İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti'nin sürdürdüğü eğitime katkı vizyonuna uygun olarak Türkiye'ye yüksek fayda sağlayacak çalışmaları keşfetmek ve teşvik etmek amacıyla iki yılda bir düzenlenen İlim Yayma Ödülleri, önceki gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle sahiplerini buldu.
Farklı kategorilerdeki çalışmaların değerlendirilmeye alındığı, millilik bilincine sahip, toplumda yaygın etki oluşturan, ülkenin ve insanlığın hayrına katkı sağlayan çalışmalar, "Büyük Ödül", "Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri Kategorisi" ve "Sosyal Bilimler Kategorisi"nde değerlendirildi.
Bu kapsamda, "Sosyal Bilimler Kategorisi"nin kazananı "Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi" adlı çalışmasıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu oldu.
Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu tarafından 2003-2008 yılları arasında doktora tezi olarak kaleme alınan ve 2009'da ilk baskısı gerçekleştirilen eser, 2011'de Türk Tarih Kurumu Teşvik Ödülü'ne layık görülmesinin yanı sıra 2016 ve 2017 yıllarında Rusça'ya tercüme edilmiş, Tataristan'ın başkenti Kazan şehrinde de basımı yapılmıştı.
"Özellikle Tatar ve Türk tarihine çocukluktan ilgim vardı"Kemaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sovyetler Birliği Dönemi'nde hem Rusların hem de Tatar Türklerinin yaşadığı, Lenin ve yazar Yusuf Akçura'nın da memleketi olan Ulyanovsk şehrinde doğduğunu söyledi.
Köydeki lise eğitimini tamamladıktan sonra Ulyanovsk Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okumaya başladığını belirten Kemaloğlu, buradaki eğitimini tamamlamadan Milli Eğitim Bakanlığı'nın bursuyla Türkiye'ye geldiğini aktardı.
Tarihe çocukluktan ilgisi olduğunu dile getiren Kemaloğlu, "Özellikle Tatar ve Türk tarihine ilgim vardı ama Ulyanovsk Üniversitesi'ndeki eğitimim bu konuda çok yeterli değildi. Kazan'a gidip geliyordum. Çünkü Kazan, hem Rusya Federasyonu'nun hem de Türk dünyasının önemli ilim merkezlerinden. Orada üniversitede veya kütüphanede çalışmaya başladım. Türkiye'ye gelme fırsatı doğunca, gelmeye karar verdim." dedi.
Kemaloğlu, Türkiye'ye geldikten sonra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü'nü bitirerek yüksek lisansını tamamladığını, doktorasını ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde yaptığını anlattı.
"Bu işe çevirilerle başladım"Dil öğrenmeye olan ilgisinden bahseden Kemaloğlu, "Çocukken ailemizden Tatarca öğreniyoruz, konuşuyoruz. Ana dilim Tatarca. Rusça'yı okulda öğreniyoruz. Türkiye'ye geldikten sonra Anadolu Türkçesini de öğrendim çünkü Rusya'dayken bilmiyordum. Tatarca'yla Türkçe de yakın, aynı dilin farklı lehçeleri diyebiliriz. Yine çalışmalarım dolayısıyla Farsça ve İngilizce öğrendim. Lisede okurken Almanca eğitimi almıştım. Çünkü Sovyetler Birliği döneminde özellikle ortaokul ve lisede İngilizce değil de daha çok Almanca yaygındı." ifadelerini kullandı.
İlyas Kemaloğlu, yüksek lisans eğitimi sırasında Rusça'dan Türkçe'ye çeviriler yapmaya başladığına işaret ederek, "Türk kaynaklarının önemli bir kısmı Rusça'dır. Bunun sebebi de Ruslarla Türklerin yan yana asırlardır yaşamaları ve Rusların bütün eserlerinde Türklerden de sıkça bahsetmeleridir. Dolayısıyla ben bu işe çeviriler ile başladığımı söyleyebilirim. Yüksek lisans yaparken ilk çalışmam yayımlandı, 'Altın Orda ve Kazan Hanları'ydı. Daha sonraki süreçte telif çalışmaları da vermeye başladım. Editörlük çalışmaları yaptım. Telif, çeviri ve editörlük kitaplarımın sayısı 40'a yaklaştı. 2 eserim Rusça'ya tercüme edildi ve Tataristan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü tarafından ikisi basıldı." diye konuştu.
