1 Kasım seçimlerinin sonuçlarının çok iyi okunması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandığın mesajlarına değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Denizli, Düzce, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Konya ve Yalova’dan gelen muhtarlarla 14. Muhtarlar Buluşmasında bir araya geldi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Türkiye’deki muhtarların tamamıyla biraraya gelmeyi hedeflediklerini belirterek, "Ara vermeyeceğiz devam. Ülkemizin yönetim organizasyonunun en küçük birimi olan mahalle ve köylerimiz, seçimle işbaşına gelen muhtarlarımızla birlikte demokrasinin de basamağıdır. Yönetim organizasyonunun en tepesinde yer alan Cumhurbaşkanı ile bu yapının tabanını oluşturan muhtarlarımız arasındaki bağ ne kadar güçlü, sağlıklı olursa Türkiye için o kadar hayırlı olur" dedi.
Milletimizle her gün doğrudan, yüz yüze, iç içe olan muhtarların görüşlerinin bu açıdan çok önemli olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu bakımdan muhtarlarımızla olan buluşmalarla sürdüreceğimizi, aramızdaki ilişkiyi daima canlı ve güçlü tutacağımızı belirtmek istiyorum. Bu durumdan rahatsızlık duyanların olduğunu özellikle bilmenizi istiyorum, bunları biliyor ve görüyorum. Osmanlının son ve cumhuriyetin ilk dönemlerinde Abdullah Cevdet gibi sözde aydınlar kendileri gibi düşünmedikleri için milletlerini sevmediklerini açıkça ifade etmekten çekinmiyorlardı. Hatta bu milletin yerine dışarıdan başka bir ırk getirmeyi teklif edecek kadar ileri giden mankurtlara maalesef günümüzde rastlıyoruz. İdeolojik saplantıları çerçevesinde belirledikleri istikamette gitmeyen millete her türlü hakareti yapmayı kendilerine hak gören bu güruhun etki alanı hamdolsun ki giderek daralıyor. Milletimiz irfanıyla, feraseti, dirayetiyle bunlara tarih boyunca hakettikleri dersi hep verdi, bugün de her fırsatta vermeye devam ediyor."
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz, milletin içinden çıkıp gelmiş vatandaş, siyasetçi olarak tüm hayatımız boyunca halkımızda birlikte yürümeyi kendimize şiar edindik. Allah’ın rızasından başka bir tasnif makamı, milli iradeden başka bir tasdik makamı gözetmedik, gözetmiyoruz. Bu sebeple, Türkiye’nin doğrudan halkın oyuyla gelmiş ilk cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor olmak bu kardeşiniz için ayrı bir mutluluk kaynağıdır. Milletimizle birlikte, onların ilk kademe temsilcileri olan muhtarlarımızla birlikte çıktığımız hizmet yolunda Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşana kadar devam edeceğiz. Allah, bizi millete hizmet yolundan ve kitabımız Kuran’ın ifadesiyle Sıratı Mustakimden ayırmasın."
1 KASIM SEÇİMLERİ
Geçen pazar günü tarihi bir seçim yaşandığını anlatan Erdoğan, "Bu seçimde oyunu kullanarak ülkesinin ve kendisinin geleceği için tercihte bulunan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Seçime katılımın yüksek olması, milletimizin iradesine sahip çıkışının göstergesidir. Seçim sonuçlarının ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Yeni seçilen veya bir kez daha seçilen tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Meclis’te temsili olan siyasi partilerimize önümüzdeki dönemde başarılar diliyorum. Bilindiği gibi, 1 Kasım 7 haziranın tekrarı mahiyetinde erken seçimdi. 7 haziran seçimleri, Türkiye’nin uzun yıllardır alışık olmadığı Meclis tablosu ortaya çıkardı. Türkiye, 2002 yılı Kasım ayından beri ilk defa bir siyasi partinin tek başına hükümet kuramadığı bir Meclis tablosuyla karşı karşıya kaldı" diye konuştu.
Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin öncesinden başlayarak 1 Kasım’a kadar geçen süreçte birtakım siyasetçi ve partilerin ülkenin istikrar ve güven ortamını tehdit eden söylem ve politikalarını takip ettiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları sizler de ben de izledim. Açıkçası mecliste temsil edilen siyasi partilerin çoğunun 7 Haziran sonuçlarını doğru değerlendiremediklerini gördük. Yüzde 60’lık blok hevesiyle başlayan o rövanşist bir anlayışla tırmandırılan söylemler Türkiye’yi zorlu bir imtihanla karşı karşıya bıraktı. Yüzde 41 oy almış bir parti yok sayılarak, masa başında tasarlanan suni ve hayata geçirilmesi mümkün olmayan siyaset mühendisliği projeleri partilere ve millete dayatılmaya çalışıldı. Bu süreçte, 12 yıllık Başbakanlığım döneminde çok büyük fedakarlıkla, emeklerle tesis ettiğimiz huzur ve güven ortamının tehlikeye düştüğüne şahit olduk, şahit oldum. Bölücü terör örgütü ve sırtını ona dayadığını açıkça ilan eden bir parti, Türkiye’yi yeniden kanın, gözyaşının, kaosun hakim olduğu günlere döndürmek için var gücüyle gayret gösterdi."
