Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rus Dışişleri Bakanlığının ’ateşkes sağlansa bile Halep’e saldırılar devam edecek’ açıklamasına ilişkin, "Bu açıklama Rusya’nın niyetini ortaya koymaktadır" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk ile Başbakanlık Binası’nda biraya geldi. Davutoğlu ve Yatsenyuk’un yaptıkları başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, bu ziyaretin Başbakan olarak yaptığı ilk ziyaret olduğunu belirterek, "Ukrayna bizim için sadece komşu bir ülke değil, stratejik bir ortak ve kardeş bir ülkedir. Ukrayna, bütün Avrasya’nın istikrarı için en önemli omurga ülkelerden biridir. Bugün birçok konuda, ortak bir perpestife sahip olmamızı görmekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanımakta ve Kırım’ın ilhakını kesinlikle reddetmektedir. 1944 yılında Stalin tarafından trenlere bindirilerek gönderilen Kırım Tatarlarının haklarını savunmaktan bugün de memnuniyet duyuyoruz. Kırım, Ukrayna topraklarının bir parçasıdır ve Kırım Tatarlarının asli yurdudur. Ayrıca, bugün Rusya’nın gerek Kırım ve gerek Ukrayna’ya, gerekse Suriye’de ortaya koyduğu saldırgan tutuma karşı da ortak tavrı benimsiyoruz. Suriye’deki son gelişmeler hakkında kendisine bilgi verdim. Maalesef, Suriye’de sivil halka dönük barbarca saldırılar devam ediyor, rejim güçleri, terör örgütleri ve Rusya tarafından. Biz, bu görüşmeleri sürdürürken dahi, Rusya Hazar’dan atıldığı düşünülen balistik füzeyle Azzaz’da hastane ve okulları vurdu ve çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Suriye rejimini destekleyen Rusya ve diğer ülkeler, YPG başta olmak üzere terör örgütleri Suriye’de insanlık suçunasebebiyet veriyorlar. Çözümden önce alanda kazanım elde edebilmek için uluslararası hukuku ihlal ediyorlar. Ukrayna ve Suriye, Türkiye’nin kuzey ve güney komşularıdır. Biz, Ukrayna ve Suriye halklarının yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Türkiye ve Ukrayna arasında birbirlerinin ekonomi, kültürel ve sosyal aktivitelerinin etkin olduğu yeni bir ilişki biçimini düşündüklerini anlatan Davutoğlu, "Bunun için çok geniş bir heyetle, 6 Bakan, buraya geldik. Çok da güzel görüşmeler gerçekleştirdik. Serbest Ticaret Anlaşması’nın bir an önce devreye girmesi bizim için anlamtaşıyor. Aldığımız karar çerçevesinde önümüzdeki günlerde bunu tamamlayabilmek için ekiplerimiz çalışacaklar. Dış ticaret hacmimizde bir düşüş var, ilk fırsatta 2016-2017 yılında 10 milyar dolara ulaşacağımızı düşünüyoruz. Enerji alanında da birlikte çalışacağız. Altyapı projelerinde ise Türk firmaları özel tecrübelere sahipler, Türk firmalarına şans verilmesinin Ukrayna’ya katkı vereceğini düşünüyoruz. Türkiye ile Ukrayna arasında büyük bir potansiyel var, ortak hislerle karşı karşıyayız. Bu ilişkilerimiz artarak devam edecek" dedi.
Davutoğlu, "Sizleri ilk fırsatta Türkiye’ye bekliyoruz. Sayın Başbakanı tekrar Türkiye’de görmekten büyük memnuniyet duyacağım. Bakanlıklarımıza verdiğimiz talimatları, çalışmaları takip edeceğiz. Önümüzdeki aylarda Sayın Proşenko’nun ziyaretiyle Yüksek Düzeyli İşbirliği Toplantısı yapılacak. Sizi de ilk fırsatta Türkiye’ye bekliyorum" diye konuştu.
