HABER MERKEZİ
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ’NDE MASAYA YATIRILDI
Altınbaş Üniversitesi'nin özel bir ilgiyle takip edilen "Çarşamba Buluşmaları" toplantısında bu hafta ekonomiyle politikanın kesişimindeki önemli bir konu, AB-Türkiye ilişkileri masaya yatırıldı.
Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı, iktisatçı Prof. Dr. Emre Alkin ile Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez’in katıldığı toplantıda AB-Türkiye ilişkilerinin gündemi ve yakın geleceği ele alındı.
Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na ilk kez 1959’da başvurduğunu, 1963’te ortaklık anlaşmasının imzaladığını, 1995’te ise Gümrük Birliği’ni oluşturan antlaşmanın imza altına alındığını hatırlatan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, şunları ifade etti:
“Türkiye ilk başvuru döneminde işin siyasi tarafıyla ilgilenmedi, daha çok iktisadi baktı. 1990’ların ikinci yarısından itibaren sürecin siyasi boyutu olduğu da anlaşıldı. Zira Türkiye’den Kopenhag Kriterleri’ni yerini getirmesi istendi. Ve Türkiye 1999’da Türkiye aday üye ilan edildi”
Tam üyelik müzakerelerinin 2005’te başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Erhan, o tarihten bu yana müzakere edilmesi gereken 33 fasıldan sadece 16’sının açıldığını, sadece birinin geçici olarak kapandığını belirterek, Fransa ve Yunanistan’ın birçok fasıla bloke koyduğunu kaydetti. Açılabilecek sadece 6 fasıl kaldığını ve 5 yıldır bunların da açılmadığını belirten Erhan, “Bir anlamda AB ile ilişkilerde yaprak kımıldamıyor” dedi.
Prof. Dr. Çağrı Erhan: “AB’nin serbest ticaret anlaşmaları Türkiye için dezavantaj”
Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin, 1973’te imzalanan Katma Protokol’ün sonucu olarak gündeme geldiğini ve biraz aceleye getirildiğini hatırlatarak, “Türk şirketleri başlangıçta AB standartlarını sağlama konusunda büyük zorluklar çekti. Fakat daha sonra bu adımları yavaş yavaş atıldı ve Türkiye bir ihracat patlaması yaşadı” dedi.
AB’nin de bu dönemde boş durmayarak Güney Kore, Meksika gibi ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları (STA) yapmaya başladığını belirten Prof. Dr. Erhan, Türkiye’nin bu anlaşmaların müzakerelerine katılamadığına dikkat çekti. Türkiye’nin, AB’nin serbest ticaret anlaşması yapmadığı ülkelerle anlaşma yapamadığını da kaydeden Prof. Dr. Erhan, “Bu nedenle Azerbaycan, Kazakistan gibi ülkelerle STA yapamadık. Buna karşılık AB, Fas, Tunus, Cezayir’e imtiyazlı ortaklık kapsamında büyük avantajlar sağladı. Bu da Türkiye için dezavantaj doğurdu” dedi.
Gümrük Birliği’nin hizmetler sektörü ve tarımı kapsamadığını da hatırlatan Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye’nin bu konuların düzeltilmesi için Gümrük Birliği’nin güncellenmesini istediğini, ancak AB’nin Ankara’nın haklı taleplerini dikkate almadığını vurguladı.
“Dendias Yunan iç kamuoyuna mesaj vermek istedi”
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın Ankara ziyaretinde Türkiye’ye yönelik sert sözlerine de değinen Prof. Dr. Erhan, “Yunanistan bu yıl bağımsızlığı getiren 1821 isyanının 200. yılını kutluyor. İçeride milliyetçilik duyguları çok yükselmiş durumda. Başbakan Miçotakis, Almanya’nın baskısıyla istikşafi görüşmeler için Türkiye’yle masaya oturunca içeride zor duruma düşmüştü. İç siyasette onun rakibi olan Dendias, Ankara’da diplomasiye uymayan çıkışıyla iç siyasette kendi seçmenine mesaj vermeyi hedefledi” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Kasım Han: “AB ile ABD arasında transatlantik ticaret anlaşması Türkiye için ciddi zararlar doğurur”
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han da Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin başlangıçta önemli avantajlar sağladığını, fakat son dönemde dezavantajlarına dair şikayetlerin yükseldiğini belirtti. Dünyada ticaret bloklarının ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, AB ile ABD arasında transatlantik ticaret anlaşmasının hayata geçmesi durumunda Türkiye’nin ciddi zararlara uğrayabileceğini vurguladı.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ’NDE MASAYA YATIRILDI
Toplantıda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han ise AB ile ABD arasında transatlantik ticaret anlaşması olasılığının arttığına dikkat çekerek “Türkiye için ciddi zararlar doğurur” uyarısı yaptı. Dr. Mahfi Eğilmez “Türkiye AB’ye en uzak noktada” dedi.
