"Saldırı olursa sorumlusu muhalefettir !"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine devam edilen İç Güvenlik Paketi’ne yönelik muhalefetin tavrını eleştirerek, "Bu kanunun gecikmesi sebebiyle herhangi bir molotof kokteyli saldırısı olursa, vandalizm olursa sorumlusu onlardır" dedi.
Başbakan Davutoğlu, partisinin haftalık grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Sözlerine Malatya 7. Hava Jet Komutanlığı’ndan eğitim amaçlı havalanan 2 F-4 savaş uçağının Akçadağ bölgesinde düşmesi sonucu 4 pilotun şehit olduğunu hatırlatarak başlayan Davutoğlu, "Her şeyden önce dün Malatya’da eğitim uçuşu esnasında şehit düşen pilotlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Hem şahsi taziyelerimizi hem de AK Parti Grubumuzun taziyelerini ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) şerefli mensuplarına iletiyorum" dedi.
Son iki hafta içinde Pakistan ve Macaristan ziyaretleri dolayısıyla AK Parti Grup Toplantısı’nın yapılamadığını, bu hafta gecikmeli yapıldığını söyleyen Davutoğlu, "Birçok konu birikti. Her şeyden önce ben vakur, kararlı ve azimli AK Parti Grubumuzu bir kez daha selamlamak istiyorum" şeklinde konuştu.

İÇ GÜVENLİK PAKETİ
Meclis Genel Kurulu’nda bir haftadır görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Paketi’ne yönelik muhalefetin tavrını eleştiren Davutoğlu, "Son bir hafta içinde TBMM Genel Kurulu’nda, Genel Kurul’un adabına, edebine, vakarına yakışmayan her türlü saldırıya muhatap oldunuz, hakarete muhatap oldunuz ama hiçbir zaman haya edep kurallarını terk etmediniz. TBMM’nin vakarını, demokrasinin temel ilkelerini korudunuz. Bir kez daha AK Parti Grubu olarak bir destan yazdınız" dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Öyle dönemler vardır ki topluluklar, milletler, gruplar imtihan edilir. Siz AK Parti Grubu olarak son 12 yılda birliğin, beraberliğin, demokrasiye, millete sadakatin sembolü oldunuz. Hep beraber TBMM’nin, gazi Meclis’in onurunu koruyageldik. Burada aziz milletimize bir kez daha haykırarak ifade etmek istiyorum. Kim ne yaparsa yapsın, kim ne hakarete yönelirse yönelsin, kim hangi kirli ittifak ve yöntemleri benimserse benimsesin AK Parti sadece ahlakın, edebin, hukukun ve milli iradenin sözcüsü olacak ve bu sözcülüğü TBMM’de yapacak. Son bir haftayı aşkın süredir TBMM’de Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reform Paketi’yle ilgili yaşanan tartışmalar milletimizin gözü önünde seyrediyor ve iki tutum açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Bir, AK Parti Grubu’nun benimsediği tutum, yani özgürlük ve güvenliğin denge içinde, milletin huzuru, istiklali, bekası için savunulan tutum. Diğer tarafta ise şimdiye kadar hiç yan yana geleceği düşünülmeyen parti gruplarının birlikte Türkiye’nin huzuruna kast eden vandalları, molotofçuları, bonzaicileri savunan ve Meclis’i bloke etmeye çalışan tavır. Milletimiz bunu çok açık görüyor. Türkiye içinde ve dışında öyle hava estiriliyor ki düğmeye basılmışçasına, New York Times’a Pensilvanya’daki zat bir makale yazıyor, Kılıçdaroğlu TBMM’nin kutsal kürsüsünden direniş çağrısı yapıyor. HDP, sloganlarıyla TBMM’nin vakarını çiğniyor. MHP bütün bu densizliklere destek veriyor. Bütün bunların karşısında duran ise AK Parti Grubu’nun vakur, kararlı, azimli tutumu. Bunlar milletimizin hafızasını zayıf zannediyorlar."

"BİZE KİMSE ÖZGÜRLÜK DERSİ VEREMEZ"
İç Güvenlik Paketi hazırlanma sürecini anlatan Davutoğlu, "24 Kasım’da bütün bu unsurları, muhtevi yasa tasarısını Bakanlar Kurulu’nda konuştuktan sonra TBMM’ye sevk ettik. Yine ses yok, hiçbir katkı yok, hiçbir eleştiri neredeyse yok. 3 Aralık’ta komisyonlarda görüşülmeye başlanılan, 27 Aralık’ta da alt komisyonlarda ve komisyonda kaldı. Yine eleştiri yok, yine katkı yok. Aylarca süren bu çalışmalar karşısında sessiz kalan muhalefet bir anda TBMM Genel Kurulu’na gelince uyandılar. Uyanmadılar aslında arkadan birileri düğmeye bastı, ’harekete geçin’ dedi. ’Harekete geçin ki Türkiye seçime giderken kaosa girsin’ dedi ve hep beraber, birlikte harekete geçtiler. Bu harekete geçiş esnasında kirli ittifaklar gördük. Bu ittifakları Anadolu’nun, Trakya’nın her yerinde anlatacağız. 6-7 Ekim’de ’devlet nerede’ diyen Bahçeli ve MHP’nin şimdi HDP’yle nasıl bir koalisyon, ittifak içine girdiğini MHP’li seçmenlerimize anlatacağız. Anlatacağız ki bir daha istismarla aldatılmasınlar. 6-7 Ekim olaylarında o güzelim şehirlerimiz tahrip edilirken, ’Türkiye’de hükümet nerede’ diye soran Kılıçdaroğlu ve CHP Grubu’nun nasıl bir koalisyonla HDP’yle birlikte aynı o zaman 6-7 Ekim olaylarından önce HDP Eş Başkanının ’sokağa çıkın’ tahriki gibi Kılıçdaroğlu da şimdi ’sokağa çıkın’ tahriki yapıyor. HDP’yle yani Kürt Baası’yla, yani CHP yani Türk Baası, otoriterliğin sembolleşmiş partileri şimdi güya özgürlükleri savunuyorlar öyle mi? Özgürlüklerin teminatı AK Parti’dir. Bize kimse özgürlük dersi veremez" ifadelerini kullandı.

