İSTANBUL (AA) - SEFA MUTLU - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Mücahit Öztürk, FETÖ mensupların mahkemelerdeki yalan, inkar ve algı yönetimi çabalarını AA muhabirine değerlendirdi.
Bireyin işlediği suçu bir anda kabullenmesinin çok zor olduğunu dile getiren Öztürk, "Suçu hemen kabullenmek insan psikolojisi açısından pek normal bir durum değil. Bu bir avunma mekanizması. Hukuksal süreç içerisinde bu savunmayı kullanarak, süreci biraz daha uzatma veya alabilecekleri cezayı daha aşağı çekebilmek gibi bir plan içerisinde olabiliyorlar. Bu biraz daha bireysel manada bir şey. Adi suçlarda bile böyle bir yaklaşım şekli vardır." diye konuştu.
Öztürk, bireylerin bu durumlarda yalana başvurmalarının sık rastlanan bir durum olduğunu belirterek, suçu başkasına atma, olayı farklı anlatma gibi davranışların insan psikolojisinde bilinen şeyler olduğunu ifade etti.
FETÖ'cülerde ise durumun biraz daha farklı olduğu tespitinde bulunan Öztürk, şunları kaydetti:
"Bu tür durumlarda grupla hareket edildiği zaman ve grubun bütün mensupları da aynı ağızdan aynı şekilde aynı düşünceyle ve aynı hedefe yönelik konuştukları zaman farklı bir şey daha devreye giriyor. Bunun aslında organizasyon olduğu, muhtemelen daha önce planlandığı ve o insanlara telkinde bulunulduğu anlaşılıyor. Başka bir açıdan bakıldığında insanların birlikte yaşamaları nedeniyle o anlamda da birbirlerine bu anlamda fikir verdikleri söylenebilir. Bunun farklı bir amacı da olabilir. Bunu kişinin bireysel bazda ceza alması gibi değerlendirmekten ziyade aslında var olan bu örgütün kamuoyundaki mesajı manasında da çok önemli. Kamuoyuna masum görünme, 'Bu işi yapmadık' demeleri tarzında zihinleri bulandırmak gibi bir hedefleri de var. İkinci hedefin çok daha ön planda olduğu kanaatindeyim. Türk insanının toptan bir tepkisi var. Çünkü bu vatana karşı bir hareket olduğu için tepki büyük. Bu tepkiye karşı insanların zihnini bulandırmak adına daha planlı yapılmış ve organize edilmiş bir durum olduğunu düşünüyorum."
Öztürk, örgütlerin kendi içlerinde farklı psikolojik dinamikleri olduğunu anlatarak, FETÖ'nün örgütsel bağının temelde "inanma" yapılanması olduğunu söyledi.
"Kırılmalar örgütlerde kaçınılmaz"Öztürk, kırılmaların örgütlerde kaçınılmaz olduğunu anlatarak, "Bunun başka örnekleri de vardır. Bu kişinin insan olduğu ve ölümsüz olmadığı bazı kişiler tarafından anlaşılacak ve gerçekçi düşünmeye başlayacaklar." dedi.
Savunmaların bağlanma biçimi ve örgüt yapılanmasıyla doğrudan ilintili olduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu savunmaların tek ağızdan olması örgüte özgü bir şey. Kırılmama ve dağılmama gibi bir mesaj vermeye çalışıyorlar. Bu hem kendi taraftarlarına hem de kendi kamuoyuna verdikleri bir mesaj. Buradaki mistik yapılanmanın bu ifadelerde önemli olduğunu düşünüyorum. Mahkemelerde inkara başvurmaları zaten beklenen bir şey. Asıl bunun arkasında yatan şey kendilerini güçlü hissetme ve bu hissi kamuoyuna yansıtma amacındalar. Bu kırılacak. İnsanlar artık birey olarak kendilerini düşünmeye başlayacaklar. Topluca hareket etmeler bu tür gruplarda zaten sıkça görülür."