"İHANET" YANITI GELDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlara "Kardeşlerim, siz muhtarlar olarak, sizin üstünüzde belediye başkanları olarak caddelerin, sokakların, kanal açılmak suretiyle yaşanılmaz hale getirilmesini nasıl değerlendirirsiniz?" diye sorması üzerine muhtarlardan biri "ihanet" karşılığını verdi. Erdoğan, bu cevabın ardından konuşmasına şöyle devam etti: "Muhtarlar olarak çılgına dönmez misiniz? Çünkü bu bir ihanet, bunlar ihanet şebekesi. Benim huzur içinde yaşayacağım sokağıma eğer belediye kanal açacaksa bu kanalı ya içme suyu kanalı ya atık su kanalı olarak açar ama bunlar tam aksine bunun için değil oralara güvenlik güçleri giremesin, vatandaş rahat hareket edemesin diye bu tür kanallar açıldı. Bunu belediyelerin iş makineleriyle yaptılar. Ondan sonra kapatmayı neyle yaptılar? Hizmet alımı sözüyle kendi yandaşlarına iş verdiler ve parayı da orası vasıtasıyla terör örgütüne aktardılar. Bütün bunlar takip ediliyor, İçişleri Bakanlığımız tüm ülkeye müfettişleriyle takip ediliyor. Gereği yapılacak bunların. Türkiye, çatışma haberleriyle, şehitlerimizin ve ailelerinin acılarıyla dolu bir gündeme hapsedilmeye çalışıldı."
Erdoğan, aynı şekilde paralel devlet yapılanması adını verdikleri şer şebekesinin tüm imkanlarını, Türkiye’nin kazanımlarına saldırmak için seferber ettiğini belirterek "Kendilerini, ülkemiz medyasının amiral gemisi olarak görenler bölücü ve paralel terör örgütlerinin bu ihanetine ortak oldular, destek verdiler. İstikrar ve güven ortamına en çok ihtiyacı olan iş çevrelerinden bir grup da maalesef bu koroya katıldı."
(İHA)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Denizli, Düzce, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Konya ve Yalova’dan gelen muhtarlarla 14. Muhtarlar Buluşmasında bir araya geldi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Türkiye’deki muhtarların tamamıyla biraraya gelmeyi hedeflediklerini belirterek, "Ara vermeyeceğiz devam. Ülkemizin yönetim organizasyonunun en küçük birimi olan mahalle ve köylerimiz, seçimle işbaşına gelen muhtarlarımızla birlikte demokrasinin de basamağıdır. Yönetim organizasyonunun en tepesinde yer alan Cumhurbaşkanı ile bu yapının tabanını oluşturan muhtarlarımız arasındaki bağ ne kadar güçlü, sağlıklı olursa Türkiye için o kadar hayırlı olur" dedi.
Milletimizle her gün doğrudan, yüz yüze, iç içe olan muhtarların görüşlerinin bu açıdan çok önemli olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu bakımdan muhtarlarımızla olan buluşmalarla sürdüreceğimizi, aramızdaki ilişkiyi daima canlı ve güçlü tutacağımızı belirtmek istiyorum. Bu durumdan rahatsızlık duyanların olduğunu özellikle bilmenizi istiyorum, bunları biliyor ve görüyorum. Osmanlının son ve cumhuriyetin ilk dönemlerinde Abdullah Cevdet gibi sözde aydınlar kendileri gibi düşünmedikleri için milletlerini sevmediklerini açıkça ifade etmekten çekinmiyorlardı. Hatta bu milletin yerine dışarıdan başka bir ırk getirmeyi teklif edecek kadar ileri giden mankurtlara maalesef günümüzde rastlıyoruz. İdeolojik saplantıları çerçevesinde belirledikleri istikamette gitmeyen millete her türlü hakareti yapmayı kendilerine hak gören bu güruhun etki alanı hamdolsun ki giderek daralıyor. Milletimiz irfanıyla, feraseti, dirayetiyle bunlara tarih boyunca hakettikleri dersi hep verdi, bugün de her fırsatta vermeye devam ediyor."
