Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın müdahalesinden sonra Suriye’de güvenli hiçbir yer kalmadığını kaydederek, “Çünkü Rusya, Suriye halkının güvenebileceği son güvenli noktalar olan Halep ile sınırımız arasındaki Azez bölgesine hava saldırıları yapıyor ve DAEŞ’tan çok Suriyeli sivillere, ılımlı muhaliflere saldırıyor, insanları öldürüyor” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile gerçekleştirdiği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Davutoğlu mültecilere karşı açık kapı politikasına yönelik soru üzerine, ekonomik gereklilikle ilgili olarak vizelerin kaldırıldığını kaydederek, “Mülteciler sorunu buna yeni boyutlar getirdi. Bizim getirdiğimiz yeni boyut üçüncü ülkelerden gelen Suriyelerle ilgili. Doğrudan Suriye’den gelenlerle ilgili değil. Doğrudan Suriye’den gelenler Türkiye’ye iltica eden ve ölümden kaçan insanlar. Onlara açık kapı politikasını sürdüreceğiz. Üçüncü ülkelerden gelirlerse iltica dışında, ölümden kaçma gibi bir düşünce olabileceği için onları vize üzerinden Türkiye’ye alacağız” yanıtını verdi.
“AVRUPA’YA YÖNELİK İLLEGAL GÖÇÜN ENGELLEMESİ İÇİN TÜRKİYE ELİNDEN GELENİ YAPIYOR”
Libya’daki istikrarsızlık nedeniyle Eylül ayından itibaren vize uygulandığını Eylül ayında gelenlerin sayısının 38 bin olduğunu Ocak ayında ise bu sayısının bin 200’ler civarında olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, “Yarın Libya’da düzen kurulduğunda bu tehlike ortadan kalktığında bunları tekrar görüşebiliriz. Cezayir ile serbest vize uygulamamız yok dolayısıyla bu anlamda bir değişiklik söz konusu değil. Fas’la olan ticari ilişkilerimizin yoğunluğu dolayısıyla onlarla vize serbestisi söz konusu. Bu birlikte değerlendireceğimiz hususlardır. Ama Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelik illegal göçün engellemesi için Türkiye elinden geleni yapıyor” dedi.
Afganistan ve Pakistan’dan gelenlerin ise uzun süre İran’da mülteci olarak kaldıktan sonra Türkiye’ye illegal yollarda giren unsurlar olduğunu belirten Davutoğlu, önemli olanın Türkiye ve AB’nin bu meseleyi ortak bir mesele olarak görmesi olduğunu ifade etti. “Tek başına Türkiye’nin üstelenebileceği bir konu değil” diyen Davutoğlu, çevre bölgelerde istikrasızlık arttıkça Türkiye’ye gibi ekonomisi istikrarlı olan ülkeye akın olabileceğini bildirdi.
“ESAD ŞAM’DA OTURURKEN HİÇBİR MÜLTECİ BEN GERİ DÖNEYİM DİYE DÜŞÜNMEZ”
Türkiye’nin dinamik ekonomiye sahip olduğunun göz önünde tutulması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, “Türkiye’nin mültecilerin kaldığı bir açık hava hapishanesi şekline dönüşmesini istemediğimiz gibi Türkiye’nin kapısını dünyaya kapatmasını da mümkün değil. Vize rejimlerimiz arasında uyum olduğunu geri kabul anlaşması ve arkasında Schengen sisteminin esasları uygulamaya geçtiğinde eminin bu konunun çok daha etkin bir yöntem söz konusu olacak” dedi.
Suriye içindeki gelişmeler konusunda Merkel’i bilgilendirdiğini ifade eden Davutoğlu, “Ortak kanaatimiz Suriye’de bir an önce siyasi diyaloglar üzerinden bir çözümün bulunması. Böyle bir çözüm olduğunda bir çözüm olabilmesi mültecilerin artık Suriye’ye barış geldi ben dönebilirim diyebilecekleri şartların oluşması lazım. Aksi takdirde yapılan görüşmelerin barış görüşmesi sonucu doğurmasını beklemek çok zor. Mesela Esad Şam’da otururken hiçbir mülteci ben geri döneyim diye düşünmez. Çünkü şartların değişmediğine inanır. Bizim kanaatimiz Suriye’de gerçek siyasi bir değişimin yaşanması ve bu yolla barış ortamı oluştuktan sonra Suriye’ye dönüşün başlaması bunun içinde Londra toplantısında olduğu gibi donörler toplantısı ile Suriye’nin yeniden yapılandırılması, Suriyelilere tekrar ülkelerinde en iyi şartların sağlanması için uluslararası bir çalışma gerekli” dedi.
