NATO Askeri Komitesi Genelkurmay Başkanları Konferansı İstanbul Beşiktaş’taki Conrad Otel’de başladı.
Konferansta konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, DAEŞ’in faaliyetlerinin NATO güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, “Suriye ve Irak’ın durumdan faydalanan PKK uluslararası camianın gözünde meşruiyet kazanmaya çalışmaktadır” dedi.
İstanbul’da, 11-13 Eylül 2015 tarihleri arasında Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen NATO 2015 Askerî Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından organize edilmiş en kapsamlı uluslararası askeri toplantılardan biri olan konferansa, NATO’ya üye 28 ülkenin Genelkurmay Başkanları’nın ve bu ülkeleri temsilen Brüksel / Belçika’da konuşlu NATO Karargâhı’nda görevli Askerî Temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
İstanbul’da icra edilen NATO 2015 Askerî Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı’na, NATO Askerî Komite Başkanı sıfatıyla İttifakın en üst düzey askeri yetkilisi ve sözcüsü olarak Çek Cumhuriyeti Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Petr Pavel, NATO adına baş katılımcı olarak katıldı.
NATO Askeri Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı’nın açılışında konuşmasını yapan NATO Askeri Komite Başkanı ve Çek Cumhuriyeti eski Genelkurmak Başkanı Petr Pavel, "Öncelikle ev sahibimiz TSK Komutanı Hulusi Akar’a teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Bu cömert ev sahipliğiniz ve mükemmel organizasyon için çok teşekkür ederim. Göstermiş olduğunuz bu ev sahipliği, Türkiye olarak ittifağımıza vermiş olduğunuz güçlü desteği göstermektedir. Geçen sene Galler’deki konferansta, Doğu Ukrayna’daki kriz ve çatışma tırmanıyordu. Güney kanattaki gelişmekte olan güveni zafiyet ve zorlukları tartışmalarımızın kilit noktaları olacak. Bu yüzden İstanbul’un konferans için çok doğru bir yer olduğunu düşünüyorum" dedi.
“NATO’NUN GÜNEY VE KUZEYİ’NDE ÇIKAN TEHDİTLER KÜRESEL GÜVENLİĞİ TEHDİT EDİYOR”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da, katılımcıları selamlayarak, "Bu konferans vesilesiyle doğru zamanda, doğru bir yerde bir araya geldik. Burası doğru yer diyorum, çünkü Türkiye şu anda NATO’yu etkileyen üç büyük krize komşu olan tek NATO üyesidir. Bu krizlerden kastım Suriye, Irak, Ukrayna krizleridir. NATO’nun güney ve doğu kanatlarında ortaya çıkan bu tehditler sizin de bildiğiniz gibi sadece bölgeyi değil aynı zamanda küresel güvenlik ortamını da etkilemektedir. Bu sebepten dolayı NATO’nun ittifakın güvenlik ve emniyetini bu ortam içerisinde nasıl güvence altına alacağını tartışmanın da tam vaktidir” dedi.
“DAEŞ’İN FAALİYETLERİ NATO GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR”
Orgeneral Akar, “Sizin de bildiğiniz gibi Suriye deki çatışmalar 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana dünya üzerinde yaşanmış olan en büyük insani felaket olarak tanımlanabilir. 2011’den bu yana ikili ve çok taraflı tartışmalar Suriye ile bağlantılı olarak dostlar ve ittifak içerisinde görüşülmekte ve tartışılmaktadır. Ama bütün bunlara rağmen henüz bu ana kadar önleyici tedbirler uygun şekilde alınamamıştır. Ne yazık ki Suriye artık büyük bir karmaşa için ve çıkmaza sürüklenmiştir. Bu durum bütün dünyayı etkileyecek neticelerle bir Suriye krizine dönüşmüştür. Aynı zamanda görüyoruz ki, yabancı terörist savaşçılar da alarma düzeyinde hepimize bir tehdit teşkil eder hale gelmiş ve gittikçe artan bir ciddiyet kazanmıştır. Özellikle DAEŞ şimdiye kadar görülmüş en barbar terörist grup olarak hem bölgeye hem de küresel istikrara doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır. DAEŞ’in faaliyetleri Türkiye sınırında gerçekleşmekte ve ciddi olarak NATO’nun güvenliğini de tehdit etmektedir. Bu çerçevede ulusal çabalarımızın ötesinde Türkiye uluslararası koalisyonla beraber DAEŞ’e karşı mücadelesin sürdürmekte kararlıdır. Mülteci sorunu çerçevesinde Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye ve Suriyelilere sağladığı yardımlar ve desteğe devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“SURİYE VE IRAK’IN DURUMU PKK’YA MEŞRUİYET KAZANDIRMAKTA”
