Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen, Çin'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ilk başında "krizin adını koyamadığı" eleştirisinde bulunarak, Vuhan'daki ilk vakanın bildirmesiyle başlayan sürece ilişkin, "Eğer o gün itibarıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bir kısıtlama getirseydi, eminim Kovid-19 dünyaya bu kadar hızlı yayılmayacaktı." dedi.
İletişim Başkanlığı, Önen, Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Murat Salim Esenli ve Türkiye'nin Seul Büyükelçisi Ersin Erçin'in katılımıyla "Kovid-19 Tecrübeleri ve Salgına Karşı Mücadelede Uluslararası İş Birliği" video konferansı gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasını İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un yaptığı konferansta, koronavirüsle mücadelede uluslararası iş birliği konusu ele alındı.
Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Önen, burada yaptığı konuşmada, Çin'in 1,4 milyarlık nüfusuyla kıta büyüklüğünde bir ülke olduğuna işaret ederek, virüsün kaynağı olan Vuhan kentinin bulunduğu Hubey eyaletinin 60 milyonluk nüfusa sahip olduğuna dikkati çekti.
Ölümlerin tamamına yakını Hubey'denHubey'in 600 milyar dolarlık ekonomik hacmiyle, ülkenin toplam ekonomik hacminin yüzde 4'üne denk geldiğini söyleyen Önen, "Hubey'i aslında ekonomik olarak da nüfus olarak da bir ülke olarak kabul edip bu işi ona göre sınırlandırmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
Önen, Çin genelinde bugün itibarıyla bulunan 83 bin 71 vakadan 67 bin 803'ünün Hubey'de kaydedildiğini, hayatını kaybeden 3 bin 340 kişiden 3 bin 212'sinin de yine Hubey eyaletinden olduğunun altını çizdi.
"Rakamlar bize şunu gösteriyor ki Hubey eyaleti bir ülke büyüklüğünde ve Çinli yetkililer, burayı 24 Ocak'tan itibaren tam bir karantina altına aldı." diyen Önen, Pekin yönetiminin ülkede görülen ilk vakayı 31 Aralık 2019'da DSÖ'ye bildirdiğini anımsattı.
"DSÖ geriden geldi"Önen, önce Vuhan kentinde ve sonra Hubey eyaleti genelinde bu süreçte işletilen tedbirlere ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Bu süreçte DSÖ'nün biraz geriden geldiğini, yanlış değerlendirme içerisinde olduğunu naçizane tespit ettim. DSÖ, ilk açıklamalarında bunun bir pandemiye dönüşme olasılığından hiçbir şekilde bahsetmedi, ticaret ve seyahatin önünde bir engel olmadığını söyledi. Halbuki Çin, o tarihler itibarıyla Hubey eyaletindeki tüm ulaşımını durdurmuştu. Eğer o gün itibarıyla DSÖ bir kısıtlama getirseydi, eminim dünyaya bu kadar hızlı yayılmayacaktı."
Ülke genelinde salgınla etkin mücadele kapsamında alınan tedbirlere de değinen Önen, "Çin, ilk aşamada krizin adını koyamadı. Virüsün yeni bir virüs olduğu, dünyada salgın haline gelebileceğinin tespitini yapamadı. Virüsün çıkışının 13 Aralık olduğunu düşünürsek bu yayılma gerçekleşmiş oldu." dedi.
Önen, Vuhan'da ve diğer bölgelerde mevcut durumda karantina şartlarının yumuşatıldığı ve normale dönüşün başladığını söyleyerek, "Şu an 10 gündür Çin kaynaklı herhangi bir vaka yok, son iki gündür koronavirüs kaynaklı ölüm gerçekleşmedi. Bunları alt alta getirdiğimizde salgının Çin'de kontrol altına alınmaya başlandığını görüyoruz." diye konuştu.
"Çin'de başarının nedeni toplumun kurallara riayet etmesi"Çin'de hayatın kademeli olarak normale dönmeye başladığının altını çizen Önen, "Burada sağlanan başarının nedenini, toplumun tedbirlere, kurallara harfiyen uyması şeklinde özetleyebiliriz." ifadesini kullandı.
Önen, Çin ve Türkiye'nin bu süreçte iş birliği ve diyalog halinde olduğunu belirterek, "Sorun ortak, çareler de ortak. Küresel anlamda deneyimlerimizi birbirimize aktarmamız gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Krizin ekonomiye de kaçınılmaz etkilerinin olacağını aktaran Önen, "Ancak 'Dünyanın düzeni tamamen değişecek' ya da 'Dünya artık koronavirüs öncesi ve sonrası diye adlandırlacak' gibi büyük konuşmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Hayatımız, bu işin aşısı ve çalışmaları yapıldıktan sonra inşallah normalleşecek." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com