USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Genel

"Başbakan’dan bir açıklama bekliyoruz"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştukça Türkiye’nin dolar kuru karşısında borçlanmaya devam ettiğini belirterek Başbakan’a, “Sen önce saray sakinini sustur” dedi. Koç, Sümeyye Erdoğan suikasti iddialarıyla ilgili de Başbaka

"Başbakan’dan bir açıklama bekliyoruz"
08-03-2015 14:59
Google News

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştukça Türkiye’nin dolar kuru karşısında borçlanmaya devam ettiğini belirterek Başbakan’a, “Sen önce saray sakinini sustur” dedi.
Koç, Sümeyye Erdoğan suikasti iddialarıyla ilgili de Başbakan’dan hâla bir açıklama beklediklerini kaydetti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir ziyaretinin 2. günü Çeşme’de, 2015 Seçimlerine Doğru Sağlık Politikalarına Bakış konulu toplantıya katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantı devam ederken, parti sözcüsü ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, hem toplantı hakkında hem de gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’a yönelik suikast iddiaları üzerinden MİT’e ve Başbakan’a yüklenen Koç, Erdoğan’ın konuştukça Türkiye’nin dolar kuru karşısında borçlanmaya devam ettiğini belirterek “Sen önce saray sakinini sustur” diye Başbakana seslendi.

“KONUŞTUKÇA BENZİN DÖKEN CUMHURBAŞKANI VAR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önce Portekiz’e daha sonra da Amerika Birleşik Devletleri’ne gittiğini hatırlatan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Amerika Birleşik Devletleri’nde hükümet yetkililerinin haberi dahi yok. Dış politika noktasında gelinen prestiji ifade etmek istiyorum. Türkiye ekonomisindeki kırılganlığın, yatırımcı kuruluşlarla görüşülerek kaymasının önüne geçmek istediler yaptıkları toplantılarla. Dünya konjonktürü doların yükselişini işaret ediyor ama sen önce saray sakinini bir sustur. Konuştukça yangına benzin döken bir Cumhurbaşkanı var. Bir gün de sus kardeşim. Şehit cenazesi kalkarken bile saygısızlık gösterip eş zamanlı konuşma alışkanlığını sürdüren bir Cumhurbaşkanı. Her gün Anayasa’yı ihlal eden bir Cumhurbaşkanı. Tek ayağın havada mı yemin ettin sen? İnanmadığın bir şeye yemin ettiğini biliyoruz. Hedefinde muhalefet partileri, asıyor kesiyor, gürlüyor. Aynı meydanda Esad’la ilgili söylediklerini tamamen unutmuş. Yarın da başka türlü olacak. Bağırarak her gün konuşarak suçunu örtemezsin. Şuanda dünyada senden fazla korkarak yaşayan insan yok. Hesap verememekten korkuyorsun. Konuş bakalım daha nereye kadar konuşacaksın.”

“BAŞBAKAN BAŞBAKANLIĞINI BECERECEK”
Cumhurbaşkanının boş zamanlarında demokrasi kavramı gelişmemiş ülkelerin başkanlarını sarayında ağırladığını, geri kalan zamanda ya numaralı muhtar toplantıları yaptığını ya da bir toplum kesimini davet ettiğini söyleyen Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Konuşma ihtiyacını gideriyor ve o konuştukça Türkiye geriliyor, Türkiye’nin risk algısı artıyor. Türkiye’de her sektör, her alanda Türkiye, artan dolar kuru karşısında borçlanmaya devam ediyor. Zıvanadan çıkmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Başbakan Başbakanlığını becerecek. Beceremezse sıkıntısı sadece kendisine değil Türkiye’ye olur.”