“RUSYA’NIN MÜDAHALESİNDEN SONRA SURİYE’DE GÜVENLİ HİÇBİR YER KALMADI”
“2 sene önce Suriye ile Halep arasında bir bölgede Suriyeliler için güvenli bölge ilan edilmiş olsaydı, uçuşa yasak bölge ilan edilmiş olsaydı biz bu mültecileri 1-2 milyon mülteciyi o bölgede tutup, hepsine orada yiyecek, barınak sağlamış olsaydık çok daha az maliyetli bir iş olurdu, çok daha az insan hayatını kaybederdik” diyen Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Ama uluslararası topluma anlatamadık. Kimse bizim yanımızda durmadı neredeyse yalvardık. Büyük bir insani trajedi geliyor, büyük bir yangın eşiğimizde. Hep beraber bu mültecileri Suriye içinde tutacak bir formül bulmak için uğraştık. Ama sesimizi duyan olmadı. Şimdi ise Rusya’nın müdahalesinden sonra Suriye’de güvenli hiçbir yer kalmadı. Çünkü Rusya, Suriye halkının güvenebileceği son güvenli noktalar olan Halep ile sınırımız arasındaki Azaz bölgesine hava saldırıları yapıyor ve DAEŞ’tan çok Suriyeli sivilleri, ılımlı muhalefete saldırıyor, insanları öldürüyor. Son olarak İdlib’de 30’a yakın öğrenci Rus saldırısında öldü. Suriye’de şartlar gittikçe kötüleşti.”
Davutoğlu, Türkiye’nin her zaman Almanya’nın yanında olduğunu kaydederek, “Müslümanlara Avrupa’da yer olmadığı gibi bir görüşlerin dile getirildiği bir ortamda Sayın Merkel, bir insanlık vicdanı adına tarihe geçecek bir adım atmıştır. Eğer 10, 20, 30 yıl sonra bugüne bakıldığında Almanya’nın bu insani tavrı dolayısıyla, önce bu insani tavra muhatap olanlar nezdinde bu hiç unutulmayacak sonra da uluslararası kaydına Almanya’nın bu tavrı geçecektir. Türkiye bütün bu kritik süreçte Almanya ile el ele yol yürümeye kararlıdır” açıklamasını yaptı.
Türkiye’de de muhalefetin seçim kampanyalarında Suriyelilerin geri gönderilmesi yönünde kampanya yapıldığını kaydeden Davutoğlu, 2 milyon mültecinin geri gönderilmesi halinde bugün birçoğunun öldürülmüş olacağını ve bunun sonucunda da tarihte insanları öldüren bir ülke olarak anılacağını belirtti.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile gerçekleştirdiği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Davutoğlu mültecilere karşı açık kapı politikasına yönelik soru üzerine, ekonomik gereklilikle ilgili olarak vizelerin kaldırıldığını kaydederek, “Mülteciler sorunu buna yeni boyutlar getirdi. Bizim getirdiğimiz yeni boyut üçüncü ülkelerden gelen Suriyelerle ilgili. Doğrudan Suriye’den gelenlerle ilgili değil. Doğrudan Suriye’den gelenler Türkiye’ye iltica eden ve ölümden kaçan insanlar. Onlara açık kapı politikasını sürdüreceğiz. Üçüncü ülkelerden gelirlerse iltica dışında, ölümden kaçma gibi bir düşünce olabileceği için onları vize üzerinden Türkiye’ye alacağız” yanıtını verdi.
“AVRUPA’YA YÖNELİK İLLEGAL GÖÇÜN ENGELLEMESİ İÇİN TÜRKİYE ELİNDEN GELENİ YAPIYOR”
Libya’daki istikrarsızlık nedeniyle Eylül ayından itibaren vize uygulandığını Eylül ayında gelenlerin sayısının 38 bin olduğunu Ocak ayında ise bu sayısının bin 200’ler civarında olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, “Yarın Libya’da düzen kurulduğunda bu tehlike ortadan kalktığında bunları tekrar görüşebiliriz. Cezayir ile serbest vize uygulamamız yok dolayısıyla bu anlamda bir değişiklik söz konusu değil. Fas’la olan ticari ilişkilerimizin yoğunluğu dolayısıyla onlarla vize serbestisi söz konusu. Bu birlikte değerlendireceğimiz hususlardır. Ama Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelik illegal göçün engellemesi için Türkiye elinden geleni yapıyor” dedi.
Afganistan ve Pakistan’dan gelenlerin ise uzun süre İran’da mülteci olarak kaldıktan sonra Türkiye’ye illegal yollarda giren unsurlar olduğunu belirten Davutoğlu, önemli olanın Türkiye ve AB’nin bu meseleyi ortak bir mesele olarak görmesi olduğunu ifade etti. “Tek başına Türkiye’nin üstelenebileceği bir konu değil” diyen Davutoğlu, çevre bölgelerde istikrasızlık arttıkça Türkiye’ye gibi ekonomisi istikrarlı olan ülkeye akın olabileceğini bildirdi.
