Sağlıkta, tüketen olduğu kadar üreten de olacağız

"Her konuda iddialı olmak zorundayız" diyen ve sağlıkta, "tüketen olduğu kadar, üreten bir ülke" de olmak gerektiğinin altını çizen Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, ülkede faaliyet gösteren bağımsız kurumların tamamın eleştirilebilir olduğunu söyledi. Müezzinoğlu, "Siyasetçi çok kolay eleştirilebilir, çok kolay yıpratılabilir, siyasetçi kolay suçlanabilir ama bir başka kurumlara asla dokunulmaz. Esas korunması gereken sandığın ve milletin iradesi adına siyasetçidir" dedi. Bakan Müezzinoğlu, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve partisinin İl Kadın Kolları 4. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Edirne’ye geldi. İlk olarak Edirne RYS Otel’de TÜRKONFED’in düzenlediği programa katılan Müezzinoğlu, bağımsız kuruluşların eleştirilebilir olduğunun altını çizerek, "Siyasetçi Merkez Bankası veya yönetimini eleştirdi diye şayet rahatsız olursak, siyasetçilere yapılan darbelere ses çıkarmazsak demokrasi adına kat etmemiz gereken mesafeler vardır demektir" şeklinde konuştu. "ORTA GELİR TUZAĞINA DÜŞMEYEN BİR ÜLKE KONUMUNDAYIZ" Müezzinoğlu, orta gelir tuzağının Türkiye için de bir konu başlığı olduğunu belirterek, "Çok şükür ki orta gelir tuzağına düşmemeyi tartışan bir ülke konumundayız. Bundan 10 yıl önce bu günleri konuşabilir değildi. Hele hele 2000’li yıllarda batmaktan nasıl kurtuluruz, iflastan nasıl kurtuluruz, iflas edenleri hapse girmekten nasıl kurtulur, namerde muhtaç olmadan nasıl düze çıkarız diye dert edinen bir ülkeden bugün orta gelir tuzağına düşmeyen bir ülke olmaktan kurtulmayı ve 2023 vizyonlarını yapabilme konumuna geldik. Bu başarının arkasındaki güç millettir. Milletin siyasetçiye verdiği güçtür, siyasetçinin de milletten aldığı iradeyi güçlü kullanmasıdır" diye konuştu. "BAĞIMSIZ KURULUŞLARIN TAMAMI ELEŞTİRİLEBİLİR" Bağımsız kuruluşların hiçbirinin eleştirilemez olmadığını dile getiren Bakan Müezzinoğlu, "Siyasetçi çok kolay eleştirilebilir, çok kolay yıpratılabilir, siyasetçi kolay suçlanabilir ama bir başka kurumlara asla dokunulmaz. Esas korunması gereken sandığın ve milletin iradesi adına siyasetçidir. Siyasetin saygınlığıdır. Siyasetçi Merkez Bankası veya yönetimini eleştirdi diye şayet rahatsız olursak, siyasetçilere yapılan darbelere ses çıkarmazsak demokrasi adına kat etmemiz gereken mesafeler vardır demektir. Siyasetçiyi millet zaten sandıkta öyle veya böyle eleştiriyor. Ama Merkez Bankası yanlışlarının yanlışlarını kim ödüyor? Bir puanlık faizin yüksekte olmasının bedelini Merkez Bankası başkanı veya yönetimimi ödüyor? Yoksa 78 milyon mu ödüyor, gelecek nesil mi ödüyor? Bağımsız kuruluşlara müdahale edilmemeli ama eleştirilemez diye görürsek, hele hele son bir aylık dolar artışını Merkez Bankası’nı eleştirmeye bağlarsak on iki yıldır istikrarlı giden ve dövizde de zaman zaman ’Bu Türk parası neden bu kadar değerli’ diye hesap sorulan dönemleri yine siyasetçiye soruldu, Merkez Bankası başkanına sorulmadı. Siyasetçi verdi hesabını. Sağlam ayağımızı demokrasiye koyacağız, sandığın hukukuna koyacağız bağımsız kuruluşlar milletin ekonomik istikrarında hatalı yönetimler yaparlarsa, dövizde çipa, çapa sözlerini duyduğumuz bir günlerde dolar bir gecede 2 katına çıktı. Bedeli kim ödedi, Merkez Bankası Başkanı mı yoksa siyasetçiler mi ödedi? Evet siyasetçiler ödedi. Milletin elinin tersiyle itti ve gönderdi" dedi. "SAĞLIKTA TÜKETEN OLDUĞU KADAR ÜRETEN BİR ÜLKE DE OLACAĞIZ" Müezzinoğlu, 2023 vizyonunu siyasi yöneticilerin millet adına planladığını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bugün Türkiye’de dünyayla yarışabilecek sağlık hizmeti sunuyoruz iddialıyız. Ama biz sağlıkta tüketen bir ülkeyiz. O zaman tükettiklerimizi de üreten bir ülke olmalıyız. Artık kanser veya diyabet tedavisinde kronik hastalıklar tedavisinde ödediğimiz para yılda 4 tane 5 tane hastalık başında 12 milyar lira ödüyoruz, 5 tane hastalık için. Kanser, diyabet, solunum ve kardiyovasküler hastalıklar. Bu paranın çoğu yurt dışına argesi güçlü ülkelere ödüyoruz. O zaman farklı bir noktayı hedeflemeliyiz. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığını kurduk. Türkiye artık Türk kök hücre projesiyle kendi kanından kan ürünlerini üretebilen ve pazarlayabilen bir ülke haline gelmek durumunda. Bu anlamda Onkogen projesini Amerika, İngiltere ondan sonra Türkiye iddialı bir şekilde protokolle imzalama safhasında. Harvard’la bunu başarabilmek zorunda. Bunu başardığımız zaman Türkiye birilerinin yönettiği değil, birilerinin kaderiyle oynayabildiği değil, kendi bağımsızlığını ve dinamiklerini güçlü koyabilecek, orta gelir tuzağından da kurtulacak ülke olmayı işte o zaman başaracak.” "HER KONUDA İDDİALI OLMAK ZORUNDAYIZ" Edirne’nin pek çok alanda merkez kent haline güçlü bir iradeyle gelebileceğini hatırlatan Bakan Müezzinoğlu, Edirne Valisi Dursun Ali Şahin’in konuşmasına da atıfta bulunarak, "Valimiz diyor ki az önce ‘sabahın bu erken saatinde’ diyor. Günaydın. Sabahın erken saati 6, 7 demektir. Dolayısıyla iddialı olmak zorundayız. Edirne bu iddianın sahibi olmalıyız. Ama bu işleri sahiplenip dertli olmak gerekiyor. Sabahın bu saatine erken dememek gerekiyor" ifadelerini kullandı. Bakan Müezzinoğlu, TÜRKONFED tarafından gerçekleştirilen toplantının ardından Edirne Mimar Sinan Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Ak Parti Edirne Kadın Kolları 4. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere otelden ayrıldı.