Antalya
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen 2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı, Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde başladı.
Girişimsel radyolojideki son gelişmelerin ve güncel uygulamaların anlatıldığı kongrede, alanında söz sahibi 26 uluslararası bilim insanı ve 650'ye yakın katılımcı yer aldı.
Prof. Dr. Oğuzkurt, basın toplantısında yaptığı konuşmada, prostat büyümesinin tedavisinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi verdi.
Prostat bezinin büyümesinin ileri yaşta çok sık görülen bir durum olduğunu ve 80 yaşındaki insanların neredeyse yarısında görüldüğünü dile getiren Oğuzkurt, şunları söyledi:
"Prostat bezi mesanenin hemen altındadır ve içinden idrar kanalı geçer. Prostat büyüdüğü zaman hem mesaneye hem de idrar kanalına baskı yaparak sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, zor idrar yapma, mesaneyi tam boşaltamama, idrarda çatallanma gibi yakınmalar oluşturur. Bu yakınmalar arttığı zaman, örneğin günde 8-10 kere tuvalete gitme ihtiyacı olduğunda, kişinin sosyal hayatını ya da iş yaşamını etkileyebilir. Her gece birkaç kere uyanarak idrara çıkma ihtiyacı olduğunda, uyku düzeni bozulabilir ve kişinin hayat kalitesinin düşmesine yol açar."
Oğuzkurt, prostat büyümesinin basit bir hastalık olduğunu ancak bir kısım hastanın iş ya da sosyal hayatını ciddi anlamda zorlaştırdığını belirtti.
Prostat büyümesi tedavi gerektirdiğinde, öncelikle idrar yapmayı rahatlatan, mesane kapasitesini arttıran ilaçlar kullanıldığını anlatan Oğuzkurt, prostat büyümesi ilerledikçe kullanılan ilaçların da tedaviye cevap veremediğini ifade etti.
Bu durumda cerrahi yöntemlere başvurulduğunu dile getiren Oğuzkurt, "Önerilen standart tedavi genellikle idrar kanalından girilerek prostat bezi içinde daralan kanalının genişletilmesi ameliyatıdır. Bunun sonucunda hastanın idrar yapması rahatlar. Ameliyat işleminde anesteziye bağlı ve cerrahi strese bağlı riskler bir kenara bırakılırsa, kanama, iltihap oluşması, geçici idrar kaçırma, geçici idrar yapamama, cinsel fonksiyon bozulması gibi sorunlar gelişebilmektedir." diye konuştu.
"Küçük kesi ile prostat bezi küçültülüyor"
Bu tedaviye alternatif olarak ameliyatsız küçük kesi yöntemi olarak nitelendirilen "prostatik arter embolizasyonu"nu uyguladıklarını aktaran Levent Oğuzkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anjiyo işlemiyle kasıktan ya da koldan girişimle yapılabiliyor. Anjiyo ile sağ ve sol prostat atardamarları çok küçük tıkaçlarla tıkanıyor. İşlem 1,5-2 saat sürüyor. Hastaların çok büyük bir kısmında prostat bezi küçülüyor. Son derece kötü bir sürecin geri çevrilmesi gibi. Prostat küçüldükçe mesaneye ve idrar kanalına olan baskı azalır, idrar kanalı genişler ve hasta tekrar idrarını rahat bir biçimde yapmaya başlar."
Bu yöntemin son 10 yıldır çok yaygın olarak kullanıldığını ifade eden Oğuzkurt, hasta memnuniyetinin yüksek olduğunu kaydetti.
İşlemden sonra hastanın 4-6 saat hastanede gözlem altında tutulduğunu, daha sonra evine gönderilebildiğini söyleyen Oğuzkurt, "Anjiyo ile yapılan embolizasyon, narkoz gerektirmez, çoğunlukla hastaneye yatış da gerekmez ve hasta aynı gün evine gönderilebilir. Embolizasyonun riskleri son derece küçüktür. Hastaların yüzde 90'ında hiçbir sorun yaşamıyoruz." diye konuştu.
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği ve Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. M. Koray Akkan ise bacak ve ayak damar tıkanıklıklarında "ameliyatsız tedavi" yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Basın toplantısına TGRD Eğitim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Sinan Şahin, Türk Girişimsel Radyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. H. Tuğsan Ballı ve ABD Mayo Clinic, Vasküler ve Girişimsel Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Oklu da katıldı.
Kongre 6 Şubat'ta sona erecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com