Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Mersin Akkuyu’da Nükleer Enerji santraline yönelik yürütülen çalışmalara değinerek, “Biz istesek de istemesek de Türkiye’nin en güvenilir yapısı olacak” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye gençliğini Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda biraraya getiren “Genç Türkiye Zirvesi”nin “Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Yeşil Türkiye” konulu konferansına katıldı. Burada gençlere seslenen Yıldız, Türkiye’de 9 büyüklüğündeki bir depremin şiddetinin hiç yaşanmadığını anlatarak, Mersin Akkuyu’da Nükleer Enerji santraline yönelik yürütülen çalışmalara değindi. Bakan Yıldız, “İnşallah bu depremlerin hiçbirisi yaşanmaz ama siz bilin ki bu yapı; biz istesek de istemesek de Türkiye’nin en güvenilir yapısı olacak” şeklinde konuştu.
Dünya enerji sektöründe bir gerginlik gerekçesi haline geldiğini anlatan Yıldız, “Ham petrol ve doğalgazın, yer altındayken savaşın, yer üstündeyken de barışın gerekçesi olduğu temel bir kalem ve dünya hala kömür, petrol ve doğalgazdan yani konvansiyonel enerji tedarikiyle alakalı temel kaynaklardan yüzde 85 oranında yararlanıyor. Bu, çok iyi bir şey olmasa da pratiği bu. Dünyada Nükleer güç santralleriyle alakalı çok farklı bir yapılanma oldu. O yapı özellikle Çernobil’den sonra bir kırılganlık yaşadı. Ama enteresandır; Çernobil kazasından sonra 144 tane nükleer güç santrali yapıldı. Fukuşima kazasına hep beraber şahit olduk. Önemli bir kazadır. Ülkelerin enerji politikalarını etkileyebilecek kadar önemli bir kazadır. Çünkü Japonya yalnızca enerjiyle karşılamaya çalıştığı sıvılaştırılmış doğalgazla beraber karşılamaya çalıştığı enerji yapılanmasına yılda 40 milyar dolar fark ödüyor. Bütün bunları düşündüğümüzde Fukuşima’dan sonra da şuanda 76’ya yakın inşa halinde nükleer güç santrali var ve nükleer güç santralleri yalnızca bir enerji elde etme konusu değildir. Aynı zamanda sanayinin lig atlamasıyla alakalı önemli bir konudur. Çünkü dünyadaki yaklaşık 442 nükleer santralin yarısı 3 ülkede bulunuyor. ABD, Fransa ve Japonya’da. Gelişmişlik endekslerine baktığımızda dünyanın ilk 10 büyük ülkesinin nükleer güç santralinin olduğunu görüyoruz. Dünyada 30 ülkede nükleer güç santrali var. 20’si en gelişmiş ülkeler G-20 ülkeleri arasında” dedi.
"İRAN GAZINI DAHA UCUZA ALACAĞIZ"
Katılımcılar arasından gelen “Boru hattı projemiz var. Ülkemizin bundan karı nedir? İran katılacak mı? bir de İran gazını biz neden pahalı alıyoruz?” sorusuna, Bakan Yıldız, “Zamanında yapılmış anlaşmalardan dolayı İran gazını pahalı alıyoruz. Suçlamıyorum. O an Türkiye revizyon hakkını kullandı ve tahkime verdi. Biz inşallah İran gazını daha ucuza alacağız. Bundan inşallah emin olun. Geçen hafta cumhurbaşkanımızı refakatle gittiğimiz toplantılarda da bunu bir kez daha müşahede ettim. Türkiye hem bir yandan doğalgazı ucuza alacak bir yandan da vatandaşlarına, sanayisine bunu daha uygun şartlarda aktaracak. Azeri gazı Hazar bölgesindeki doğalgaz ve kaynakların Avrupa Birliği üyesi ülkelere 45 milyar dolarlık yatırımla beraber aktarılacak bir projesidir. Türkiye bunun enteresandır çok fazla bilinmez Azeri kardeşlerimizden daha fazla hisse sahibidirler. Hazar bölgesindeki 468 kilometrekarelik bir alandaki yapılacak doğalgaz ve petrol aramalarında Türkiye daha fazla hisseye sahiptir. TANAP projesi dediğimiz Gürcistan sınırından başlayan ve Yunanistan sınırına kadar giden proje 2018 yılında bitirilecek. 10-11 milyar dolarını burada harcamış olacağız” cevabını verdi.