Orgeneral Akar, “Bu çerçevede Türkiye 2 milyon Suriyeli ve Iraklıya ev sahipliği yapmakta ve şu ana kadar 6 milyar doları temel ihtiyaçlarını karşılamak için harcamıştır. Bu çerçevede Türkiye PKK terör örgütüyle olan mücadelesine de devam etmektedir. PKK terör örgütü bölgesel güvenliğe de bir tehdit teşkil etmektedir. Suriye ve Iraktaki durumdan faydalanan PKK uluslararası camianın gözünde meşruiyet kazanmaya çalışmaktadır. Ama bu esnada yaşlı kadın erkek ve çocukları öldürmeye acımasız saldırılar düzenlemeye masum insanların hayatını almaya devam etmektedir. Suriye ve Iraktaki kriz komşu ülkeler için ve de koalisyonun aktif olarak mücadele yürüten üyeleri için daha kapsamlı ve karmaşık bir sorun haline dönüşmeye başlamaktadır. Eğer bizler şu anda bu tehditlere bir cevap vermeyecek olursak kendimizi çok daha ciddi problemlerle karşı karşıya bulabiliriz. Daha fazla göç daha fazla mülteci daha fazla terör saldırısı daha azla çatışmayla kendi kendimizi karşı karşıya buluruz. Kendi ülkelerimizi refah ve huzurunu bozan bir istikrarsızlıkla karşılaşırız. Diğer taraftan Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmada ittifakımız ve bölgemizi etkilemektedir. Son olarak bu konferansın bütün bu değişen güvenlik ortamına uygun tartışmaları beraberinde getireceği ve NATO için verimli ve yapıcı neticeler ortaya koyacağına inancımı bir kere daha vurgulamak isterim” diye konuştu.
(İHA)
Konferansta konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, DAEŞ’in faaliyetlerinin NATO güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, “Suriye ve Irak’ın durumdan faydalanan PKK uluslararası camianın gözünde meşruiyet kazanmaya çalışmaktadır” dedi.
İstanbul’da, 11-13 Eylül 2015 tarihleri arasında Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen NATO 2015 Askerî Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından organize edilmiş en kapsamlı uluslararası askeri toplantılardan biri olan konferansa, NATO’ya üye 28 ülkenin Genelkurmay Başkanları’nın ve bu ülkeleri temsilen Brüksel / Belçika’da konuşlu NATO Karargâhı’nda görevli Askerî Temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
İstanbul’da icra edilen NATO 2015 Askerî Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı’na, NATO Askerî Komite Başkanı sıfatıyla İttifakın en üst düzey askeri yetkilisi ve sözcüsü olarak Çek Cumhuriyeti Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Petr Pavel, NATO adına baş katılımcı olarak katıldı.
NATO Askeri Komite Genelkurmay Başkanları Konferansı’nın açılışında konuşmasını yapan NATO Askeri Komite Başkanı ve Çek Cumhuriyeti eski Genelkurmak Başkanı Petr Pavel, "Öncelikle ev sahibimiz TSK Komutanı Hulusi Akar’a teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Bu cömert ev sahipliğiniz ve mükemmel organizasyon için çok teşekkür ederim. Göstermiş olduğunuz bu ev sahipliği, Türkiye olarak ittifağımıza vermiş olduğunuz güçlü desteği göstermektedir. Geçen sene Galler’deki konferansta, Doğu Ukrayna’daki kriz ve çatışma tırmanıyordu. Güney kanattaki gelişmekte olan güveni zafiyet ve zorlukları tartışmalarımızın kilit noktaları olacak. Bu yüzden İstanbul’un konferans için çok doğru bir yer olduğunu düşünüyorum" dedi.