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN AÇIKLAMASI
Davutoğlu ve Yatsenyuk, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. "Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın ateşkes sağlansa bile Halep’e saldırılar devam edecek’ açıklamasının sorulması üzerine Davutoğlu, "Bu açıklama Rusya’nın niyetini ortaya koymaktadır. Zaten son Cenevre toplantısından bugüne geçen kısa süre de ortaya çıkan gelişmeler de bu niyetin tezahürüdür. BM kararı gereğince, insani yardımların ulaşması ve ateşkesin sağlanması gerekiyordu. Ama son Cenevre görüşmelerine kadar bu gerçekleşmedi ve Cenevre görüşmeleri, maalesef başarısızlıkla sonuçlandı. Bu o günden bugüne de Suriye’de Rusya hava saldırılarını Halep’e Azzaz’a yöneltti ve Türkiye-Halep arasındaki insani lojistik koridoru rejim güçleri ve YPG ile kapattı. Münih’te varılan anlaşmaya rağmen bu açıklamanın yapılması da açık bir şekilde Rusya’nın niyetinin ateşkes ya da barı değil daha çok sivil öldürerek, daha çok katliam yaparak Suriye rejimini yaşatmak oldu. Rusya’nın yaptığı açıklama karşısında uluslararası toplumun vereceği tepkiyi takip edeceğiz. Eğer, Münih’te Cenevre’de diplomatik tiyatro oynanıyor ve Suriye halkı katledilmeye devam edecekse bu suç bütün uluslararası topluma vebal getirir. Biz, Türkiye olarak her halükarda Suriye ve Halep’teki kardeşlerimizin yanında olacağız ve onlara insani yardım göndermeye devam edeceğiz. Alanda Rusya’nın piyonu gibi davranan YPG güçleri ve PYD güçleri Azaz’a dönük saldırılara devam eder ve mülteci akınlarına sebebiyet verirlerse onlara da en kararlı şekilde mukabelede bulunuruz. Rusya bu açıklamayla Münih anlaşmasının içini boşaltmıştır" şeklinde konuştu.
Ukrayna Başbakanı Yatsenyuk, "Rusya ile anlaşmaya nasıl varılır kendi tecrübemizi paylaşmak isterim. Anlaşmaya varmak mümkün değil aslında. Minsk Anlaşması imzalandı, ateşes sağlanacaktı, askerler geri çekilecekti, Ukrayna ile Rusya arasındaki sınıra kontrol getirilecekti. Ateşkesle ilgili durum, sizin ifade ettiğiniz durumla neredeyse aynı. Ateşkesle ilgili imzalamalar yapıldı, gerekli açıklmalar yapıldı ama 1,5 yıl boyunca ateşkes görülmedi. Ukrayna’nın ordusuna ateşler gelmeye devam ediyor. Askerlerin geri çekilmesi ve sınıra kontrol getirilmesi ile ilgili zaten söyleyecek birşey yok" diye konuştu.
"Rus tırlarının transiti yasaklandı, bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Yatsenyuk, "Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sadece askeri saldırısı değil, aynı zamanda ekonomik saldırısı var. Onlarla ikili anlaşmalarımız var, dış ticaret anlaşmaları. Rusya, AB ile entegrasyona devam etmek istediği için Ukrayna’ya karşı ambargo uyguluyor. Ukrayna, uluslararası anlaşmalara uygun hareket ediyor ama dün Rusya asılsız olarak Ukrayna’dan gelen tırların Rusya’ya girişini yasakladı. Ukrayna, Rusya’ya bir notayla başvurarak bu konuya açıklama getirilmesini istedi. Rusya, bu konuya açıklık getirene kadar Rus tırlarının Ukrayna topraklarından geçişi yasaklı olacak. Rusya’dan sadece bu konuda açıklama değil, Ukrayna tırları için uyguladığı geçiş yasağını kaldırmasını istiyorum. Türkiye’yle herhangi bir sorun yoktur" karşılığını verdi.
Davutoğlu, bu açıklamalar üzerine, kriz esnasında Türk tırlarına sağlanan kolaylık için teşekkür ettiğini belirtti.
