etkilediğini ancak yapılan bakım uygulamalarıyla kayıpların telafi edildiğini ifade etti.
Doç. Dr. Osman Çopur, elle hasat yapan çiftçilere çeşitli önerilerde bulunarak şunları kaydetti:
"İlimizde pamuk hasadının yaklaşık yüzde 80'i makine ile yapılmaktadır. Hasat makinesinin etkin bir şekilde çalışmadığı alanlarda ise pamuk hasadı elle yapılmaktadır. Üreticilerimiz elle hasat yapılırken bazı konulara dikkat etmesi gerekiyor. Toplamada sentetik ve jütten yapılmış önlükler ve haralar kullanılmamalı. Kütlü pamuklara yaprak, açılmamış koza, yaprak sapı, dal parçaları veya kütlü pamuğun rengini veya lif kalitesini bozabilecek kirleticilerin karıştırılmamasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde depolama esnasında kütlü pamuklarda nem artışı veya renkte matlaşmalar olabilmektedir. Bazı üreticilerin halen sulamaya devam ettikleri görülmektedir. Pamukta açabilecek kozaların yüzde 10'u açtığında sulamaya son verilmelidir. Aksi takdirde bitkilerde yaprak, dal ve çiçek oluşumu devam eder ve bitkilerin olgunlaşması gecikir. Bu durum, yaprakların dökümünü de etkilemektedir."
"Ekmek parası için mücadele ediyoruz"İlerleyen yaşına rağmen ailesiyle pamuk toplayan işçilerden 64 yaşındaki Mahmut Alkan ise yıllardır Adana ve Hatay gibi yerlerde pamuk işçiliğine gittiklerini, son yıllarda ise kendi memleketinde çalışmayı tercih ettiğini aktardı.
Pamuk toplamanın zorluğundan bahseden Alkan, "Her işin zorluğu vardır ama pamuk toplamak çok daha meşakkatli bir iş. Saat 06.00'da işe koyuluyoruz, gün boyunca güneşin altında çalışıyoruz ve akşama doğru işi bırakıyoruz. Topladığımız kilograma göre ücret alıyoruz. Ne yapalım ekmek parası için mücadele ediyoruz." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com