Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın Suriye’de yaptığı operasyonlarda DEAŞ hedeflerini vurmadığını belirterek, “57 hava akını yapılmış, bunun 55’i ılımlı muhalefete karşı sadece 2’si DEAŞ’a karşı” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı ziyareti sonrasında basın mensuplarını sorularını yanıtladı. Rusya’nın Suriye’de devam eden operasyonlarını ve Türk hava sahasını ihlalini değerlendiren Davutoğlu, “Ortaya çıkan gelişmelerin doğurduğu durum sebebiyle Pazartesi gecesi Samsun dönüşü hem Suriye’deki durumu, hem terörle mücadelede geldiğimiz aşamayı gözden geçirdiğimiz bir toplantı yaptık. O toplantıda bazı kararlar aldık. Silahlı kuvvetlerimize, sınır güvenliği bağlamında ilgili bütün birimlerimize, terörle mücadele bağlamında İçişleri Bakanlığımıza gelişmelerle ilgili gerekli talimatlar verildi” diye konuştu.
“BİR ÜLKE KRİZİNİN BÖLGE KRİZİNE DÖNÜŞMESİNDE EN BÜYÜK PAY BM GÜVENLİK KONSEYİNİN”
Suriye krizinin bir ülke krizi olarak başladığını vurgulayan Davutoğlu, “Halkına karşı zalimce davranan bir yönetimin ortaya çıkardığı bir kriz olarak başladı. Sonra terörün müdahale olduğu bir bölgesel krize dönüştü. Bir ülke krizinin bölge krizine dönüşmesin en büyü pay, bu zalim yönetim kadar o aşamada her hangi bir hususta anlaşamayan BM Güvenlik Konseyi’nin olmuştur. O zaman BM’den çıkan her karar ‘yabancı müdahaleye karşıyız’ diyen Rusya ve Çin tarafından bloke edildi. Suriye rejimin kullandığı kimyasal silahlar konusunda uluslararası girişimler başladığında yabancı müdahaleye karşı olduğunu söyleyen ülkeler şu an Suriye krizine bizzat müdahil oluyorlar” şeklinde konuştu.
“SINIR GÜVENLİĞİMİZ VE HAVA SAHASI GÜVENLİĞİMİZDEN TAVİZ VERMEYİZ”
Suriye’de bir yabancı müdahale olduğunu görmek gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Yabancı müdahale eğer herkese tehdit olan DEAŞ’a karşı mücadele için Suriye’delerse tabii bunu hepimiz destekleriz. Ancak bu mücadele Suriye rejimine karşı haklı bir mücadele yürüten ve Suriyeli olan ılımlı muhalefete karşı bir savaşa dönüşürse, Suriyeli ılımlı muhalefet şu anda DEAŞ’a karşı tek güç neredeyse. Rejimin orada gücü yok. Rejim DEAŞ’a karşı mücadele etmiyor. Hangi güç olursa olsun eğer Suriye muhalefetini zayıflatırsa aslında DEAŞ’ı güçlendirmiş olur. Bizim sınırlarımıza olan ihlallere bakıldığında bunların hiçbirisi DEAŞ’ın bulunduğu yerler değil. Yayladağı’nın orada DEAŞ yok, Reyhanlı’da da DEAŞ yok. O zaman şu soruyu sormak hakkımız. Burada Suriye rejimine destek anlamında yürütülen bir şeyse burada ne yapılmak isteniyor. Biz Rusya ile dost ve komşu bir ülkeyiz, herhangi bir çıkar çatışmamız yok. Karadeniz’de soğuk savaş sonrasında da ortak bir barış alanı için birlikte çalıştık. Kafkaslarda krizlerde Rusya ile örnek olacak dönemler yaşadık. Biz Rusya’nın kaygılarını hep göz önüne aldık. Rusya’nın da Türkiye’nin güvenlik kaygılarını göz önüne almasın bekleriz. Türkiye sınırları 911 kilometre. Hiçbir başka ülke Suriye’deki gelişmelerden Türkiye kadar etkilenecek konumda değil. Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Bu konuda kendi sınırına saygı duyan her ülkenin Türkiye’nin sınırına ve hava sahasına saygı duymasını bekleriz” ifadelerini kullandı.