“İNANILMASI ZOR BİR SAÇMALIKLA KARŞI KARŞIYA KALDIK”
Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızına yönelik suikast iddialarını yayınlayan gazeteleri hatırlatarak bu suikastin gerçeği yansıtmadığını ortaya çıkardıklarını kaydetti. Koç, suikast iddiası üzerinden MİT’e yönelik şunları söyledi: “Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Sayın Genel Başkanımıza, kurumsal kimliğimize ve bazı milletvekillerimize dönük, haramdan beslenen, sermayesi haram olan medya grubu tarafından sistematik saldırı düzenlendi. Bu saldırının arkasında isminin önünde ‘milli’ eki olan, en temel istihbarat kuruluşunun içinden bazılarının görevlendirildiğini ifade etmiştik. İsim vermedik ama bunların çalıştıkları daireleri ve bu safsataların üretiliş şeklini ve saraya iletilişini ve oradan talimatla havuz medyasına haber yaptırılışını olduğu gibi anlatmıştık. Sayın Umut Oran, Twitter’dan da aldığı raporla kendisi hakkında ve partimizi de bulaştırarak Cumhurbaşkanının kızına suikast iddiasıyla suçlandığına tanık olduk. İnanılması zor bir saçmalıkla karşı karşıyaydık. Bu, talimatla 3-4 gazetede kelimesi kelimesine aynı, yayınlandı. Bunların hepsinin gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.”

“DAVUTOĞLU’DAN HALA AÇIKLAMA BEKLİYORUZ”
Başbakan Davutoğlu’nu bu konuda uyardıklarını ve bir kez daha bu konunun altını çizmek istediğini ifade eden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Başbakan, MİT doğrudan size bağlı görev yapan bir kuruluş. Bu tezgahlanan senaryolarla, bu safsatalarla ilginiz yok ama burası size bağlı. Size bağlı bir kuruluşta Türkiye’nin iç ve dış güvenliğinin son derece önemli olduğu günlerde nelerle uğraşıldığının farkında mısınız? Bu senaryoyu yapanlarla dalga geçildi. Siz hiçbir şey söyleyemeyecek misiniz? Hiçbir tavrınız yok mu? Hiçbir eyleminiz olmayacak mı? Bu kuruluşla ilgili ‘kardeşim ne oluyor burada’ deme iradeniz yok mu Sayın Başbakan? Hep kendinizin muhatap alınmasını istediniz. Biz de eyvallah Sayın Başbakan olarak muhatap alalım. Ama önce siz muhatap alınacak bir tavır içinde olun. İşgal ettiğiniz görev noktanızda gereğini yerine getirin. Sayın Davutoğlu’dan bir açıklama bekliyoruz hala. Şuana kadar çıt yok. Havaya suya dağa bahçeye her şeye konuşan, evliyalar tarihi anlatan, yakın tarihten her türlü dokunaklı cümlelerle siyaset üreten Sayın Başbakan, en ciddi konuda çıtınız çıkmıyor. Siz de mi ortaksınız sürece? Siz de mi bu tezgahın parçasısınız? Bu 3. ya da 4. çağrımız”

SAĞLIK POLİTİKALARINI ELEŞTİRDİ
Konuşmasında toplantı hakkında da bilgilendirmede bulunan Koç, toplantıda oluşan fikirlerin daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin şekillenmekte olan seçim bildirgesine aktarmak için değerlendirme yapılacağını söyledi. AK Parti’nin sağlık politikalarını eleştiren Koç, “AKP toplumda sağlık alanında yaşanan memnuniyetsizlikleri yüksek sesle ifade edilmesini sağlayarak daha sonra yaptığı düzenlemelerle önce reklam aşamasından geçtikten sonra bu alanda toplumun cebinden daha çok para harcayarak sağlığa ulaşması şeklinde özetleyebileceğimiz bir sisteme dönüştü. Ne kadar iyi sağlık hizmeti almak istiyorsanız o kadar cebinizden katkı vererek bu hizmete ulaşabileceğimiz bir sistem oluştu” ifadelerini kullandı.

