Heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından, Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için yapılan ’melek’ figürlü heykel törenle açıldı.
Mersin Şehir Mezarlığı’ndaki Özgecan Aslan’ın mezarı başına inşa edilen heykelin açılışına, Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, annesi Songül Aslan, kardeşleri Beste ve Barış ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu ve çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
"RÜYAMDA GÖRDÜM VE YAPTIM"
Özgecan Aslan ve tüm şehitler için yapılan duanın ardından konuşan heykeltıraş Mehmet Aksoy, Özgecan’ın vahşice katledilmesinin tüm Türkiye’yi olduğu gibi kendisini de derinden etkilediğini belirterek, olaydan bir kaç gün sonra rüyasında böyle bir heykel gördüğünü söyledi. Gördüğü rüya sonrası uyanarak heykelin desenini çizdiğini anlatan Aksoy, "Tekrar uyudum, sabah kalktığımda güzel bir rüya gördüğümü sanıyordum. Meğer değilmiş, hakikaten geçe kalkıp bu deseni çizmişim. Çizdiğim desen ile bu heykel bire bir aynı. Sonra atölyede taşları aradım ve taşlar orada duruyordu. Çok enteresan bir şey oldu, sanki üçüncü bir el değdi sanki" dedi.
Sonrasında Mersin’e gelerek Özgecan’ın ailesi ile görüştüğünü ve durumu kendilerine anlattığını dile getiren Aksoy, onların da olumlu bakması üzerine bu heykelin ortaya çıktığını söyledi.
"ÖZGECAN’IN TAŞA YANSITTIĞIMIZ TIRNAK İZLERİNİ YÜREKLERİMİZDE HİSSEDELİM"
Heykelin bir kanadının gök yüzüne doğru uzadığını, ortasındaki boşluğun ise sonsuzluğa uzanan bir pencere gibi olduğunu, diğer kanadının da mezarın üzerinde Ögecan’ı korur gibi durduğunu ifade eden Aksoy, "Mezarlıklara çok önem veriyorum. Mezarlıkları, ölümle yaşamın barıştığı bir yer olarak görüyorum. Artık burada bütün hırslarımızdan kurtuluruz. Maddiyat ve maneviyat eşitleşir. Hırslarımızdan, kibirlerimizden vazgeçeriz. İnsana benzemeye başlarız. Özgecan’ın burada taşa yansıttığımız o tırnak izlerini, yüreklerimizde hissedelim istiyorum. Çünkü bugün de yine şehit haberleri aldık. Artık şehitlerimizi sayı ile anmaya başladık. Bu ölümler bitsin, kadına olan şiddet bitsin, bütün bu düşmanlıklar bitsin ve kardeşçe bu ülkede yaşayabilelim. Vicdanların gözü kör oldu. Onun gözünü belki sanat açar ve istiyorum ki, Özgecan sizin o güzel yüreklerinizden dünyayı seyretsin" diye konuştu.
"AZAN ZAMANIN VARDIR BİR BELASI. BU AZGINLIKTAN ARTIK VAZGEÇİLMESİ LAZIM"
Baba Mehmet Aslan ise Ögecan’ın kanatlarında ’ben ruhumla severim’ yazdığını dile getirerek, "Biz, bütün sevenleri Özegemi ebediyete uğurluyoruz. Tabi şehitler ölmez. Bugünler zor günler. Şehit haberleriyle, şehit acılarıyla üzülüyoruz, yıkılıyoruz, kahroluyoruz. ’Azan zamanın vardır belası a dostlar’ derler. Bu azgınlıktan artık vazgeçilmesi lazım. Vatan, sadece taştan, topraktan, ağaçlardan meydana gelen bir kavram değil. Hepimizin ruhunun birlikte inşa ettiği, yaşadığı bir candır. En büyük candır, canlı bir organizmadır. Cennet vatanımızda biz sevgiyi, barışı hep birlikte inşa etmeliyiz. Güvercinleri gök yüzünde uçuralım, turnalara yer açalım. Karanlıkların içerisinde yürüyen karanlık yürekliler, aydınlıklara çıkmaya cesaret edemiyorlar" ifadesini kullandı.
"EN BÜYÜK HAMURUMUZ İNANÇ HARCIDIR"
Atatürk’ün ’Türk’ün varlığı bu kötü alemi aydınlatacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek’ sözünü hatırlatan Aslan, "Demek ki, güneşin doğması çok yakın. Ben gaflet içerisinde, kendi hırs ve ihtirasının peşinde koşup, Anadolu’nun üzerine bir düzen kuranların bir an önce bundan vazgeçmesi gerektiğini söylüyorum. ’Sizden öncekilerden farklı bir şey mi başınıza gelecek?’ diyor Rabbimiz. Ve yine Allah buyuruyor, ’Ben ve peygamberlerim galip geleceğiz’ diyor. Eğer inanıyorsanız, doğusu ile batısı ile kuzeyi ile güneyi ile acıların ve ıstırapların en katmerlisini yaşayan Anadolu’nun güzel anneleri ve babalarına sesleniyorum; güneşi hep birlikte doğuralım. İstersen her şey gerçekleşir. Sen istersen güneş doğacak, sen istersen ölümler olmayacak. Hepimiz inançlı insanlarız. Hepimiz Allah’a inanıyoruz. Burada Kürdü, Türkü, Çerkezi, Acemi söz konusu değil. En büyük hamurumuz inanç harcıdır. Allah’a olan inancımız ve imanımız bizi bu topraklarda yeşertecek. Buna mani olmak isteyen o karabulutlar, aydınlıklarda ve aydınlıkların içindeki nurlarda küle dönecek, yok olacaklar" diye konuştu.
