Süper Lig’in 21. haftasında sahasında Atiker Konyaspor’u 2-0 mağlup eden Gençlerbirliği’nin Teknik Direktörü Ümit Özat, karşılaşma sonrası maçı değerlendirdi. Özat, kesinlikle inanmadığım bir şeyin arkasından gitmeyen bir karaktere sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Geldiğimizde futbolcularımızla taşın altına elimizi koyduk. Bu takımı buralara beraber getirdik. Oyuncularımızın kalitesinin yükselmesi, giden oyuncuların katkıları, iyi transferler yaptılar, iyi kazandılar, bunlar futbolda var. Bu kulübün kasasına 23 trilyon para girdi. Art niyetli olsaydım bu kulüpte yetiştiğimi unutup bırakıyorum derdim. Gençlerbirliği'ne bir Ümit değil, bin Ümit feda olsun.”
“Herkesle mücadele edecek gücüm var ama kimse ile kavga etmeye mecalim yok”
Transfer yapan futbolcuların takımdan ayrılmasının ardından bir süre kötü gidilebileceğini daha önce söylediğini hatırlatan Özat, “Bırakıp gitmek bize yakışmazdı. Herkesle mücadele edecek gücüm var ama kimse ile kavga etmeye mecalim yok. Öyle anılmak istemiyorum. Cavcav büyük kayıptı. Alınan oyuncuların maliyeti belli. Geçiş sürecine ihtiyacı var. Ben yarın da gidebilirim. Cavcav'ın, bu kulübün bir lirasını hak etmeden yemem, yedirmem. En pahalı transferimiz 400 bin Euro. Dos Santos'a 2 sene sonra 5 milyon Euro vermesinler futboldan elimi ayağımı çekerim. İnsanların niyetlerini çok iyi biliyorum. Umarım başkan babasının bıraktığı sancağı daha yukarıya taşıyacak” şeklinde konuştu.
“Tek derdim var çocuğuma helal ekmek götürmek”
Serdar ve Aydın ile ilgili gelen eleştiriler hakkında konuşan Özat, “Anne çocuğunun elindeki iki elmadan birini istiyor. Çocuk ikisini de ısırınca annesi vermeyeceğini düşünüyor ancak tatlı olanı annesine veriyor. Bize ön yargıyla bakılmasına gerek yok. Oyuncularım niye eleştirdiğimi biliyor. Serdar ve Aydın'ın daha iyi yerlere geleceğini biliyorum. Benim istediklerimi yaparsan, hedeflerine daha çabuk ulaşırsın, taraftara oynarsan yerinde sayarsın. Futbolcu küserse kendine yapar. Başarılı olmaları için konuştum. Aydın ve Serdar ile sözleşme uzatmak istiyoruz. Gençlerbirliği, Gençlerbirliğililerin olmalı, menfaatçilerin değil. Bu kulübe 9 yaşında girdim, gerçeklerini biliyorum. Yarın hangi çatlak seslerin çıkacağını da biliyorum. Tek derdim var çocuğuma helal ekmek götürmek. Bu kulübün babası gitmiş hala gölgesini arıyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.
Uğur Kan Yüksek - Cem Geçim
dikGAZETE.com