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz, milletin içinden çıkıp gelmiş vatandaş, siyasetçi olarak tüm hayatımız boyunca halkımızda birlikte yürümeyi kendimize şiar edindik. Allah’ın rızasından başka bir tasnif makamı, milli iradeden başka bir tasdik makamı gözetmedik, gözetmiyoruz. Bu sebeple, Türkiye’nin doğrudan halkın oyuyla gelmiş ilk cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor olmak bu kardeşiniz için ayrı bir mutluluk kaynağıdır. Milletimizle birlikte, onların ilk kademe temsilcileri olan muhtarlarımızla birlikte çıktığımız hizmet yolunda Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşana kadar devam edeceğiz. Allah, bizi millete hizmet yolundan ve kitabımız Kuran’ın ifadesiyle Sıratı Mustakimden ayırmasın."
1 KASIM SEÇİMLERİ
Geçen pazar günü tarihi bir seçim yaşandığını anlatan Erdoğan, "Bu seçimde oyunu kullanarak ülkesinin ve kendisinin geleceği için tercihte bulunan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Seçime katılımın yüksek olması, milletimizin iradesine sahip çıkışının göstergesidir. Seçim sonuçlarının ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Yeni seçilen veya bir kez daha seçilen tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Meclis’te temsili olan siyasi partilerimize önümüzdeki dönemde başarılar diliyorum. Bilindiği gibi, 1 Kasım 7 haziranın tekrarı mahiyetinde erken seçimdi. 7 haziran seçimleri, Türkiye’nin uzun yıllardır alışık olmadığı Meclis tablosu ortaya çıkardı. Türkiye, 2002 yılı Kasım ayından beri ilk defa bir siyasi partinin tek başına hükümet kuramadığı bir Meclis tablosuyla karşı karşıya kaldı" diye konuştu.
Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin öncesinden başlayarak 1 Kasım’a kadar geçen süreçte birtakım siyasetçi ve partilerin ülkenin istikrar ve güven ortamını tehdit eden söylem ve politikalarını takip ettiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları sizler de ben de izledim. Açıkçası mecliste temsil edilen siyasi partilerin çoğunun 7 Haziran sonuçlarını doğru değerlendiremediklerini gördük. Yüzde 60’lık blok hevesiyle başlayan o rövanşist bir anlayışla tırmandırılan söylemler Türkiye’yi zorlu bir imtihanla karşı karşıya bıraktı. Yüzde 41 oy almış bir parti yok sayılarak, masa başında tasarlanan suni ve hayata geçirilmesi mümkün olmayan siyaset mühendisliği projeleri partilere ve millete dayatılmaya çalışıldı. Bu süreçte, 12 yıllık Başbakanlığım döneminde çok büyük fedakarlıkla, emeklerle tesis ettiğimiz huzur ve güven ortamının tehlikeye düştüğüne şahit olduk, şahit oldum. Bölücü terör örgütü ve sırtını ona dayadığını açıkça ilan eden bir parti, Türkiye’yi yeniden kanın, gözyaşının, kaosun hakim olduğu günlere döndürmek için var gücüyle gayret gösterdi."
"İHANET" YANITI GELDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlara "Kardeşlerim, siz muhtarlar olarak, sizin üstünüzde belediye başkanları olarak caddelerin, sokakların, kanal açılmak suretiyle yaşanılmaz hale getirilmesini nasıl değerlendirirsiniz?" diye sorması üzerine muhtarlardan biri "ihanet" karşılığını verdi. Erdoğan, bu cevabın ardından konuşmasına şöyle devam etti: "Muhtarlar olarak çılgına dönmez misiniz? Çünkü bu bir ihanet, bunlar ihanet şebekesi. Benim huzur içinde yaşayacağım sokağıma eğer belediye kanal açacaksa bu kanalı ya içme suyu kanalı ya atık su kanalı olarak açar ama bunlar tam aksine bunun için değil oralara güvenlik güçleri giremesin, vatandaş rahat hareket edemesin diye bu tür kanallar açıldı. Bunu belediyelerin iş makineleriyle yaptılar. Ondan sonra kapatmayı neyle yaptılar? Hizmet alımı sözüyle kendi yandaşlarına iş verdiler ve parayı da orası vasıtasıyla terör örgütüne aktardılar. Bütün bunlar takip ediliyor, İçişleri Bakanlığımız tüm ülkeye müfettişleriyle takip ediliyor. Gereği yapılacak bunların. Türkiye, çatışma haberleriyle, şehitlerimizin ve ailelerinin acılarıyla dolu bir gündeme hapsedilmeye çalışıldı."
Erdoğan, aynı şekilde paralel devlet yapılanması adını verdikleri şer şebekesinin tüm imkanlarını, Türkiye’nin kazanımlarına saldırmak için seferber ettiğini belirterek "Kendilerini, ülkemiz medyasının amiral gemisi olarak görenler bölücü ve paralel terör örgütlerinin bu ihanetine ortak oldular, destek verdiler. İstikrar ve güven ortamına en çok ihtiyacı olan iş çevrelerinden bir grup da maalesef bu koroya katıldı."
(İHA)