"HAM PETROL VARİLİN FİYATI DÜNYADA TEK FİYATLA SATILIYOR"
Bir katılımcının, “Ülkemizde Soma maden kuyularını denetlemede sıkıntı yaşarken Mersin Akkuyu’da böyle bir projenin başlatılması ne kadar başarılı olacak? Bu riskler göz önünde bulunduruldu mu? Ayrıca dünyada doğalgazı en ucuza alan üç ülkeden biriyiz dediniz. Kişilerin gelirleri de kıyaslandı mı?” sorusuna cevap veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Petrol varilinin fiyatı gelişmekte olan ülkelere 30 dolar, gelişmiş ülkelere 80 dolar, çok gelişmiş ülkelere de 110 dolar olarak satılmıyor. Ham petrol varilin fiyatı dünyada tek fiyatla satılıyor. İhtiyacınız varsa alıyorsunuz kullanıyorsunuz. Kimse gidip zorla da satmıyor. O yüzden biz, saydığım rekabette olduğumuz 28 tane AB üyesi ülke derken onların nominal ve reel fiyatları itibariyle, herhangi bir değer kaydırarak söylemiyorum. Nominal ve reel fiyatları itibariyle en ucuzunu satıyoruz. Bununla alakalı o ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin; Finlandiya’da 75 bin dolar olduğu, Türkiye’de 10 bin 500 dolar olduğu bu gerçeği değiştirmiyor. Çünkü çok daha ortak paydaya ortaya konabilen bir değerden bahsediyoruz. Altının onsu bin 242 dolarsa, bin 248 dolar değil o. Bin 150 dolara da vermezler. Siz diyorsunuz ki benim alım gücüm düşük, bana altını daha ucuza verebilir misiniz? Hayır istiyorsanız o şekliyle alıyorsunuz. Yani dünyada borsaya kot edilmiş bir çok kalem bu tarzda satılıyor. Nükleer güç santralleriyle alakalı genç kardeşlerimizin olası kaygısını çok iyi anlıyorum. Ama siz inşallah bileceksiniz, göreceksiniz ki şuanda 6 bine yakın öğrencimiz 19 ayrı üniversiteden müracaatlarını yaptılar. Yaklaşık 80 kişi seçeceğiz içlerinde. Rusya’ya göndereceğiz. Rusya’dan buraya gelecekler. 6 yıl eğitim görecekler. İngilizce ve Rusça olarak eğitimlerini tamamlayacaklar ve bu santrallerde çalışacaklar. 9 büyüklüğündeki bir depremin şiddeti Türkiye’de hiç yaşanmadı. 7,6 civarında yaşandı. İnşallah hiçbirisi yaşanmaz ama siz bilin ki bu yapı biz istesek de istemesek de Türkiye’nin en güvenilir yapısı olacak. Coğrafyayla oynamaya başladığınız her an risk var demektir. Bu bir hayat tarzıdır. Hiçbir şey yapmayabilirsiniz. Bu şekliyle gelişemeyen ülkeler var. Yani kendisine bir hayat tarzı seçmiş. Ben hiçbir şeyle oynatmam diyor. Enerjileri de yok. Son derece tabi güzellikleri var. Ama Türkiye geldiği konumda dünyanın ilk 10 ekonomi arasına girmeyle alakalı hedefi olan bir ülke olarak biz o noktaları çoktan geçtik” şeklinde açıklama yaptı.
Konferansta yaptığı konuşmanın sonunda, Bakan Yıldız’a zirveye katılımından dolayı plaket verildi. Yıldız, daha sonra kongre merkezinden ayrıldı.
(İHA)