"Rusya konusunda uluslararası toplum ne kadar suçlu?" sorusunu Davutoğlu, "Rusya yeni geliştirdiği startejik konseptle yayılmacı ve saldırgan bir politikayı takip ediyor. Bugün aslında 3 ülke toprak bütünlüğü konusunda Gürcistan, Ukrayna ve Suriye, Rusya’nın tehdidi altındadır. Aslında, Ermenistan’a verdiği destek dolayısıyla Azerbaycan toprak bütünlüğü de fiilen Rusya’nın tehdidi altındadır. Ukrayna krizinde Rusya’ya gereken tavır gösterilemediği için Suriye krizinin tırmandığı, Suriye krizinde gereken tavır gösterilemediği için Ukrayna’ya müdahil olduğu doğrudur. Uluslararası toplumun tepki göstermedeki her zaafı, Rusya tarafından istismar edilmiştir. Bugün., Ukrayna’da ve Suriyede milyonlarca insanın yerinden edilmesinin ve yüzbinlerce insanın öldürülmesinin önemli sorumluluğu Rusya’nın olmasıdır. Bugün Suriye’de 300 bin aşkın insan ölmüş, 5 milyonu aşkın insan mülteci olmuş, Bu tablo karşısında Rusya bombardımana devam ederek, Türkiye üzerinden AB’ye baskıuygulamaya çalışıyor. Kırım’da açık insan hakları ihlali söz konusu. Bir kez daha şunu ifade etmek isteriz Rus yetkilileree, Sovyetler Birliği dönemi bitmiştir. 25 yıl önce bitmiştir. Bu dönemi tekrar canlandırmaya çalışmak Rusya için de olumlu ve hayırlı sonuçlar doğurmaz. Bu tür maceralara yönelmek Rus halkının da benimsemeyeceği bir husustur. Rus halkı 30 yıl öncesinin Rus halk ıdeğildir, dünyaya entegre bir halktır. Rusya’nın yapması gereken ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermek ve Suriye şehirlerine balistik füzeler, varil bombaları yapmak yerine Suriye ve Ukrayna halkına saygı göstermek" şeklinde cevapladı.
"ŞU ANDA TÜRKİYE GÜVENLİK GÜÇLERİNDEN HİÇBİR UNSUR, SURİYE İÇİNDE DEĞİLDİR"
Bir soru üzerine Davutoğlu, "Şu anda Türkiye güvenlik güçlerinden hiçbir unsur Suriye içinde değildir. Türkiye, Suriye halkınınyanındadır ancak Suriye’de hiçbir zaman işgalci olmamıştır. Bugün Suriye’de iki kategoride yabancı savaşçı ve işgalci vardır. Birisi, rejime destek veren, işgalci olarak halkını bombalayan Rusya ve fiilen orada asker bulunduran İran. Bir işgalici varsa buralarda aramak lazım. ikinci kategori ise , paramiliter güçler, teröristler bunlar da DEAŞ’a destek veren ve rejime destek veren Hizbullah, Pakistan’dan İran’dan gelen aşırı Şii örgütlerdir. Suriye halkı bütün yabancı savaşçılara karşı onurlu bir direniş sergilemektedir. Suriye rejiminin sözcüleri bilmelidiler ki yabancıları ülkesine çağıran ve kendi halkını bomlayan hiçbir reim ayakta kalamamıştır. Türkiye’nin hiçbir ülkede bu anlamda toprağında gözü olmamıştır. Bu işgalcilerin hava bombardımanıdan kaçan 2,5 milyon masum insan Türkiye’dedir. Suriye rejimi böyle iddialarda bulunmaktansa, azzez de Halep’de Rus bombardımamında ölen çocukların hesabını versin. Türkiye, uluslararası hukuka saygı gösterir ama kendi güvenliği neyi gerektirirse o adımı atmaktan da tereddüt etmez" dedi.
Ukrayna Başbakanı Yatsenyuk, Suriye krizine ne tür çözümler getirileceğinin Türkiye’ye bağlı olduğunu belirterek, Suriye’de yaşanan krize işaret etti. "Rusya’nın yaptırımlarının ne olduğunu biz diğer ülkelerden daha iyi biliyoruz" diyen Yatsenyuk, "Ukrayna ile hükümetinizin sürdürdüğü ilişkilerden dolayı, iş yapmaya devam eden işadamlarınıza büyük teşekkür sunuyorum. Türk işadamlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili, vergi iadeleri, gümrük noktasında bazı işlemlerin hızlandırılması ile ilgili konular. Bir an önce bu konulara çözüm getirilmek için ilgili talimatlar verilmiş bulunuyor. Bizim işbirliğimizin