“RUSYA’NIN HAVA AKINI DEAŞ’A KARŞI YAPILMIYOR”
Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinin bölge için önemli olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi;
“Türkiye Rusya ilişkileri çok önemlidir. Bu ilişkileri korumak önceliğimizdir. Cumhurbaşkanımızın Moskova ziyaretinde ve benim New York’ta sayın Putin ile yaptığım görüşmelerde mutabık kalındı. Türkiye’nin kaygıları göz önüne alınacak dendi. Siyasi çözüm konusunda her ülke ile konuşmaya hazırız. Ama sınırlarımızın ve hava sahamızın güvenliği konusunda, masum Suriye halkının talepleri konusunda ve mülteci akınlarına Türkiye’nin tekrar muhatap olmaması konusunda ilkesel bir tutumuz var. Bu hava akını DEAŞ’a karşı yapılmıyor. 57 hava akını yapılmış, bunun 55’i ılımlı muhalefete karşı sadece 2’si DEAŞ’a karşı. Eğer DEAŞ’a karşı mücadele edilecekse hep birlikte edelim ama Türkiye sınırına yakın bir yerde yeni mülteci akınlarına yol açacak şekilde hava akınları yapılıyorsa bunu konuşmamız gerekir. Mücadele kime karşı veriliyorsa bunun göz önüne alınması lazım. Sınır ihlalleri konusunda Türkiye’nin hassasiyetleri riayet edilmesini bekleriz.”
“RUSYA BÜYÜKELÇİSİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NA ÇAĞRILDI”
Başbakan Davutoğlu Rusya Büyükelçi’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığını da kaydederek, “ Bize verilen bilgilerle alanda oluşanlar arasında farklar kendilerine aktarıldı. İhlaller ne kadar sürmüş, kaç dakika sürmüş bunları Rusya tarafı ile iki komşu ülke olarak müzakere ediyoruz. Rusya ile herhangi bir gerilim istemeyiz ama Rusya’nın da Türkiye’nin hava sahasına ve Türkiye’nin çıkarların dikkat emesini beklemek komşuluk hakkımızdır. Rusya’dan gelen ‘bu konuları görüşelim’ talebi memnuniyetle olabilir. Ama Ankara’da ve bu konunu ele alındığı bir zeminde olabilir. Suriye’deki krizi bir Türk-Rus krizi değildir. Olmamalıdır. Bunun Rusya-Nato krizine dönüşmesini de istemeyiz. Ama Türkiye hava sahası doğal olarak NATO hava sahasıdır. Bu konuda NATO ülkelerinden gördüğümüz destek hem doğaldır, hem de takdire şayandır” dedi.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı ziyareti sonrasında basın mensuplarını sorularını yanıtladı. Rusya’nın Suriye’de devam eden operasyonlarını ve Türk hava sahasını ihlalini değerlendiren Davutoğlu, “Ortaya çıkan gelişmelerin doğurduğu durum sebebiyle Pazartesi gecesi Samsun dönüşü hem Suriye’deki durumu, hem terörle mücadelede geldiğimiz aşamayı gözden geçirdiğimiz bir toplantı yaptık. O toplantıda bazı kararlar aldık. Silahlı kuvvetlerimize, sınır güvenliği bağlamında ilgili bütün birimlerimize, terörle mücadele bağlamında İçişleri Bakanlığımıza gelişmelerle ilgili gerekli talimatlar verildi” diye konuştu.
“BİR ÜLKE KRİZİNİN BÖLGE KRİZİNE DÖNÜŞMESİNDE EN BÜYÜK PAY BM GÜVENLİK KONSEYİNİN”
Suriye krizinin bir ülke krizi olarak başladığını vurgulayan Davutoğlu, “Halkına karşı zalimce davranan bir yönetimin ortaya çıkardığı bir kriz olarak başladı. Sonra terörün müdahale olduğu bir bölgesel krize dönüştü. Bir ülke krizinin bölge krizine dönüşmesin en büyü pay, bu zalim yönetim kadar o aşamada her hangi bir hususta anlaşamayan BM Güvenlik Konseyi’nin olmuştur. O zaman BM’den çıkan her karar ‘yabancı müdahaleye karşıyız’ diyen Rusya ve Çin tarafından bloke edildi. Suriye rejimin kullandığı kimyasal silahlar konusunda uluslararası girişimler başladığında yabancı müdahaleye karşı olduğunu söyleyen ülkeler şu an Suriye krizine bizzat müdahil oluyorlar” şeklinde konuştu.