Yunan Dışişleri Bakanı Dendias’ın Ankara ziyaretindeki diplomasi dışı sözlerine de değinen Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, “Yunanistan Doğu Akdeniz’deki talepleri için arkasına AB’yi almaya çalışıyor. Dendias’ın hedeflerinden biri de, provokasyon yaparak Avrupa ülkelerini peşine takabileceği bir ortam oluşturmaktı” dedi.
Prof. Dr. Emre Alkin: “AB Türkiye için önemli bir pazar ama biz de onlar için önemli bir pazarız”
Altınbaş Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Alkin ise AB’nin Türkiye’nin dış ticaretinde çok önemli yeri olduğunu belirtti ve “AB’ye ihracatımız 70 milyar doların üzerinde. Almanya ile İtalya’ya dış ticaret açığı veriyoruz ama diğer Avrupa ülkelerinin büyük kısmıyla dış ticaret fazlamız var” dedi.
Türkiye’nin ithalatının önemli kısmını Avrupa ülkelerinden yaptığını da hatırlatan Prof. Dr. Alkin, “AB Türkiye için önemli bir pazar ama biz de onlar için önemli bir pazarız” diye konuştu.
Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanlığı nedeniyle tasarımın önemini daha yakından görme imkanı olduğunu belirten Prof. Dr. Alkin, “Fabrikasyon faaliyetinin fiyat içindeki payı 1970’lerde yüzde 23’ken şimdi yüzde 11’e düşmüş durumda. Her şeyi Türkiye’de üretmek gerektiğini belirtenler var. Oysa asıl katmadeğer üretmekte değil tasarım tarafında. Örneğin spor ayakkabıda sadece tasarıma para ödeyeceğimiz, ürünü üç boyutlu yazıcıda basacağımız bir geleceği doğru gidiyoruz. Üretim değer zincirinde geriye giderken hayal gücü ve çarpıcı, marifetli işlerin payı artıyor” dedi.
Alkin, Türkiye’nin üretim kapasitesini tasarım kabiliyetiyle birleştirmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Alkin, Türkiye ile Avrupa’nın benzerlikleri ve farklılıklarına da değindi.
Dr. Mahfi Eğilmez: “AB’ye en uzak noktadayız”
Altınbaş Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Dr. Mahfi Eğilmez ise geçmişte Türkiye ile AB arasında ekonomik açıdan büyük farklılıklar bulunduğunu, son yıllarda ise farkların azaldığını belirtti. Dr. Mahfi Eğilmez, bunda Türkiye’nin ekonomik gelişimi kadar AB’ye yeni katılan görece yoksul ülkelerin ortalamaları aşağıya çekmesinin payı olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin ekonomik açıdan AB’ye yaklaşırken siyasi açıdan uzaklaştığını vurgulayan Eğilmez, Ankara’nın AB’ye en yakın olduğu dönemin 2005 ila 2011 arası olduğunu kaydetti. Eğilmez, “Ben o dönemde Türkiye’nin 2013’te AB’ye tam üye olacağına inanıyorum. Hatta bu konuda iddiaya bile girmiştim. Ama yanıldım” dedi. Eğilmez, Türkiye’nin bugün AB’ye en uzak olduğu noktada bulunduğunu ifade etti.
Türkiye ile AB arasında vergi mevzuatı açısından büyük farklılıklar bulunduğuna da dikkat çeken Eğilmez, “KDV konusundaki farklılıklar aşılır. Ancak asıl sorun Özel Tüketim Vergisi, yani ÖTV. ÖTV’nin toplam vergi gelirlerindeki payı yüzde 21’e ulaştı. Bazen bir vergi koyduğunuzda kaldırılamaz bir noktaya gelebiliyor. ÖTV o kadar büyük bir ağırlık tutuyor ki, kaldırmak adeta imkansız” dedi.
.
dikGAZETE.com