“YAVAŞ YAVAŞ ÇÖKÜYOR”
Sağlık politikalarının başlarda çok iddialı olduğunu belirten Koç, şöyle konuştu: “Bugün ciddi sağlık sorunlarıyla sağlık kuruluşlarına başvuran kişiler ceplerinden ödedikleri katkı payları karşısında bu sistemin de yavaş yavaş çökmekte olduğunu görüyor. Sağlık AKP döneminde devletin yurttaşına ihtiyacı olduğunda sunması gereken temel kamu hizmeti alanı olmaktan çıkartıldı ancak parası olanın alabileceği bir hizmet haline dönüştü. Temel ölçü para; bunu aştığınızda yandaşlara kadar uzanan yatırımlar, taraf tutan atamalar her boyutuna geliyoruz.”

SAĞLIĞA KORUYUCU YAKLAŞIM
AK Parti’nin sağlıktaki temel politikasını “Sen hasta ol kardeşim. Ben seni tedavi ederim. Ben seni tedavi ederken de oluşacak rantı yandaşlar başta olmak üzere devletin üzerinden atar, değişik noktalarda cebinden çıkartarak gereken yerlere yayarım” şeklinde yorumlayan Koç, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin sağlığa yaklaşımı, yurttaşların hasta olmasını engellemek yönünde. Yani koruyucu sağlık hizmetlerinin ön planla olduğu, sağlıkta örgütlenmenin, kademeli sağlık hizmetinin, sağlıkta finansman modelinin ve sağlıkta hizmet sunumunun, hem hizmet alanları açısından hem de hizmet verenler açısından organize edilebilecek bir politikaya dönüştürülmesine çalışılıyor” dedi.

“EMEKLİLERE SÖZ VERDİK”
Sağlık çalışanlarının çoğunun mutsuz olduğu bir dönemde yaşadıklarını, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin gittikçe arttığı bir dönemden geçildiğini anlatan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bulunamayan ilaçlar ilk sağlık merkezine başvuruştan kendi tedavisini sağlayacak ilacı alana kadar hastaların cebinden çıkan katkı payları, ödenmekte güçlük çekilen genel sağlık sigortası primleri. Bu şekilde primini ödeyemeyen insanların birikim haline geldiği bir dönem yaşıyoruz. Sağlık hizmeti alamayan nüfus gittikçe primin ödeyememekten dolayı artıyor. Üniversite hastaneleri, mali açıdan sistem içerisinde çökertilerek hizmet veremez hale getirilmişlerdir. Kaliteli öğretim elemanı sayısı azalmıştır. Sağlık sektörü Türkiye taşeronlaşmanın en yoğun yaşandığı alan. Taşeronlaşma bir modern köleliktir. Taşeron statüsünde çalışmanın Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kaldırılacağını bir kere daha ifade etmek istiyorum. AKP’nin sağlık politikası; hasta olun ben sizi kurduğum rant sistemi içinde sizin cebinize de elimi atarak tedavi edecek sistemi kurayım. Mantık bu değildir sağlıkta. Sağlıkla ilgili tüm temel konularda tolumun önüne çok net ifadelerle çıkacak. Ekonomi masamızın da reel boyutta hesap ederek tüm emeklilerden sağlık hizmeti alırken katkı paylarının kaldırılması sözünü verdik. Bu ifademiz rasyonel şekilde toplumun önüne getirildi”

ALAÇATI AÇIKLAMASI
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da, Alaçatı’da 24 işyeri ve otelin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Bütünşehir Yasası ile Alaçatı kapatıldı belediyeye bağlandı. Buradaki devredilen mallar Alaçatı Belediyesi’nin tapusu altındaki mallardır. Bunların yasa gereği Çeşme Belediyesi’ne devredilmesi gerekirken maalesef otel, meydan ve dükkanlar Diyanet İşleri’ne devredildi. Belediye olarak açtığımız bir dava var. Alaçatı girişinde olan ibadet yerleriyle ilgili davamız yoktur.”
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