“ESAD ŞAM’DA OTURURKEN HİÇBİR MÜLTECİ BEN GERİ DÖNEYİM DİYE DÜŞÜNMEZ”
Türkiye’nin dinamik ekonomiye sahip olduğunun göz önünde tutulması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, “Türkiye’nin mültecilerin kaldığı bir açık hava hapishanesi şekline dönüşmesini istemediğimiz gibi Türkiye’nin kapısını dünyaya kapatmasını da mümkün değil. Vize rejimlerimiz arasında uyum olduğunu geri kabul anlaşması ve arkasında Schengen sisteminin esasları uygulamaya geçtiğinde eminin bu konunun çok daha etkin bir yöntem söz konusu olacak” dedi.
Suriye içindeki gelişmeler konusunda Merkel’i bilgilendirdiğini ifade eden Davutoğlu, “Ortak kanaatimiz Suriye’de bir an önce siyasi diyaloglar üzerinden bir çözümün bulunması. Böyle bir çözüm olduğunda bir çözüm olabilmesi mültecilerin artık Suriye’ye barış geldi ben dönebilirim diyebilecekleri şartların oluşması lazım. Aksi takdirde yapılan görüşmelerin barış görüşmesi sonucu doğurmasını beklemek çok zor. Mesela Esad Şam’da otururken hiçbir mülteci ben geri döneyim diye düşünmez. Çünkü şartların değişmediğine inanır. Bizim kanaatimiz Suriye’de gerçek siyasi bir değişimin yaşanması ve bu yolla barış ortamı oluştuktan sonra Suriye’ye dönüşün başlaması bunun içinde Londra toplantısında olduğu gibi donörler toplantısı ile Suriye’nin yeniden yapılandırılması, Suriyelilere tekrar ülkelerinde en iyi şartların sağlanması için uluslararası bir çalışma gerekli” dedi.
“RUSYA’NIN MÜDAHALESİNDEN SONRA SURİYE’DE GÜVENLİ HİÇBİR YER KALMADI”
“2 sene önce Suriye ile Halep arasında bir bölgede Suriyeliler için güvenli bölge ilan edilmiş olsaydı, uçuşa yasak bölge ilan edilmiş olsaydı biz bu mültecileri 1-2 milyon mülteciyi o bölgede tutup, hepsine orada yiyecek, barınak sağlamış olsaydık çok daha az maliyetli bir iş olurdu, çok daha az insan hayatını kaybederdik” diyen Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Ama uluslararası topluma anlatamadık. Kimse bizim yanımızda durmadı neredeyse yalvardık. Büyük bir insani trajedi geliyor, büyük bir yangın eşiğimizde. Hep beraber bu mültecileri Suriye içinde tutacak bir formül bulmak için uğraştık. Ama sesimizi duyan olmadı. Şimdi ise Rusya’nın müdahalesinden sonra Suriye’de güvenli hiçbir yer kalmadı. Çünkü Rusya, Suriye halkının güvenebileceği son güvenli noktalar olan Halep ile sınırımız arasındaki Azaz bölgesine hava saldırıları yapıyor ve DAEŞ’tan çok Suriyeli sivilleri, ılımlı muhalefete saldırıyor, insanları öldürüyor. Son olarak İdlib’de 30’a yakın öğrenci Rus saldırısında öldü. Suriye’de şartlar gittikçe kötüleşti.”
Davutoğlu, Türkiye’nin her zaman Almanya’nın yanında olduğunu kaydederek, “Müslümanlara Avrupa’da yer olmadığı gibi bir görüşlerin dile getirildiği bir ortamda Sayın Merkel, bir insanlık vicdanı adına tarihe geçecek bir adım atmıştır. Eğer 10, 20, 30 yıl sonra bugüne bakıldığında Almanya’nın bu insani tavrı dolayısıyla, önce bu insani tavra muhatap olanlar nezdinde bu hiç unutulmayacak sonra da uluslararası kaydına Almanya’nın bu tavrı geçecektir. Türkiye bütün bu kritik süreçte Almanya ile el ele yol yürümeye kararlıdır” açıklamasını yaptı.
Türkiye’de de muhalefetin seçim kampanyalarında Suriyelilerin geri gönderilmesi yönünde kampanya yapıldığını kaydeden Davutoğlu, 2 milyon mültecinin geri gönderilmesi halinde bugün birçoğunun öldürülmüş olacağını ve bunun sonucunda da tarihte insanları öldüren bir ülke olarak anılacağını belirtti.
(İHA)