en güzel örneklerinden biri, metro inşası ihalesinde Türk şirketi tarafından en düşük fiyatın teklif edilmesidir. Bunun dışında karşılıklı yatırımların korunması ile ilgili anlaşmaların imzalanması önemli. Doğalgaz alanındaki projeler önemli. Ukrayna, 1 Ocak’tan sonra Rusya’dan hiçbir gaz almadı. Siz, Ukrayna’ya mali yardım verenlerin koalisyonunu genişletmişsiniz. Bugün, 5 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalandı ve bu anlaşmayla Türkiye Ukrayna’ya fiilen yardım verdiğini gösterdi. Türkiye’nin bize verdiği insani yardımdan dolayı teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk ile Başbakanlık Binası’nda biraya geldi. Davutoğlu ve Yatsenyuk’un yaptıkları başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, bu ziyaretin Başbakan olarak yaptığı ilk ziyaret olduğunu belirterek, "Ukrayna bizim için sadece komşu bir ülke değil, stratejik bir ortak ve kardeş bir ülkedir. Ukrayna, bütün Avrasya’nın istikrarı için en önemli omurga ülkelerden biridir. Bugün birçok konuda, ortak bir perpestife sahip olmamızı görmekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanımakta ve Kırım’ın ilhakını kesinlikle reddetmektedir. 1944 yılında Stalin tarafından trenlere bindirilerek gönderilen Kırım Tatarlarının haklarını savunmaktan bugün de memnuniyet duyuyoruz. Kırım, Ukrayna topraklarının bir parçasıdır ve Kırım Tatarlarının asli yurdudur. Ayrıca, bugün Rusya’nın gerek Kırım ve gerek Ukrayna’ya, gerekse Suriye’de ortaya koyduğu saldırgan tutuma karşı da ortak tavrı benimsiyoruz. Suriye’deki son gelişmeler hakkında kendisine bilgi verdim. Maalesef, Suriye’de sivil halka dönük barbarca saldırılar devam ediyor, rejim güçleri, terör örgütleri ve Rusya tarafından. Biz, bu görüşmeleri sürdürürken dahi, Rusya Hazar’dan atıldığı düşünülen balistik füzeyle Azzaz’da hastane ve okulları vurdu ve çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Suriye rejimini destekleyen Rusya ve diğer ülkeler, YPG başta olmak üzere terör örgütleri Suriye’de insanlık suçunasebebiyet veriyorlar. Çözümden önce alanda kazanım elde edebilmek için uluslararası hukuku ihlal ediyorlar. Ukrayna ve Suriye, Türkiye’nin kuzey ve güney komşularıdır. Biz, Ukrayna ve Suriye halklarının yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Türkiye ve Ukrayna arasında birbirlerinin ekonomi, kültürel ve sosyal aktivitelerinin etkin olduğu yeni bir ilişki biçimini düşündüklerini anlatan Davutoğlu, "Bunun için çok geniş bir heyetle, 6 Bakan, buraya geldik. Çok da güzel görüşmeler gerçekleştirdik. Serbest Ticaret Anlaşması’nın bir an önce devreye girmesi bizim için anlamtaşıyor. Aldığımız karar çerçevesinde önümüzdeki günlerde bunu tamamlayabilmek için ekiplerimiz çalışacaklar. Dış ticaret hacmimizde bir düşüş var, ilk fırsatta 2016-2017 yılında 10 milyar dolara ulaşacağımızı düşünüyoruz. Enerji alanında da birlikte çalışacağız. Altyapı projelerinde ise Türk firmaları özel tecrübelere sahipler, Türk firmalarına şans verilmesinin Ukrayna’ya katkı vereceğini düşünüyoruz. Türkiye ile Ukrayna arasında büyük bir potansiyel var, ortak hislerle karşı karşıyayız. Bu ilişkilerimiz artarak devam edecek" dedi.
Davutoğlu, "Sizleri ilk fırsatta Türkiye’ye bekliyoruz. Sayın Başbakanı tekrar Türkiye’de görmekten büyük memnuniyet duyacağım. Bakanlıklarımıza verdiğimiz talimatları, çalışmaları takip edeceğiz. Önümüzdeki aylarda Sayın Proşenko’nun ziyaretiyle Yüksek Düzeyli İşbirliği Toplantısı yapılacak. Sizi de ilk fırsatta Türkiye’ye bekliyorum" diye konuştu.