“SINIR GÜVENLİĞİMİZ VE HAVA SAHASI GÜVENLİĞİMİZDEN TAVİZ VERMEYİZ”
Suriye’de bir yabancı müdahale olduğunu görmek gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Yabancı müdahale eğer herkese tehdit olan DEAŞ’a karşı mücadele için Suriye’delerse tabii bunu hepimiz destekleriz. Ancak bu mücadele Suriye rejimine karşı haklı bir mücadele yürüten ve Suriyeli olan ılımlı muhalefete karşı bir savaşa dönüşürse, Suriyeli ılımlı muhalefet şu anda DEAŞ’a karşı tek güç neredeyse. Rejimin orada gücü yok. Rejim DEAŞ’a karşı mücadele etmiyor. Hangi güç olursa olsun eğer Suriye muhalefetini zayıflatırsa aslında DEAŞ’ı güçlendirmiş olur. Bizim sınırlarımıza olan ihlallere bakıldığında bunların hiçbirisi DEAŞ’ın bulunduğu yerler değil. Yayladağı’nın orada DEAŞ yok, Reyhanlı’da da DEAŞ yok. O zaman şu soruyu sormak hakkımız. Burada Suriye rejimine destek anlamında yürütülen bir şeyse burada ne yapılmak isteniyor. Biz Rusya ile dost ve komşu bir ülkeyiz, herhangi bir çıkar çatışmamız yok. Karadeniz’de soğuk savaş sonrasında da ortak bir barış alanı için birlikte çalıştık. Kafkaslarda krizlerde Rusya ile örnek olacak dönemler yaşadık. Biz Rusya’nın kaygılarını hep göz önüne aldık. Rusya’nın da Türkiye’nin güvenlik kaygılarını göz önüne almasın bekleriz. Türkiye sınırları 911 kilometre. Hiçbir başka ülke Suriye’deki gelişmelerden Türkiye kadar etkilenecek konumda değil. Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Bu konuda kendi sınırına saygı duyan her ülkenin Türkiye’nin sınırına ve hava sahasına saygı duymasını bekleriz” ifadelerini kullandı.
“RUSYA’NIN HAVA AKINI DEAŞ’A KARŞI YAPILMIYOR”
Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinin bölge için önemli olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi;
“Türkiye Rusya ilişkileri çok önemlidir. Bu ilişkileri korumak önceliğimizdir. Cumhurbaşkanımızın Moskova ziyaretinde ve benim New York’ta sayın Putin ile yaptığım görüşmelerde mutabık kalındı. Türkiye’nin kaygıları göz önüne alınacak dendi. Siyasi çözüm konusunda her ülke ile konuşmaya hazırız. Ama sınırlarımızın ve hava sahamızın güvenliği konusunda, masum Suriye halkının talepleri konusunda ve mülteci akınlarına Türkiye’nin tekrar muhatap olmaması konusunda ilkesel bir tutumuz var. Bu hava akını DEAŞ’a karşı yapılmıyor. 57 hava akını yapılmış, bunun 55’i ılımlı muhalefete karşı sadece 2’si DEAŞ’a karşı. Eğer DEAŞ’a karşı mücadele edilecekse hep birlikte edelim ama Türkiye sınırına yakın bir yerde yeni mülteci akınlarına yol açacak şekilde hava akınları yapılıyorsa bunu konuşmamız gerekir. Mücadele kime karşı veriliyorsa bunun göz önüne alınması lazım. Sınır ihlalleri konusunda Türkiye’nin hassasiyetleri riayet edilmesini bekleriz.”
“RUSYA BÜYÜKELÇİSİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NA ÇAĞRILDI”
Başbakan Davutoğlu Rusya Büyükelçi’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığını da kaydederek, “ Bize verilen bilgilerle alanda oluşanlar arasında farklar kendilerine aktarıldı. İhlaller ne kadar sürmüş, kaç dakika sürmüş bunları Rusya tarafı ile iki komşu ülke olarak müzakere ediyoruz. Rusya ile herhangi bir gerilim istemeyiz ama Rusya’nın da Türkiye’nin hava sahasına ve Türkiye’nin çıkarların dikkat emesini beklemek komşuluk hakkımızdır. Rusya’dan gelen ‘bu konuları görüşelim’ talebi memnuniyetle olabilir. Ama Ankara’da ve bu konunu ele alındığı bir zeminde olabilir. Suriye’deki krizi bir Türk-Rus krizi değildir. Olmamalıdır. Bunun Rusya-Nato krizine dönüşmesini de istemeyiz. Ama Türkiye hava sahası doğal olarak NATO hava sahasıdır. Bu konuda NATO ülkelerinden gördüğümüz destek hem doğaldır, hem de takdire şayandır” dedi.
(İHA)