Mehmet Akif Ortaokulu'nda görev yapan 22 yıllık görsel sanatlar öğretmeni Zeynep Yıldızdoğan, okulda yaptığı çalışmalarla öğrencilerin sanata ilgisini artırmaya çalışıyor. 12 yaşındaki oğlu Kerem Yıldızdoğan'ın pektus hastalığıyla mücadele eden Yıldızdoğan aynı zamanda Pektus Derneği üyesi olarak da hastalıkla ilgili toplumda bilgilendirme çalışmaları yapıyor. Yıldızdoğan, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlarla pektus hastası çocuklara umut veriyor.
Lisanslı basketbol oyuncusu Kerem Yıldızdoğan'a iki yıl önce "kunduracı göğsü" teşhisi konuldu. Hastalığın erken fark edilmesiyle tedavisi gözlem yapılarak takip edilen Kerem, 7 ay vakum tedavisi gördü. Anne Yıldızdoğan ise bu hastalık konusunda toplumda farkındalığın artması ve diğer pektus hastası çocuklara destek olabilmek için sosyal medya hesabından "pektusunrenkleri" sayfasını oluşturdu.
AA muhabirine konuşan Yıldızdoğan, amacının pektus hastası çocukların yaptıkları çalışmaları bu sayfada paylaşarak yaşamlarına renk katabilmek olduğunu söyledi.
Oğlunun hastalığını bir sağlık raporuyla öğrendiklerini anlatan Yıldızdoğan, "O süreç içinde hiç duymadığım bir hastalık olması nedeniyle üzüntülü günler geçirdik. Öğrendik ki oğlumun hastalığı çok başlardaymış ama yaşının küçüklüğünden dolayı 1 yıl gözetim altında kaldı. Bu süreçte farkındalık adına okulumuzda, oğlumun doktoru Pektus Derneği Kurucusu Prof. Dr. Mustafa Yüksel vasıtasıyla öğretmen, öğrenci ve velilerimizin hastalıkla ilgili bilgilenmesi adına küçük bir seminer verdik." dedi.
Oğlunun tedavisinin başarıyla devam ettiğini belirten Yıldızdoğan, pektus hastalığının bilinmemesi ve küçük yaşlarda fark edilmemesinden dolayı, ilerideki aşamaların hastalar için ürkütücü olduğuna dikkati çekti. Yıldızdoğan, şöyle konuştu:
"Pektusun tedavisi bilinmediği için çözümünü aile arayamıyor. Hastalık olduğunu bilmeyerek, 'Allah öyle yaratmış' deyip geçildiği zaman, biraz sıkıntılı süreçler oluyor. Bu çocuklara nasıl yardımcı olabilirim' diye düşündüm. Kendi öğrencilerimin çalışmaları için sosyal medyadan açtığım bir sayfa vardı. Çalışmalarını paylaşıldığını görünce öğrenciler çok mutlu oluyorlardı. 'Pektus çocukları da bu sayfada buluşabilir mi?' Hayata küsen, yalnızlık hisseden çocukları da hareketlendirebilir miyim?' diye düşündüm. Bu esnada hastalıkla ilgili bilgileri ve pektusun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu anlatmak istedim. Pektusunrenkleri adlı hesabımı sosyal medyadan açtım. Kendi hesaplarımdan ve arkadaşlarımın hesaplarından sayfanın duyurusunu yaptım."
Sosyal medya hesabını açtıktan sonra pektus hastası olan çocuklar ve aileleriyle mesajlaştığını anlatan Yıldızdoğan, "Pektus hastası çocuklar fotoğraflarını ve resim çalışmalarını bana gönderdiler. Çoğu da yaşları küçük olduğu için annelerinin sosyal medya hesaplarını kullandı. Ailelerinin izinlerini alarak fotoğraflarını ve çalışmalarını paylaştım. Her birey benim için bir renk ve çalışmalar da rengarenk. O yüzden instagram hesabımdan 'pektusun renkleri' dedim ve onların da sayfaya bir renk katmalarını istedim. Şu an yapabildiğim çocukların gönderdiği çalışmaları paylaşmak." ifadelerini kullandı.
Yıldızdoğan, şimdilik Instagramda paylaştığı fotoğrafları gelecekte bir mekanda ya da dijital bir sergi olarak açmayı hedeflediğini söyledi. Yıldızdoğan, "Bu paylaşımlarla, hayata küsen, yalnızlık çeken çocukların, sanatın birleştirici ve iyileştirici gücü sayesinde olumsuzluklardan uzaklaşmasını sağlamayı amaçlıyorum." dedi. Yıldızdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Duygularını sözlü ifade edemeyenler yazı ya da resimle ifade ederler. Resim yapma sırasında çocuğun aklına bir şey gelmişse içini dökebilir. İçindeki duygular olumlu ise resme sıcak renkler yansıtabilir, karamsar ise bunu sert çizgiler ve kasvetli görüntüler oluşturacak renkler kullanarak tasarımlar yapacağını düşünüyorum. Olumsuz fotoğrafları yapanları da konuşa konuşa olumlu fotoğrafa dönüştürme fırsatımız olacak. Sözlü iletişim kurmadığı için çoğu kişiler resim sayesinde o beğeniler ve o yorumlara cevap vererek bile sosyallikleri artacaktır."
Kerem Yıldızdoğan da pektus hastası olduğunu, annesi sayesinde mücadeleye devam ettiğini ve sporun faydası gördüğünü kaydetti. Yıldızdoğan, pektusun gizlenmesi gereken bir şey olmadığını söyledi.
"Türkiye'de 320 bin göğüs duvarı deformitesi hastası var."Pektus Derneği Kurucusu Prof. Dr. Mustafa Yüksel de, pektus hastalığıyla ilgili bilgi verdi. Yüksel, şunları kaydetti:
"Pektus, göğüs duvarının şekil bozukluğudur. Pektus ismi Latince göğüs kafesi demek. Eğer göğüs kafesi içeri doğru çökük olursa buna pektus ekskavatum yani kunduracı göğsü, dışarı doğru çıkık olursa pektus karinatum güvercin göğüsü olarak biliniyor. Dikkat ederseniz güvercinlerin de göğsü öne doğru çıkıktır. 300 doğumda bir kunduracı göğsü, bin doğumda bir güvercin göğsü görülüyor. Türkiye'nin 80 milyon olduğunu varsayarsak 240 bin kunduracı, 80 bin de güvercin göğsü hastası olduğu varsayılıyor. Türkiye'de 320 bin göğüs deformitesi hastası var."
Göğüs duvarındaki şekil bozukluğu ve çöküklüğün kalbe ve akciğerle de baskı yaptığını anlatan Yüksel, hastalığın kişiye nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi yan etkiler oluşturduğunu kaydetti.
Çocukların genelde erken yorulup oyunu bıraktıklarını belirten Yüksel, hastalığın tedavisi ile ilgili bilgi verdi. Dünyada 2000 yıllarında hastalıkla ilgili yeni bir ameliyat tekniği çıktığına dikkati çeken Yüksel, bu ameliyatı Türkiye'de gerçekleştirdiğini söyledi. Pektusla ilgili ameliyat sayısının şu anda 2 binlere yaklaştığını ifade eden Prof. Dr. Yüksel, 3 bine yakın da hastası olduğunu ancak hastalığın tedavisinin sadece ameliyatla değil başka şekillerde de yapıldığını anlattı.
Erken teşhisin hastalığın tedavisinde çok önemli olduğuna dikkati çeken Yüksel, pektus hastalığını 12-16 yaş arasında belirlemek gerektiğini söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com