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN AÇIKLAMASI
Davutoğlu ve Yatsenyuk, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. "Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın ateşkes sağlansa bile Halep’e saldırılar devam edecek’ açıklamasının sorulması üzerine Davutoğlu, "Bu açıklama Rusya’nın niyetini ortaya koymaktadır. Zaten son Cenevre toplantısından bugüne geçen kısa süre de ortaya çıkan gelişmeler de bu niyetin tezahürüdür. BM kararı gereğince, insani yardımların ulaşması ve ateşkesin sağlanması gerekiyordu. Ama son Cenevre görüşmelerine kadar bu gerçekleşmedi ve Cenevre görüşmeleri, maalesef başarısızlıkla sonuçlandı. Bu o günden bugüne de Suriye’de Rusya hava saldırılarını Halep’e Azzaz’a yöneltti ve Türkiye-Halep arasındaki insani lojistik koridoru rejim güçleri ve YPG ile kapattı. Münih’te varılan anlaşmaya rağmen bu açıklamanın yapılması da açık bir şekilde Rusya’nın niyetinin ateşkes ya da barı değil daha çok sivil öldürerek, daha çok katliam yaparak Suriye rejimini yaşatmak oldu. Rusya’nın yaptığı açıklama karşısında uluslararası toplumun vereceği tepkiyi takip edeceğiz. Eğer, Münih’te Cenevre’de diplomatik tiyatro oynanıyor ve Suriye halkı katledilmeye devam edecekse bu suç bütün uluslararası topluma vebal getirir. Biz, Türkiye olarak her halükarda Suriye ve Halep’teki kardeşlerimizin yanında olacağız ve onlara insani yardım göndermeye devam edeceğiz. Alanda Rusya’nın piyonu gibi davranan YPG güçleri ve PYD güçleri Azaz’a dönük saldırılara devam eder ve mülteci akınlarına sebebiyet verirlerse onlara da en kararlı şekilde mukabelede bulunuruz. Rusya bu açıklamayla Münih anlaşmasının içini boşaltmıştır" şeklinde konuştu.
Ukrayna Başbakanı Yatsenyuk, "Rusya ile anlaşmaya nasıl varılır kendi tecrübemizi paylaşmak isterim. Anlaşmaya varmak mümkün değil aslında. Minsk Anlaşması imzalandı, ateşes sağlanacaktı, askerler geri çekilecekti, Ukrayna ile Rusya arasındaki sınıra kontrol getirilecekti. Ateşkesle ilgili durum, sizin ifade ettiğiniz durumla neredeyse aynı. Ateşkesle ilgili imzalamalar yapıldı, gerekli açıklmalar yapıldı ama 1,5 yıl boyunca ateşkes görülmedi. Ukrayna’nın ordusuna ateşler gelmeye devam ediyor. Askerlerin geri çekilmesi ve sınıra kontrol getirilmesi ile ilgili zaten söyleyecek birşey yok" diye konuştu.
"Rus tırlarının transiti yasaklandı, bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Yatsenyuk, "Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sadece askeri saldırısı değil, aynı zamanda ekonomik saldırısı var. Onlarla ikili anlaşmalarımız var, dış ticaret anlaşmaları. Rusya, AB ile entegrasyona devam etmek istediği için Ukrayna’ya karşı ambargo uyguluyor. Ukrayna, uluslararası anlaşmalara uygun hareket ediyor ama dün Rusya asılsız olarak Ukrayna’dan gelen tırların Rusya’ya girişini yasakladı. Ukrayna, Rusya’ya bir notayla başvurarak bu konuya açıklama getirilmesini istedi. Rusya, bu konuya açıklık getirene kadar Rus tırlarının Ukrayna topraklarından geçişi yasaklı olacak. Rusya’dan sadece bu konuda açıklama değil, Ukrayna tırları için uyguladığı geçiş yasağını kaldırmasını istiyorum. Türkiye’yle herhangi bir sorun yoktur" karşılığını verdi.
Davutoğlu, bu açıklamalar üzerine, kriz esnasında Türk tırlarına sağlanan kolaylık için teşekkür ettiğini belirtti.
