ANKARA - Duygu Yener
Tokat'ta ikamet eden ve ikinci doğumu sonrası vücudunda ortaya çıkan hareket bozukluğu nedeniyle uzun süre bebeğini kucağına alamayan Saime öğretmen, 2014'te beynine takılan pil sayesinde sağlığına kavuşurken, kızlarına doyasıya sarılabilmenin mutluluğunu yaşıyor.
Tokat'ta matematik öğretmenliği yapan 37 yaşındaki Saime Elif İncesu, dört yıl önce ikinci bebeğini dünyaya getirdikten kısa bir süre sonra vücudunda aniden hareket bozukluğu ortaya çıktı.
Hareket bozukluğu nedeniyle elleri, kolları sürekli sallanan ve yardım almadan ayakta dahi duramayan İncesu, yeni doğan bebeğini de uzun süre kucağına alamadı.
Durumu giderek kötüleşen İncesu, Ankara'daki Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurdu.
Nöroloji ve beyin cerrahi bölümünün takibi sonrasında ameliyata alınan İncesu, beynine takılan pille hayata yeniden tutundu.
Dört yıl önce geçirdiği ameliyatın ardından beyin pilinin değiştirilmesi için yeniden hastaneye başvuran İncesu, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
İlk ameliyatına girmeden önce sağlık durumunun çok kötü olduğunu aktaran İncesu, "Ameliyattan önce yaşayacağımı hiç düşünmüyordum. Doktorlarıma 'ölecek olursam organlarımın hepsini bağışlayın' dedim. Allah onlardan razı olsun. Bu durumda dünyada iyileşen kaçıncı hastayım bilmiyorum." diye konuştu.
İki kız çocuğu annesi İncesu, rahatsızlığının doğumdan iki ay sonra başladığını belirterek, "İlk önce omzum oynamaya başladı. Daha sonra vücudumun sağ tarafı komple oynamaya ve hareket edememeye ve sürekli sallanmaya başladım. Nöroloji bölümünde Selçuk hocamıza geldik. Hocamız, 'benim dediğim her şeyi yapacağına söz verirsen, iyileşirsin' dedi. Ben de söz verdim ve her şeyi yaptım. Çok mutluyum, pilimin değişmesi için buraya geldik. İyileşmek çok güzel bir şey." ifadelerini kullandı.
"Kızım okula başlıyor, onunla yazı yazmaya da başlayacağım"Kızları Zeynep ve Ayşe'yi çok özlediğini dile getiren İncesu, onlara kavuşmayı heyecanla beklediğini söyledi.
Ameliyata girdiğinde küçük kızının henüz 11 aylık olduğunu aktaran İncesu, şunları kaydetti:
"Kızım, 'annem' diye geldi. Ben de o gün kızlarım için yaşayacağıma söz verdim. Beni seven ve dua eden herkes sağ olsun. Çocuğuma iki ay bakabildim, kucağıma alıp sevemedim. Şu anda ikisini de kucaklıyorum. 'Gelin, gelin kızlar' diyorum koşarak bana sarılıyorlar. Yoğun titremem, sallanmam vardı. Öğrencilerim de hepsi bana dua ettiler. Rahatsızlığım nedeniyle mesleğime de ara verdim. Yazı yazmaya başladığım zaman öğretmenliğe de devam edeceğim. Küçük kızım bu sene okula başlıyor, ben de onunla beraber yazı yazmaya da başlayacağım."
"Yüzde 50 iyileşme beklerken hasta tamamen düzeldi"Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Selçuk Çömoğlu, gebelik sırasında ya da sonrasında ortaya çıkan hareket bozukluklarının diğer vakalara göre daha dirençli olduğunu belirtti.
Literatürde bu grup hastalar için çok nadir olarak gördükleri ve bildikleri bir işlemi uyguladıklarını bildiren Çömoğlu, "Cerrahi ekibimizin de başarısıyla birlikte istem dışı hareketlerde yüzde 50 iyileşme oranı beklenirken bu hastamızda tama yakın düzelme izlendi ve dört yıl boyunca bu süreci sıkıntısız bir şekilde yürüttük." diye konuştu.
Prof. Dr. Çömoğlu hastanın kullandığı ilaçların büyük bir bölümünün kesildiğini ifade ederek, "Hastamıza uygulanan pillerin de bir ömrü var. O süreç tamamlandığı için ikinci aşamasını yapmak üzere hastamızı tekrar kabul ettik. Ameliyatı tekrar yapıldı, işler yolunda. Yaşamı boyunda da bu süreci sağlıklı bir şekilde devam ettirmeyi ümit ediyoruz." dedi.
"2014'de dünyadaki ilk vaka örneği"Operasyonu gerçekleştiren beyin cerrahi uzmanı Mehmet Sarar ise 2010'dan itibaren hastanede hareket bozuklukları ve parkinson hastalıklarının tedavisini gerçekleştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Doğumdan sonra immün yetmezliği ile gelişen bir durum hastamızda ortaya çıkıyor. Doğumdan sonra çok nadiren bildirilmiş vakalar var ama dünyada bu şekilde tedavi edilen o tarihteki ilk vakaydı. Cerrahisi de kendi içerisinde önemli riskler taşıyan ve her merkezde yapılamayan ameliyatlardır. Yeterli teknik donanım ve uygun bir ekiple çalışmanız gerekiyor. Bu hastamızda işler yolunda gitti. Nöroloji tanısını koyup cerrahiye aday olduğu bildirildi. Dirençli ve hızla kötüleşen bir vakaydı. 'Ameliyat yapalım yapmayalım' diye kararsız kalmıştık ama başarılı olması bizi çok mutlu etti."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com