Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin, aralarında sözde yurtta sulh konseyi üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, beraberindeki Özel Kuvvetler askerleri ile Genelkurmay'ı basan ekibin başında bulunan sözde yurtta sulh konseyi üyesi eski kurmay albay Fırat Alakuş esasa ilişkin savunma yaptı.
Darbe girişiminden yaklaşık bir ay öncesine kadar Ankara dışında çalıştığını, bu göreve Aralık 2015'te yıllık izinde olduğu süreçte verilen emirle katıldığını beyan eden Alakuş, dolayısıyla darbe girişimi planlamasında yer almasının söz konusu olmadığını savundu.
Sanık Alakuş, olay gününde de yazılı olmayan bir emirle muhtemel terör saldırısına karşı Genelkurmay Karargahı'nın güvenlik maksatlı takviye edilmesi emrinin verildiğini iddia etti.
Alakuş, verilen emre ilişkin ön talimatın da sanıklar Halit Kazancı ve Murat Korkmaz'a dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı tarafından tebliğ edildiğini öne sürdü.
Genelkurmay'ın emniyetine ilişkin verilen emir doğrultusunda 15 Temmuz saat 17.00 sıralarında Akıncı Üssü'ne gittiğini, kendilerine eski gazino olarak adlandırılan bir yerin tahsis edildiğini anlatan Alakuş, beraberindeki askerlerle hazırlıklarını burada gerçekleştirdiklerini bildirdi.
"Fırat'a söyle tatbikata başlasınlar"Akıncı'da oldukları süreçte Genelkurmay'da terör saldırılarına ilişkin bir toplantı yapıldığını belirten Alakuş, "Saat 19.00 sıralarında (Zekai) Aksakallı, Genelkurmay'daki terörle ilgili bir toplantıya katılıyor. Toplantıdan çıkınca Ümit Bak'a, 'Fırat'a söyle tatbikata başlasınlar.' diyor. Ben bu durumu ilk ifademde de söylemiştim. Bak ile görüşmemizden sonra Genelkurmay'a intikalimiz başlıyor." diye konuştu.
Eski albay Bak ile görüşmesinden sonra beraberindeki askerlerle otobüse binerek Akıncı'dan ayrıldıklarını kaydeden Alakuş, Genelkurmay'da komuta katına çıkarak emniyet maksatlı tedbirler aldıklarını ileri sürdü.
Alakuş, "Saat 21.22'de Genelkurmay nizamiyesinden giriyoruz. Genelkurmay'ın bu konudan haberi olmasa, değil beni bir kediyi bile içeri almazlar. Girişten sonra komuta katını güvenlik altına alıyoruz. Bir kişiyi emniyete alacaksanız ilk önce yere yatırırsınız. Darbe yapmak için yere yatırmak diye bir husus yok. Elimizde yazılı bir isim listesi yok, personel tamamen kendi inisiyatifiyle işlem yaptı. Komuta katının emniyete alınmasından sonra da Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in emir subayı tarafından tahliye edildiği bilgisini aldık. Daha sonra güney nizamiyede çatışma haberleri geldi. O sırada ne olduğu belli değil. Bir süre sonra da Kara Kuvvetleri Komutanı (Orgeneral Salih Zeki Çolak) ve kurmay başkanının karargaha gelişi var." şeklinde savunma yaptı.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Çolak'ın yere yatırılış emrini kim verdi?" sorusu üzerine Alakuş, "Astsubay Serhat Pasha verdi." dedi.
Alakuş, Güler'in helikoptere götürülüş emrinin de Pasha tarafından Özel Kuvvetler askerlerine iletildiğini kaydetti.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com