Edirne
Prof. Dr. Üstündağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de binlerce hastanın, ileri düzey böbrek yetmezliği nedeniyle nakil beklediğini belirtti.
Böbrek hastalığının insanın yaşam konforunu en çok bozan ve yaşam süresini kısaltan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Üstündağ, Türkiye'de 83 bin 383 ağır böbrek hastası bulunduğunu aktardı.
Üstündağ, bu yıl böbrek hastalığı nedeniyle hayati tehlikeye giren yeni hasta sayısının 12 bin 518 olduğuna dikkati çekerek hastaları hayatta tutabilmek için hemodiyaliz ve periton diyaliz tedavilerinin uygulandığını kaydetti.
Böbrek hastalığının en iyi tedavisinin, nakil yoluyla gerçekleştirilen tedavi yöntemi olduğuna işaret eden Üstündağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak maalesef geçen yıl 3 bin 800 civarında hastaya nakil yapıldı. Bunların 1779'u yeni böbrek yetersizliği gelişen hastalardı. Geri kalanı ise hemodiyaliz ve periton diyalizi tedavisi gören hastalardı. Sayı oldukça az. 21 bin 460 böbrek nakli bekleyen hastamız var. Böbrek nakli olmadan izlenen hasta sayısı 64 bin civarında. Her üç hastadan biri böbrek bekliyor. Bu kadar hasta varken geçen yıl yapılan nakil sayısı çok az."
Üstündağ, Türk halkının yardımsever ve paylaşımcı olduğunu, bunun en güzel örneğinin İzmir depreminde bir kez daha görüldüğünü ancak organ bağışı konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmediğini söyledi.
"Sağlık Bakanlığının çalışmalarıyla bağışçı sayısı arttı"
Son yıllarda Sağlık Bakanlığı öncülüğünde yapılan çalışmalarla organ bağışçısı sayısının arttığını ifade eden Üstündağ, şunları kaydetti:
"Bundan 15 yıl önce Türkiye'de 1 milyon kişiden 1'i böbreğini bağışlıyordu. Aynı dönemde bu rakam İspanya'da 1 milyonda 30 kişiydi. 2009 yılında Türkiye'deki böbrek bekleyen hastaların sayısının artması üzerine Sağlık Bakanlığı çok ciddi ve güzel bir çalışma başlattı. Organ Nakli Haftaları düzenlenmeye başladı. Organ naklini teşvik edecek birtakım kanuni düzenlemeler yapılmaya başlandı ve vericilik arttı. Bu yıl bu rakam 1 milyonda 4,8 kişidir. 1'den 5'e çıkmak çok önemli. Bizimle aynı dönemde organ nakli kampanyası başlatan Hırvatistan'da bu sorun neredeyse çözüldü."
"Türkiye'deki sistem dünyadaki en dürüst sistemdir"
Üstündağ, Türkiye'de organ bağışlarında ve nakillerde uygulanan sistemin diğer ülkeler tarafından örnek gösterildiğini ve tüm aşamaların titizlik ve şeffaflıkla yürütüldüğünü belirtti.
Türkiye'de organ nakli bekleyen tüm hastaların doku gruplarının Sağlık Bakanlığının organize ettiği sisteme girildiğini belirten Üstündağ, şöyle devam etti:
"Türkiye'deki sistem dünyadaki en dürüst sistemdir. Herhangi bir yerde kadavradan bir böbrek bağışı söz konusu olursa, o böbreğin dokularıyla doku bankasındaki dokular karşılaştırılır ve en çok uyan yer neresiyse o böbrek oraya gider. Beş doktor Bakanlıktan gelen listeleri en çok uyan hastalara göre sırayla değerlendirirler ve her biri imza atmadan o böbrek sahibini bulmaz. Hiçbir yerde bu kadar titiz işleyen bir sistem yoktur."
Uluslararası kongrelerde bu sistemden övgüyle bahsedildiğini anlatan Prof. Dr. Üstündağ, "Yoğun bakımlarda böbrek alınmaya müsait vericiler önceden böbrek alınmasına onay vermiş olsalar dahi o kadar titiz değerlendirilir ki hastanın beyin ölümü gerçekleşmeden ve birden fazla hekimin oluşturduğu komisyon onaylamadan ve rapor altına alınmadan kesinlikle o böbrek alınmaz. Bu uygulanan prosedürler Türkiye açısından büyük avantajlar içerir." diye konuştu.
Prof. Dr. Üstündağ, vatandaşları bağışçı olmaya davet ederek "Yaşam yeşerecek tekrardan. Bundan daha güzel bir iyilik, bundan daha büyük bir halka ve Hakk'a hizmet olamaz. Şu ana kadar geldiğimiz aşama küçümsenemez. Bir olanı 5 yaptık. Bize yakışan, bağışçı sayısını dünya standartlarına getirmektir." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com