Varşova
Uluslararası Holokost Anma Günü'nde, Auschwitz-Birkenau Müzesi'nde düzenlenen törende konuşan Eva Umlauf ve Zdzisława Włodarczyk kampta yaşadıklarını anlattı.
Umlauf, Auschwitz'in eski tutuklularından biri olduğunu belirterek, insanların farklılıklarının saygıyla karşılanması gerektiğini ve karşılıklı anlayışın hakim olması gerektiğini söyledi.
Annesiyle birlikte 1943 kışında Auschwitz'te kaldığını belirten Umlauf, Nazi terörünün neden olduğu yaraların iyileşmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Umlauf, "Auschwitz'de acı çekenler bilirler ki, ne kadar zaman geçerse geçsin bu yaralar her zaman içimizde olacak. Kamptan kurtarıldığımızda annem bana bakıp 'sen ölüm anında yaşamın bir simgesisin' demişti. Beni görenler yaşadığıma inanamadı. Çocuktum anlamamıştım ama gerçekten bir mucize olduğunu sonradan anladım." dedi.
Kampa vardıklarında vücutlarına sayılar içeren dövmeler yapıldığını ve kaydın bu şekilde gerçekleştiğini belirten Umlauf, "Ailemden sadece ben ve annem kurtulabildik. Annemin tüm kardeşleri öldürüldü. 1911'de doğan Francis, 1914 ve 1921'de doğan diğer kardeşleri... Annem 1923 doğumlu en genç kardeşti. Babamdan zaten kampa girer girmez ayrılmıştık ve kendisi ölüm yürüyüşlerine götürülenlerden biri oldu." ifadelerini kullandı.
Włodarczyk ise Auschwitz'e geldiğinde 11 yaşında olduğunu ve 7 yaşındaki kardeşiyle kampa alındığını dile getirdi.
Bir gece yarısı vagonlara bindirildiklerini anlatan Włodarczyk, "Nereye gittiğimizi anlamamıştık. Varşova'dan yola çıkmıştık. Gidişimiz çok uzun sürdü. Babam nereye geldiğimizi anladığında kafasını duvara vurmaya başladı ve 'Tanrım! nereye geldik biz' demeye başladı." diye konuştu.
Włodarczyk, kendilerine "haydutlar" diye bağırdıklarını ve ilk duyduklarının bununla beraber birkaç Almanca kelime olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Sonra çocuklar ve kadınlar farklı bir yere alındı. Uzun bir yürüyüşten sonra bir koğuşa aldılar. Yer klor ve kumla kaplıydı ve kışla boştu. Sabah olduğunda herkes bir tanıdığını ya da aile üyelerinden birisini aramaya başladı. Ertesi sabah babamı son defa gördüm. Sonraki gün saçlarım kesildi. Birbirimizi tanıyamadık. Bizi bir odaya aldılar ve 'İçeri gaz verin' diye bağırdılar. Belki o anda gaz gelmedi ama soğuk suyla yıkadılar. Zaten havlu benzeri şeyler yoktu. Bunları anlatmak gerçekten çok zor."
Auschwitz toplama kampında tutulanlar, 27 Ocak 1945'te Kızıl Ordu askerlerince kurtarılmıştı.
Auschwitz, yaklaşık 6 milyon insanın toplama kamplarında öldürüldüğü Yahudi soykırımı için simge niteliği taşıyor.
Sadece Auschwitz kampında yaklaşık 1,1 milyon kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com