Kemaloğlu, eserine dair şu bilgileri verdi:
"Altın Orda Türk İslam Devletidir ve Orta Çağ'ın en büyük Türk Devletlerinden biridir. Eser, Altın Orda'nın Rusya'yla münasebetleri ve özellikle Rusya'ya yaptığı etkilerden bahsediyor. Bilindiği gibi Rus knezlikleri, o zaman birlik bir Rus devleti yoktu, şehir devletleri vardı. Bu Rus knezlikleri yaklaşık 2,5 asır boyunca Altın Orda'nın hakimiyetinde kalıyor, vergi ödüyorlar. Asker göndermek, Altın Orda Hanlarını ziyaret etmek zorundalar. Dolayısıyla bir Altın Orda hakimiyetinden bahsedebiliriz. Bu süreçte doğal olarak Altın Orda'nın birçok yönden Rus Devleti'ni etkilediğini görüyoruz. En başta Altın Orda'nın hakimiyetindeki bütün Rus knezliklerinin Moskova altında birleştiğini görüyoruz. Bu en önemli etken. Bunun yanı sıra askeri, siyasi, ekonomik, kültürel, din ve edebiyat alanlarında da Altın Orda'nın etkisini hissetmek mümkündür."
"Tarih alanına hem ilgi hem de devletin teşviki var"Prof. Dr. Kemaloğlu, Altın Orda Devleti'nin tarihi kaynaklarının çok dilli olduğuna ve özellikle Rusça kaynakların burada önemi bulunduğuna dikkati çekerek, eserinde birçok dilde yazılı kaynaklardan faydalanmasının, orijinal bir metot kullanmasının, Altın Orda'dan öncesini ve sonrasını baz alarak iki farklı Rusya'yı karşılaştırması ve aradaki farkları ortaya çıkarmasının eserinin ödüle layık görülmesinde etkili olabileceğini düşündüğünü söyledi.
Ödüle layık görülmesinin kendisini gururlandırdığını vurgulayan Kemaloğlu, çalışmalarının takdir edilmesinin insanı mutlu ettiğini dile getirdi.
Kemaloğlu, sosyal bilimler ve tarih alanlarına özellikle son dönemde önem verilmeye başlanıldığına dikkati çekerek, "Son yıllarda görüyoruz ki tarih alanına hem ilgi hem de devletin teşviki var. Bundan sonraki çalışmalarımda da beni daha fazla teşvik edecek. Çünkü yapılacak çok iş var. Türkiye'de az araştırılmış konuların sayısı az değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'de Altın Orda araştırmaları son dönemde ivme kazandı"Altın Orda'nın Türkiye ve Rusya'nın yanı sıra bütün dünyada ilgi çeken konuların başında geldiğini ifade eden Kemaloğlu, şunları kaydetti:
"(Eser) Türkiye açısından neden önemli? Türkiye'de Altın Orda araştırmaları ancak son dönemde ivme kazanmaya başladı. Yakın zamana kadar çok fazla eser yoktu. Sadece Altın Orda ve Rusya adlı eserim değil, diğer çalışmalarım da genel itibarıyla Altın Orda ve çevresi, hanlıklar veya Türk Rus münasebetleriyle ilgili. Türkiye için böyle bir katkı sağladığını düşünüyorum. Rusya için nasıl katkı sağladığına gelince, Altın Orda, Rusya'da araştırılan konuların başında geliyor. Her ne kadar 1944'te bu devletin tarihinin araştırılması yasaklanmış olsa da. İlginç bir husus. Bir tehdit olarak görüyor aynı zamanda. Altın Orda bütün Türk halklarının ortak mirasıdır.
Çalışmamda Altın Orda'nın Rusya üzerindeki etkisi üzerinde durdum ve Rusça'ya tercüme edildikten sonra da yine büyük bir ilgi gördüğünü biliyorum. Tanıtım yazıları yazıldı. Orta Asya'dan Doğu Avrupa'ya kadar şüphesiz Batı'da da bu devletin tarihine hep ilgi olmuştur. İngiltere, Almanya ve Amerika'da da bu konuyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Ümit ediyorum ki bu ve diğer çalışmalarım, Altın Orda ve Türk tarihi araştırmalarına küçük de olsa bir katkıda bulunuyordur."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com