ANKARA - NURAN ERKUL
Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi Lideri Elif Düşmez Tek, Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesinde kilovatsaat başına verilen en düşük teklifin (3,48 dolar/cent) sektördeki maliyetleri ciddi şekilde aşağı çektiğini belirterek, "Uzun vadede bu projenin başarısı, ülkede enerji maliyetlerini düşürmesinin yanı sıra ülkemizin rüzgar türbini alanında bir ihracat üssü haline gelmesi olarak değerlendirilebilir." dedi.
Tek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda yapılan rüzgar YEKA ihalesi sonrasında AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ihaleyi kazanan firmanın Türkiye'nin belirlenen 5 bölgesinde bin megavatlık kapasite oluşturacağını ve her bölgede en az 50'şer megavat kurulu güce sahip santraller kuracağını söyledi.
YEKA konseptine geçişin Türkiye'nin cari açığını ve enerjide dışa bağımlılığı azaltma yolunda önemli bir adım olduğunu ifade eden Tek, ihalede bin megavatlık kapasitenin yanı sıra rüzgar türbini fabrikası kurulması ve yerli üretim şartının da bulunduğunu hatırlattı.
Kurulacak fabrikada yılda en az 150 adet türbin üretileceğini dile getiren Tek, üretimde yüzde 65 yerlilik sağlanacağını, fabrika ve Ar-Ge çalışmaları kapsamında da yerli mühendislerin istihdam edileceğini anlattı.
Tek, proje kapsamında Türkiye'ye rüzgar teknolojisinin transfer edileceğini ve ülkenin ekipman üretiminde bir üs haline getirilmesinin amaçlandığını anlattı.
"Majör oyuncuların çoğu ihaleye ilgi gösterdi"
Tek, bu projeyi diğerlerinden ayıran en önemli unsurun, sunduğu yüksek hacim fırsatı olduğuna dikkati çekerek, "Sadece YEKA’nın sunmuş olduğu bin megavat kurulu güç hacmi bile fabrika için yaklaşık 2,5 yıl sabit talebin olabileceğini gösteriyor. Bunun dışında piyasanın YEKA dışındaki diğer bileşenlerle birlikte gelişimi ve ihracat fırsatları düşünüldüğünde, talep yönünden fabrika yatırımına elverişli bir ortam bulunuyor." dedi.
Yüksek hacme sahip talebin ölçek ekonomisinden kaynaklı santral yatırım maliyetlerini azalttığını belirten Tek, şöyle konuştu:
"Santral tarafında en cazip koşul 15 yıl boyunca elektrik satışında sabit bir fiyat üzerinden alım garantisi hakkı kazanımıdır. İhalede, kilovatsaat başına 7 dolar/centlik tavan fiyat üzerinden eksiltme usulü ile yatırımcılar verdikleri tekliflerde kendilerinin alım garantisi fiyatlarını belirledi. Belirsizliklerin ve risklerin azaltılmasıyla, yatırımcıların daha istekli olabilmesi ve daha uygun finansman koşulları sağlanabilmesi YEKA konseptine olan iştahı artıran etkenler olarak göze çarpıyor. İhaleye gelen 8 başvuru bunun göstergesi. Önde gelen tüm global türbin üreticileri ve Türkiye piyasasındaki majör oyuncuların çoğu ihaleye ilgi gösterdi."
Maliyetler ciddi düzeyde düştü
Tek, ihalenin ilk turundaki ortalama fiyatın (kilovatsaat başına 5,46 dolar/cent) Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) fiyatı olan kilovatsaat başı 7,3 dolar/centin yüzde 75'ine, YEKA ihalesi için belirlenmiş tavan fiyatın da (7 dolar/cent) yüzde 78'ine denk geldiğini söyledi.
İhalenin sonunda ortaya çıkan kilovatsaat başı 3,48 dolar/centlik fiyatın ise tavan fiyatın yüzde 49,7'si, destekleme fiyatının ise yüzde 47,7'sine denk geldiğini belirten Tek, "Ülkemiz enerji sektörü için maliyetleri ciddi şekilde aşağı çeken bir düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu fiyatın etkinliği YEKA projesinin finansmanının kapanması ve projenin öngörülen zaman planına göre hayata geçebilmesi ile kesinlik kazanabilir. Uzun vadede de bu projenin başarısı ülke enerji maliyetlerini düşürmesinin yanı sıra ülkemizin rüzgar türbini alanında bir ihracat üssü olması ile değerlendirilebilir." diye konuştu.
Dünya çapında ilgi uyandıran ihalenin oldukça rekabetçi bir ortamda gerçekleştiğini söyleyen Tek, şunlar kaydetti:
"Türkiye'nin üretim üssü olma hedefini yerine getirebilmesi YEKA'nın başarısının doğrudan bir göstergesi olacak. Türkiye'de üretim yapacak olan türbin fabrikasının üretim maliyetlerinde rekabet edilebilir fiyatlara inebilmesi ve dolayısıyla ihracat yapabilme potansiyeline kavuşması kritik bir unsurdur. Nitekim üretim üssü olmanın birinci koşulu uluslararası piyasada ihracat yapabilme yetkinliği kazanmaya bağlıdır. Böylelikle, Türkiye’nin kanat, kule, nasel gibi ekipmanların üretimini barındıracak ekosistemi ile rüzgar enerjisi sektöründe bir üs haline gelmesi sağlanabilecektir."
Muhabir: Nuran Erkul
dikGAZETE.com