İstanbul
Ekosistemde önemli yeri olan arılar, bilinçli bakıldığı ve yönetildiği takdirde farklı kullanım amaçları olan sağlıklı ürünler üretebiliyor.
Arıcılıkta 49 yıldır faaliyet gösteren İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk de Aydos Ormanı'nda verdiği eğitimlerle, kursiyerlere bilinçli arı bakımını ve yönetimini gösteriyor.
AA muhabirine konuşan Çilenk, çok fonksiyonlu bir böcek olan arının 21 günde oluştuğunu, ömrünün de yazın 40 gün, kışın ise 6 ay sürdüğünü anlattı.
Arı neslinin devam edebilmesi için genç arının kışı geçirerek ilkbaharı karşılaması gerektiğini belirten Çilenk, arının kovan içerisindeki görevini tamamladıktan sonra yaşamının sona erdiğini söyledi.
Çilenk, arıcılığın arıyı, koloniyi ve kovanları yönetme sanatı olduğunu vurgulayarak, 0'dan 2 bin 500 rakıma kadar her yerde yapılabilen arıcılığın, topraksız bir tarım çeşidi olduğunun altını çizdi.
"2 kovan alıp arıcılık yaparım' diye bir şey yok"
Zorlu bir meslek olan arıcılıkta ürün elde etmenin ve pazarlamanın ayrı bir kabiliyet gerektirdiğini dile getiren Çilenk, arı her ne kadar bir böcek olsa da onu yönetmenin kolay olmadığını söyledi.
Çilenk, İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği olarak ziraat mühendisleriyle verdikleri arıcılık eğitimlerine, muhasebeci, dökümcü, CNC operatörü, kamu işçisi, emniyet mensubu ve müteahhit gibi çok farklı mesleklerden katılım olduğunu kaydetti.
Bazı kursiyerlerin işlerini bırakarak arı sektörüne girdiklerini, bazılarının ise arıcılığı amatör olarak devam ettirdiklerini aktaran Çilenk, şöyle devam etti:
"Arıcılık amatör de olsa bilinçli yapılmalı. '2 kovan alıp arıcılık yaparım.' diye bir şey yok. Kristalize balın sahte olduğunu zannedenler var. Bal, belirli bir dönem sonra kendini korumak için kristalize olur. Bu normaldir ve balın kalitesiz olduğu anlamına gelmez. Arkadaşlarımız da bu detayları bilerek eğitim alırlarsa sorun yok. Arıcılık birkaç saatte öğrenilmez."
"Hem hobi hem de ticari amaçlı yürütebilirsiniz"
Kursiyerlere hayvancılık üzerine eğitim veren Zooteknist Ziraat Mühendisi Bensu Sobacı, doğayla bütün olan arıdan doğa izin verdiği müddetçe ürün elde edilebildiğini söyledi.
Yönlendirme, bakım ve besleme dışında arı üzerinde yapılabilecek bir şey olmadığını aktaran Sobacı, "Arıcılık şehir hayatının stresinden uzaklaştırdığı için de avantajlı. Bu işi hem hobi hem de ticari amaçlı yürütebilirsiniz. Birçok hayvancılık dalı buna izin vermiyor." ifadelerini kullandı.
"İlk hedefim kendi balımı temin etmek"
Birliğin Aydos Ormanı'nda verdiği eğitimlere katılan kursiyerlerin kimisi kendi balını üretmeyi, kimisi aileden aşina olduğu arıcılığı daha yakından tanımayı, kimisi de arılardan elde edilen sağlıklı ürünleri tüketmeyi ve satışını yapmayı hedefliyor.
Bir sigorta şirketinde bölge müdürü olarak çalışan Burak Güner, arılar hakkında detayları öğrenmek istediği için eğitim aldığını söyledi.
CNC operatörü Servet Şahin, arıcılığa çocukluğundan beri çok meraklı ve istekli olduğunu, profesyonel olarak arıcılık yapmak istediğini anlattı.
Ev hanımı Ayşe İzmirli ise aile büyüklerinde arıcılıkla uğraşanlar bulunduğu için yıllardır arılarla iç içe olduğunu dile getirerek, eğitim sayesinde yanlış bildiği birçok şeyin doğrusunu öğrendiğini kaydetti.
Erzincan'da arıcılık yapan akrabalarından etkilenerek arılarla ilgilenmeye başlayan emekli bankacı Ahmet Duran Palut da ilk hedefinin kendi balını temin etmek olduğunu söyledi.
"Şekersiz bal yemek için eğitime başladım"
Marmara Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu'nda öğretim görevlisi Verda Gizem Oğul, eğitime içerisinde şeker olmayan sağlıklı bal yemek amacıyla başladığını ve bilgi sahibi oldukça arının önemine dair farkındalık kazandığını anlattı.
Ocak ayında teorik eğitim aldıklarını ve uygulama yapmak için baharın gelmesini beklediklerini ifade eden Oğul, "Derslerde çiçek çeşitliliğini, arı türlerini ve arılardan kaynaklanabilecek hastalıkları öğreniyoruz. Niyetim en azından bir kovanla başlamak. Arı kaynaklı hastalıklardan korkuyorum ama başlamadan da bazı şeyleri öğrenemeyeceğimi düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com