“NATO’NUN GÜNEY VE KUZEYİ’NDE ÇIKAN TEHDİTLER KÜRESEL GÜVENLİĞİ TEHDİT EDİYOR”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da, katılımcıları selamlayarak, "Bu konferans vesilesiyle doğru zamanda, doğru bir yerde bir araya geldik. Burası doğru yer diyorum, çünkü Türkiye şu anda NATO’yu etkileyen üç büyük krize komşu olan tek NATO üyesidir. Bu krizlerden kastım Suriye, Irak, Ukrayna krizleridir. NATO’nun güney ve doğu kanatlarında ortaya çıkan bu tehditler sizin de bildiğiniz gibi sadece bölgeyi değil aynı zamanda küresel güvenlik ortamını da etkilemektedir. Bu sebepten dolayı NATO’nun ittifakın güvenlik ve emniyetini bu ortam içerisinde nasıl güvence altına alacağını tartışmanın da tam vaktidir” dedi.
“DAEŞ’İN FAALİYETLERİ NATO GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR”
Orgeneral Akar, “Sizin de bildiğiniz gibi Suriye deki çatışmalar 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana dünya üzerinde yaşanmış olan en büyük insani felaket olarak tanımlanabilir. 2011’den bu yana ikili ve çok taraflı tartışmalar Suriye ile bağlantılı olarak dostlar ve ittifak içerisinde görüşülmekte ve tartışılmaktadır. Ama bütün bunlara rağmen henüz bu ana kadar önleyici tedbirler uygun şekilde alınamamıştır. Ne yazık ki Suriye artık büyük bir karmaşa için ve çıkmaza sürüklenmiştir. Bu durum bütün dünyayı etkileyecek neticelerle bir Suriye krizine dönüşmüştür. Aynı zamanda görüyoruz ki, yabancı terörist savaşçılar da alarma düzeyinde hepimize bir tehdit teşkil eder hale gelmiş ve gittikçe artan bir ciddiyet kazanmıştır. Özellikle DAEŞ şimdiye kadar görülmüş en barbar terörist grup olarak hem bölgeye hem de küresel istikrara doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır. DAEŞ’in faaliyetleri Türkiye sınırında gerçekleşmekte ve ciddi olarak NATO’nun güvenliğini de tehdit etmektedir. Bu çerçevede ulusal çabalarımızın ötesinde Türkiye uluslararası koalisyonla beraber DAEŞ’e karşı mücadelesin sürdürmekte kararlıdır. Mülteci sorunu çerçevesinde Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye ve Suriyelilere sağladığı yardımlar ve desteğe devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“SURİYE VE IRAK’IN DURUMU PKK’YA MEŞRUİYET KAZANDIRMAKTA”
Orgeneral Akar, “Bu çerçevede Türkiye 2 milyon Suriyeli ve Iraklıya ev sahipliği yapmakta ve şu ana kadar 6 milyar doları temel ihtiyaçlarını karşılamak için harcamıştır. Bu çerçevede Türkiye PKK terör örgütüyle olan mücadelesine de devam etmektedir. PKK terör örgütü bölgesel güvenliğe de bir tehdit teşkil etmektedir. Suriye ve Iraktaki durumdan faydalanan PKK uluslararası camianın gözünde meşruiyet kazanmaya çalışmaktadır. Ama bu esnada yaşlı kadın erkek ve çocukları öldürmeye acımasız saldırılar düzenlemeye masum insanların hayatını almaya devam etmektedir. Suriye ve Iraktaki kriz komşu ülkeler için ve de koalisyonun aktif olarak mücadele yürüten üyeleri için daha kapsamlı ve karmaşık bir sorun haline dönüşmeye başlamaktadır. Eğer bizler şu anda bu tehditlere bir cevap vermeyecek olursak kendimizi çok daha ciddi problemlerle karşı karşıya bulabiliriz. Daha fazla göç daha fazla mülteci daha fazla terör saldırısı daha azla çatışmayla kendi kendimizi karşı karşıya buluruz. Kendi ülkelerimizi refah ve huzurunu bozan bir istikrarsızlıkla karşılaşırız. Diğer taraftan Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmada ittifakımız ve bölgemizi etkilemektedir. Son olarak bu konferansın bütün bu değişen güvenlik ortamına uygun tartışmaları beraberinde getireceği ve NATO için verimli ve yapıcı neticeler ortaya koyacağına inancımı bir kere daha vurgulamak isterim” diye konuştu.
(İHA)