(İHA)
Mersin Şehir Mezarlığı’ndaki Özgecan Aslan’ın mezarı başına inşa edilen heykelin açılışına, Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, annesi Songül Aslan, kardeşleri Beste ve Barış ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu ve çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
"RÜYAMDA GÖRDÜM VE YAPTIM"
Özgecan Aslan ve tüm şehitler için yapılan duanın ardından konuşan heykeltıraş Mehmet Aksoy, Özgecan’ın vahşice katledilmesinin tüm Türkiye’yi olduğu gibi kendisini de derinden etkilediğini belirterek, olaydan bir kaç gün sonra rüyasında böyle bir heykel gördüğünü söyledi. Gördüğü rüya sonrası uyanarak heykelin desenini çizdiğini anlatan Aksoy, "Tekrar uyudum, sabah kalktığımda güzel bir rüya gördüğümü sanıyordum. Meğer değilmiş, hakikaten geçe kalkıp bu deseni çizmişim. Çizdiğim desen ile bu heykel bire bir aynı. Sonra atölyede taşları aradım ve taşlar orada duruyordu. Çok enteresan bir şey oldu, sanki üçüncü bir el değdi sanki" dedi.
Sonrasında Mersin’e gelerek Özgecan’ın ailesi ile görüştüğünü ve durumu kendilerine anlattığını dile getiren Aksoy, onların da olumlu bakması üzerine bu heykelin ortaya çıktığını söyledi.
"ÖZGECAN’IN TAŞA YANSITTIĞIMIZ TIRNAK İZLERİNİ YÜREKLERİMİZDE HİSSEDELİM"
Heykelin bir kanadının gök yüzüne doğru uzadığını, ortasındaki boşluğun ise sonsuzluğa uzanan bir pencere gibi olduğunu, diğer kanadının da mezarın üzerinde Ögecan’ı korur gibi durduğunu ifade eden Aksoy, "Mezarlıklara çok önem veriyorum. Mezarlıkları, ölümle yaşamın barıştığı bir yer olarak görüyorum. Artık burada bütün hırslarımızdan kurtuluruz. Maddiyat ve maneviyat eşitleşir. Hırslarımızdan, kibirlerimizden vazgeçeriz. İnsana benzemeye başlarız. Özgecan’ın burada taşa yansıttığımız o tırnak izlerini, yüreklerimizde hissedelim istiyorum. Çünkü bugün de yine şehit haberleri aldık. Artık şehitlerimizi sayı ile anmaya başladık. Bu ölümler bitsin, kadına olan şiddet bitsin, bütün bu düşmanlıklar bitsin ve kardeşçe bu ülkede yaşayabilelim. Vicdanların gözü kör oldu. Onun gözünü belki sanat açar ve istiyorum ki, Özgecan sizin o güzel yüreklerinizden dünyayı seyretsin" diye konuştu.
"AZAN ZAMANIN VARDIR BİR BELASI. BU AZGINLIKTAN ARTIK VAZGEÇİLMESİ LAZIM"
Baba Mehmet Aslan ise Ögecan’ın kanatlarında ’ben ruhumla severim’ yazdığını dile getirerek, "Biz, bütün sevenleri Özegemi ebediyete uğurluyoruz. Tabi şehitler ölmez. Bugünler zor günler. Şehit haberleriyle, şehit acılarıyla üzülüyoruz, yıkılıyoruz, kahroluyoruz. ’Azan zamanın vardır belası a dostlar’ derler. Bu azgınlıktan artık vazgeçilmesi lazım. Vatan, sadece taştan, topraktan, ağaçlardan meydana gelen bir kavram değil. Hepimizin ruhunun birlikte inşa ettiği, yaşadığı bir candır. En büyük candır, canlı bir organizmadır. Cennet vatanımızda biz sevgiyi, barışı hep birlikte inşa etmeliyiz. Güvercinleri gök yüzünde uçuralım, turnalara yer açalım. Karanlıkların içerisinde yürüyen karanlık yürekliler, aydınlıklara çıkmaya cesaret edemiyorlar" ifadesini kullandı.
"EN BÜYÜK HAMURUMUZ İNANÇ HARCIDIR"
Atatürk’ün ’Türk’ün varlığı bu kötü alemi aydınlatacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek’ sözünü hatırlatan Aslan, "Demek ki, güneşin doğması çok yakın. Ben gaflet içerisinde, kendi hırs ve ihtirasının peşinde koşup, Anadolu’nun üzerine bir düzen kuranların bir an önce bundan vazgeçmesi gerektiğini söylüyorum. ’Sizden öncekilerden farklı bir şey mi başınıza gelecek?’ diyor Rabbimiz. Ve yine Allah buyuruyor, ’Ben ve peygamberlerim galip geleceğiz’ diyor. Eğer inanıyorsanız, doğusu ile batısı ile kuzeyi ile güneyi ile acıların ve ıstırapların en katmerlisini yaşayan Anadolu’nun güzel anneleri ve babalarına sesleniyorum; güneşi hep birlikte doğuralım. İstersen her şey gerçekleşir. Sen istersen güneş doğacak, sen istersen ölümler olmayacak. Hepimiz inançlı insanlarız. Hepimiz Allah’a inanıyoruz. Burada Kürdü, Türkü, Çerkezi, Acemi söz konusu değil. En büyük hamurumuz inanç harcıdır. Allah’a olan inancımız ve imanımız bizi bu topraklarda yeşertecek. Buna mani olmak isteyen o karabulutlar, aydınlıklarda ve aydınlıkların içindeki nurlarda küle dönecek, yok olacaklar" diye konuştu.
(İHA)