Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınarak Türkiye’nin ilerde yaşayabileceği büyük bir beladan kurtarıldığını kaydederek, “Bunu tarih şuuru olmayan, tarih vizyonu olmayan, tarihi olmayan insanlar bunu takdir edemez” dedi.
Bakan Eroğlu, Haziran ayında gerçekleştirilecek genel seçimler öncesi partisinin il başkanlığında seçim süreci ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İl Genel Meclis (İGM) Başkanı Salih Sel, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, Merkez İlçe Başkanı Bülent Eser ve AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Dilek Hanım Çengelci ile birlikte milletvekili aday adayları ve partililer katıldı.
Toplantıda Afyonkarahisar’a AK Parti hükümeti döneminde yapılan yatırımlardan bahseden Bakan Eroğlu, Türkiye ile birlikte Afyonkarahisar’ın adeta şaha kalktığını ifade etti. Ardından konuşmasında gündemdeki sıcaklığını koruyan “İç Güvenlik Paketi ve Şah-Fırat Operasyonu” konularına değinen Bakan Eroğlu, önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) muhalefetin yoğun eleştirilerine neden olan İç Güvenlik Paketi konusunda açıklamalarda bulundu. Konu hakkında muhalefetin eleştirilerine anlam veremediğini belirten Bakan Eroğlu, “AK Parti’nin değişik konularda ne kadar Türkiye’yi büyük felaketlerden kurtardığını anlatacağız. Bakın şu ‘çözüm süreci’ ne kadar önemli. Biz milletin huzuru için, emniyeti için malını, canını, namusunu, ırzını korumak için bunları yapıyoruz. Polis bunun için var. Ne oldu? Biz Avrupa standartlarından daha kötü bir durumda değiliz. Yani dünyanın her yerinde molotof atmak büyük bir cezadır. Yani molotof dediğinizin el bombasından farkı yoktur. Nitekim otobüse attılar kaç kişi hayatını kaybetti. Dolayısı ile molotof, polisin özellikle gözaltına alması suresi bir hususla, emniyet teşkilatından piramit tersine dönmüş. Bunun yeniden yapılandırılması gibi konularda gerçekten çok ciddi bir çalışma yapıldı ama nedense muhalefet buna hep karşı çıkıyor. Allah nasip ederse, zaten şuana kadar 35-40 madde falan geçti, bunu devam ederek geçireceğiz” diye konuştu.
“BÜYÜK HARPLER KÜÇÜK KIVILCIMLARDAN ÇIKAR”
Şah-Fırat Operasyonu’na da değinen Bakan Eroğlu şunları söyledi:
“Türkiye’yi çok büyük bir sıkıntıdan, büyük bir beladan kurtarmak için Suriye’deki bu kardeşiniz takip etmişti. Ben Süleyman Şah Türbesini takip eden bir kişi olarak, oraya gittim ama şimdi etrafı kuşatılmış, birisi bir ateş edecek oradaki kahraman askerlerimizi öldürecek, büyük bir şey. Bakın unutmayın büyük harpler bazen küçük şeylerden, kıvılcımlardan çıkar. Nitekim biliyorsunuz, bir cihan harbi Saraybosna’da köprünün üzerinden geçerken bir prens öldürüldü, büyük bir harp çıktı. Dolayısı ile oradaki insanları kurtarmak maksadı ile toprağımız orada zaten iki defa yer değiştirmiş, daha önce yer değiştirmiş, baraj yapılmış bir kez daha yer değiştirmiş. Biz barajın kenarında çok enteresan bir yerde bir orayı sulardan korumak için tahkimat yaptık, güzelleştirdik. Şimdi orayı yine Suriye toprağında bir yere, emniyetli bir yere taşıdık. Aslında bu büyük bir başarı hikayesi. Kimsenin burnu kanamadan, Allah rahmet eylesin kapak açılınca bir astsubayımız şehit düştü, bir kaza neticesinde ama onun dışında Türkiye’yi muhtemel bir beladan kurtardık. Bunu tarih şuuru olmayan, tarih vizyonu olmayan, tarihi olmayan insanlar bunu takdir edemez. Hükümetimiz bunu 4 dörtlük düşündü, karar verdi, en uygun zamanda, en uygun şekilde ve hiç kimsen izin almadan sadece haber vererek gereğini yaptı. Büyük Türkiye bu işte, vatanseverlik budur işte. Vatanseverlik oradaki askerlerimizin ayağına diken batmaması için her türlü tedbiri almaktır.”
“TÜRK İLE KÜRT KARDEŞTİR BUNU BOZAN KALLEŞTİR”
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Eroğlu, bir gazetecinin “Silah bırakma ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) gelen ‘bu ihanettir’ açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Silah bırakmaları lazım. Biz bütün vatandaşlarımızı seviyoruz. 78 milyon vatandaşımızı kucaklıyoruz. Onların hak ve hürriyetlerini, özgürlüklerini korumak için elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz. Hükümet olarak bütün açılımları biz gerçekleştirdik. Ne oldu? Şuanda Kürtçe televizyon var. Vatandaş gittiği zaman annesiyle hastanede Kürtçe konuşabiliyor. Bütün imkanları sağladık. Bu yüzden onların da silah bırakmaları gerekir. Madem ki birlik beraberlik kardeşliği daha da pekiştireceğiz, bunun gerçekleşmesi gerekir. Biliyorsunuz bizim milletimizde şöyle bir şey var; Türk ile Kürt kardeştir, bunu bozan kalleştir diye. Asırlardır, bin yıldır bu topraklarda biz birlikte yaşadık. Aslında ayrım da yoktur. Kürt Cumhurbaşkanları, Genelkurmay Başkanları ve Bakanlar vardır. Şuanda bile kabinede var. Neden Kürt, Türk, Çerkez vesaire ayrımı yoktur? Dolayısıyla hepimiz tek bir millet tek vatan tek bayrak olarak hep birlikte kardeşiz. Bu kardeşliği pekiştirmek için bunların unsurlarının da silahları bırakması şart.”
Bakan Eroğlu’nun açıklamalarının ardından teşkilat üyeleri ile basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdi.
(İHA)