"Rusya konusunda uluslararası toplum ne kadar suçlu?" sorusunu Davutoğlu, "Rusya yeni geliştirdiği startejik konseptle yayılmacı ve saldırgan bir politikayı takip ediyor. Bugün aslında 3 ülke toprak bütünlüğü konusunda Gürcistan, Ukrayna ve Suriye, Rusya’nın tehdidi altındadır. Aslında, Ermenistan’a verdiği destek dolayısıyla Azerbaycan toprak bütünlüğü de fiilen Rusya’nın tehdidi altındadır. Ukrayna krizinde Rusya’ya gereken tavır gösterilemediği için Suriye krizinin tırmandığı, Suriye krizinde gereken tavır gösterilemediği için Ukrayna’ya müdahil olduğu doğrudur. Uluslararası toplumun tepki göstermedeki her zaafı, Rusya tarafından istismar edilmiştir. Bugün., Ukrayna’da ve Suriyede milyonlarca insanın yerinden edilmesinin ve yüzbinlerce insanın öldürülmesinin önemli sorumluluğu Rusya’nın olmasıdır. Bugün Suriye’de 300 bin aşkın insan ölmüş, 5 milyonu aşkın insan mülteci olmuş, Bu tablo karşısında Rusya bombardımana devam ederek, Türkiye üzerinden AB’ye baskıuygulamaya çalışıyor. Kırım’da açık insan hakları ihlali söz konusu. Bir kez daha şunu ifade etmek isteriz Rus yetkilileree, Sovyetler Birliği dönemi bitmiştir. 25 yıl önce bitmiştir. Bu dönemi tekrar canlandırmaya çalışmak Rusya için de olumlu ve hayırlı sonuçlar doğurmaz. Bu tür maceralara yönelmek Rus halkının da benimsemeyeceği bir husustur. Rus halkı 30 yıl öncesinin Rus halk ıdeğildir, dünyaya entegre bir halktır. Rusya’nın yapması gereken ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermek ve Suriye şehirlerine balistik füzeler, varil bombaları yapmak yerine Suriye ve Ukrayna halkına saygı göstermek" şeklinde cevapladı.
"ŞU ANDA TÜRKİYE GÜVENLİK GÜÇLERİNDEN HİÇBİR UNSUR, SURİYE İÇİNDE DEĞİLDİR"
Bir soru üzerine Davutoğlu, "Şu anda Türkiye güvenlik güçlerinden hiçbir unsur Suriye içinde değildir. Türkiye, Suriye halkınınyanındadır ancak Suriye’de hiçbir zaman işgalci olmamıştır. Bugün Suriye’de iki kategoride yabancı savaşçı ve işgalci vardır. Birisi, rejime destek veren, işgalci olarak halkını bombalayan Rusya ve fiilen orada asker bulunduran İran. Bir işgalici varsa buralarda aramak lazım. ikinci kategori ise , paramiliter güçler, teröristler bunlar da DEAŞ’a destek veren ve rejime destek veren Hizbullah, Pakistan’dan İran’dan gelen aşırı Şii örgütlerdir. Suriye halkı bütün yabancı savaşçılara karşı onurlu bir direniş sergilemektedir. Suriye rejiminin sözcüleri bilmelidiler ki yabancıları ülkesine çağıran ve kendi halkını bomlayan hiçbir reim ayakta kalamamıştır. Türkiye’nin hiçbir ülkede bu anlamda toprağında gözü olmamıştır. Bu işgalcilerin hava bombardımanıdan kaçan 2,5 milyon masum insan Türkiye’dedir. Suriye rejimi böyle iddialarda bulunmaktansa, azzez de Halep’de Rus bombardımamında ölen çocukların hesabını versin. Türkiye, uluslararası hukuka saygı gösterir ama kendi güvenliği neyi gerektirirse o adımı atmaktan da tereddüt etmez" dedi.
Ukrayna Başbakanı Yatsenyuk, Suriye krizine ne tür çözümler getirileceğinin Türkiye’ye bağlı olduğunu belirterek, Suriye’de yaşanan krize işaret etti. "Rusya’nın yaptırımlarının ne olduğunu biz diğer ülkelerden daha iyi biliyoruz" diyen Yatsenyuk, "Ukrayna ile hükümetinizin sürdürdüğü ilişkilerden dolayı, iş yapmaya devam eden işadamlarınıza büyük teşekkür sunuyorum. Türk işadamlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili, vergi iadeleri, gümrük noktasında bazı işlemlerin hızlandırılması ile ilgili konular. Bir an önce bu konulara çözüm getirilmek için ilgili talimatlar verilmiş bulunuyor. Bizim işbirliğimizin en güzel örneklerinden biri, metro inşası ihalesinde Türk şirketi tarafından en düşük fiyatın teklif edilmesidir. Bunun dışında karşılıklı yatırımların korunması ile ilgili anlaşmaların imzalanması önemli. Doğalgaz alanındaki projeler önemli. Ukrayna, 1 Ocak’tan sonra Rusya’dan hiçbir gaz almadı. Siz, Ukrayna’ya mali yardım verenlerin koalisyonunu genişletmişsiniz. Bugün, 5 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalandı ve bu anlaşmayla Türkiye Ukrayna’ya fiilen yardım verdiğini gösterdi. Türkiye’nin bize verdiği insani yardımdan dolayı teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
(İHA)