USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür Sanat

'Salt politik filmler sinemada kalıcı değil'

Ödüllü yönetmen Kara, "Sinemada, güncel politik konuları işleyen filmler geçicidir. Asıl olan, insanın kadim meselelerini anlatan filmlerdir." dedi. - Anadolu Ajansı

'Salt politik filmler sinemada kalıcı değil'
20-09-2016 15:07
Google News

İSTANBUL - SALİHA ÖZDEMİR

Ödüllü yönetmen Mustafa Kara, "Sinemada, güncel politik konuları işleyen filmler geçicidir. Asıl olan, insanın kadim meselelerini anlatan filmlerdir." dedi.

Uzun metrajlı filmi "Kalandar Soğuğu" cuma günü vizyona giren Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, katıldığı ulusal ve uluslararası festivallerde çok sayıda ödül alan filmine sinema seyircisinin gösterdiği ilgiden duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Yönetmen Kara, ödüllü filmlerin sinema izleyicisi tarafından ilgi görmeyeceği yönündeki düşüncelere katılmadığını belirterek, "Her sinemacı filminin seyirciyle buluşmasını, anlattığı öykünün başkaları tarafından da görülmesini ister. Sinemayı, sanat sineması ya da başka sinema diye ayırmak da çok doğru olmaz lakin insanın nasıl bir varlık olduğuyla ilgilenen bir filmin, daha gündelik öyküler peşinde koşan filmlere nazaran izlenmesi elbette daha zordur." ifadelerini kullandı.

Kalandar Soğuğu'nun öyküsünün insanın varoluş meselesiyle ilgili olduğunu kaydeden Kara, sıradan seyircinin de bir öyküde aradığı klasik dramatik yapıyı bulabileceğini, Mehmet karakterinin ailesini geçindirme ve kendisini var etme çabasının ise izleyicide karşılığı olacağını düşündüğünü söyledi.

"Sinema üzerinden de bir ayna tutmaya, yüzleşmeye çalıştım"

Kara, filmde evrensel bir konuyu işlediğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Filmde, insanın taşrada ya da kentin içinde, yanı başındakine kendini ispatlamaya, kendini var etmeye çalışma çabasını ortaya koymaya çalıştım. Taşrada bir dağın başında yaşayan Mehmet'in kentte var olmaya çalışan bir adamdan farkı olmadığını düşünüyorum. İnsanın, yanı başındakine kendini anlatma meselesi çok kadim bir duygu. Filmde, bir madende çalışan sıradan bir insan olmak yerine, kendi madenini bulmak isteyen bir adamın, taşrada hangi kaygıyla, yanındaki insana kendini kanıtlamaya çalıştığı sorusunun peşinden gittim."

Yolun başında bir sinemacı olarak kendi sorularına cevap aradığının altını çizen Kara, sinema üzerinden de bir ayna tutmaya, yüzleşmeye çalıştığını kaydetti.

Filmin Japonya gösterimi sonrası Tokyolu bir izleyicinin kendisine "Beni anlatmışsın. 40 yıldır eşime kendimi anlatamadım, kabullendiremedim." dediğini aktaran Kara, bir yönetmen olarak doğru bir konuyu ele aldığına inandığını vurguladı.

"Dünyada yapayalnız insanlarız. Sohbet edecek insanlar arıyoruz"

Mustafa Kara, filmin dünya ve Türk sinemasındaki önemsediği yönetmenler tarafından beğenilmesinden onur duyduğunu ifade ederek, "Japonya'da elinden ödülü aldığım Tran Anh Hung'un filmle ilgili söylediği sözler beni mahçup etti. Çünkü bir film çekerken, diğer yönetmenlerin ruhuna hitap edecek bir mektup yazdığınızı, bir gün onlarla aynı dilde sohbet etmeyi hayal ediyorsunuz. Dünyada yapayalnız insanlarız. Sohbet edecek insanlar arıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Dünya festivallerinde sadece politik filmlerin ödüllendirildiği düşüncesini kabul etmediğini aktaran Kara, şunları kaydetti:

"Elbette sizi görmek istediği yerden görmek isteyen festivaller var ama buna talip olan sinemacılar bir karşılık bulsa da, ibresi bir yere kadardır. Ülkemiz sinemasında büyük başarıya ulaşan filmlerin güncel politikayla hiçbir alakasının olmadığını örnekleri üzerinden görebiliriz. Salt politik filmler ne dünyada, ne Türk sinemasında kalıcı olmaz. Sinemada, güncel politik konuları işleyen filmler geçicidir. Asıl olan, insanın kadim meselelerini anlatan filmlerdir."

"İzleyiciye hayata dair yalan söyleyemem"

Mustafa Kara, çekim sürecinin, filmin hikayesiyle paralel olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bu filmin çekim süreci sırasında mesela, mevsimleri kaçırdık. Bütçeyi bitirdik. Oyuncularda aksilikler oldu. Babamı kaybettim. Birçok aksaklık yaşadım ama bütün olumsuzlukların sonunda nihayet kendim de karanlıkta yok olup kaybolmadım. Hep başka bir yerden, bir umut doğdu. Filmi tamamladım. Hayatın iyi bildiğim bu kendi gerçeğine rağmen ve bir yönetmen olarak da izleyiciye hayata dair yalan söylemenin bir anlamı yoktu."

"Seyirciyi güldürüp cebindeki parayı alma derdindeler"

Ödüllü bir filmin salon bulmasının kolay olmadığını söyleyen Kara, "Yapımcılar ve sinemacılar bu işe genellikle, 'Ben armutu koydum karşılığında ne alırım?' diye bakıyor. Sinemayı sadece ticaret olarak gören yapımlar, mesela seyirciyi bir güldürüp cebindeki parayı alma derdiyle iki komedi filmi yapıp geçiyor ama bu sürecin de kısa süreceğini düşünüyorum. 1980'lerde ya da onun öncesinde olduğu gibi seyircinin ruhunu gerçek anlamda doyurmayan, sadece tavşanı gösterip cebindeki paraya gözünü diken bu algının bir müddet sonra kendini yok edeceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