Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin saçma sapan bir iddia ile kapatılabileceğinin söylenmesi sadece bu partileri değil, ama şahsen bizde de endişeye yol açtı” dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Anayasa Komisyonu’nda parti kapatmalarını zorlaştıracak anayasa değişikliği oturumuna katıldı. Arınç, Anayasa Komisyonu’nda yaptığı konuşmada teklifi olumlu bulduklarını belirterek, siyasi partileri koruyacak, kolay kapatılmalarını engelleyecek, siyaseten güçlü tutacak desteğe ihtiyaçları olduğunu vurgulayarak, “Avrupa örneğine baktığımızda farklı örnekler öngörülebilir” dedi.
Arınç, şunları kaydetti:
“Her zaman şikayet ettiğimiz gibi Türkiye bir siyasi partiler mezarlığı oldu. Bu kadar çok ve keyfi şekilde partiler kapatılıyor. Cumhuriyet Başsavcısı istediği zaman dava açabiliyor. Delil olarak ne getirilirse onu tartışabiliyoruz. Gazete kupürleri bile yeterli olabiliyor. Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararlar kesin oluyor, Anayasa Mahkemesi’nde de parti kapatma davaları için geçmişte nitelikli çoğunluk yoktu.”
Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin kapatılması iddialarına ilişkin olarak Arınç, şunları dedi:
“Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin saçma sapan bir iddia ile kapatılabileceğinin söylenmesi sadece bu partileri değil, ama şahsen bizde de endişeye yol açtı. Burası Türkiye’dir. Bakarsın Türkiye’de birisi böyle bir dava açabilir, başkası da bunun üzerinden spekülasyon yapabilir. Her parti için bu tehdit vardır. Tepeden inme olur bu işler. Artık bunların tartışılmaması lazım veya filitrasyona ihtiyacımız var. Filitrasyon nerede yapılabilir? Hiç kapatılmasın, böyle bir şeyi uygun görmüyoruz.”
Parti kapatma davası açabilmenin TBMM’de temsil edilen partilerden eşit sayıda alınacak bir komisyon kararı vasıtasıyla olabileceğine işaret eden Arınç, “İngiltere gibi Anayasası bulunmayan ve ona benzeyen ülkelerde ‘siyasi parti kapatılsın mı, kapatılmasın mı’ diye sorduğunuz zaman, ‘o da nereden çıktı’ derler. İngiltere’de bu konuda bir düzenleme yok. 2000 yılında yapılan düzenleme ile partilerin sicile kayıt olunması isteniyor. Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi karar veriyor. Mahkeme her biri sekiz yargıçtan oluşan iki senatodan oluşuyor” ifadelerini kullandı.
1968 yılından beri 49 parti hakkında kapatma davası açıldığını söyleyen Arınç, “19’u hakkında ret kararı verilmiş, 5 parti hakkında da davanın düşmesine karar verilmiş. 49 dava ile ilgili daha çok 2000 yıllardan sonra, onun öncesinde kapatılan parti sayısı fazla” şeklinde konuştu.
Anayasa değişikliğini değerlendiren Arınç, “Siyasi partilerin mali denetimlerinin Anayasa Mahkemesi’nden alınarak Sayıştay’a verilmesi. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar işin içine girmesini ve mali denetim yapması değiştirilmesi gereken bir olguydu. Siyaset yasağı 5 yıldan 3 yıla indiriliyor” diye konuştu.
(İHA)