"HAKARET ONLARA, EDEP BİZE YAKIŞIR"
"Düşünce özgürlüğünü savunmak bizim görevimiz" diyen Davutoğlu, "Ama toplantı ve gösteri yapmak görüntüsü altında molotof kokteyli atılırsa, yüzlere maskeler takılırsa ve şehirlerimiz yakılıp yıkılırsa Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti buna izin vermez, izin vermeyiz" dedi.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
"90’lı yıllarda JİTEM iddialarıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da halkın hislerini istismar edenler, şimdi jandarma da dahil TSK’nın sivil-asker uyumu içinde demokratikleşmesi, sivil otoriteye tabi kılınması konusunda HDP aykırı tutum alıyor. Çünkü bunların meselesi istismar. Ne CHP’nin meselesi özgürlüktür ne MHP’nin meselesi kamu düzenidir ne de HDP’nin meselesi özgürlükler veya demokratik haklardır. Hepsinin şu anda tek bir meselesi var. 7 Haziran seçimlerine giderken Türkiye’yi kaosa sokmak. Bu karar onlar tarafından alınmadı, onlar bir piyon. Dışarıda birileri bu kararı aldılar ve öyle bir kamuoyu oluşturmak istediler ki bu piyonlar harekete geçti. Buradan bütün muhalefet partilerine bir kez daha sesleniyorum. Yapacağınız katkıları doğru dürüst bir şekilde yapın, eleştirin. Defaatlerce ’ne teklifiniz varsa getirin konuşalım’ dedik, teklif getirmediler çünkü söyleyecekleri bir şeyleri yok. Onlar kirli ittifaklarla bunu durdurmaya çalışıyorlar. Çünkü meseleleri 7 Haziran seçimlerine giderken Türkiye’de bir kaos ortamını çıkarmak. Sandığa değil de sokağa çağırıyorlar. Biz de inadına milletimizi de bütün toplum kesimlerimizi sandığa davet ediyoruz, sandığa gelin, sandığa. Sadece kirli ittifaklar değil kirli yöntemler benimsiyorlar. Hanım Meclis Başkanvekilimize hakaret ediyorlar, saldırıyorlar. Divanın önünde sloganlar atıyorlar. Meclis İç Tüzüğü’ne aykırı her türlü tutumu benimsiyorlar, sadece AK Parti’ye değil Meclis’in manevi şahsiyetine hakaret ediyorlar. Ama biz buradan AK Parti grubumuz adına bir kez daha sesleniyoruz; hakaret onlara, edep bize yakışır. TBMM’ye saygısızlık onlara, TBMM’nin onurunu korumak bize yakışır. Molotof kokteyli atanları, bonzai tacirlerini, maske takanları savunmak onlara, halkın özgürlüğünü ve güvenliğini savunmak bize yakışır. Halkı tahrik ederek sokağa, direnişe çağırmak onlara, vakarla demokrasiye, sandığa çağırmak bize yakışır. Ama bütün muhalefet partilerine sesleniyorum. Eğer bu kanunu engellemeye devam ederlerse bundan sonra bu kanunun gecikmesi sebebiyle herhangi bir molotof kokteyli saldırısı olursa maskeli bir takım saldırılar olursa vandalizm olursa sorumlusu onlardır ve millet onlardan hesap sorar. Biz de bu kanunu nasıl engellediklerini hangi kirli yöntemler ve kirli ittifaklar içinde engellediklerini millete gidip anlatacağız, miting meydanlarında bu kirli yöntemleri anlatacağız. ’Devleti savunuyorum’ diyen Devlet Bahçeli’nin ve ekibinin hangi kirli ittifaklar içinde davrandıklarını anlatacağız, ’özgürlükleri savunuyoruz’ diyen Kılıçdaroğlu’nun ya da HDP’nin hangi yöntemlerle TBMM’deki görüş, ifade etme özgürlüklerini, nasıl baskılar uyguladıklarını anlatacağız. Ama bir şeye kesinlikle izin vermeyeceğiz; Türkiye’nin huzurunu, güvenliğini, özgürlüklerin tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu yasa öyle ya da böyle geçecek, kanunlaşacak. Ve bu onur da TBMM’de AK Parti Grubu’nun onuru olacak."
Başbakan Davutoğlu’nun konuşması sık sık AK Partili gençlerin tezahüratlarıyla kesildi.
(İHA)