GAZİANTEP
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Organ Nakli Merkezi sorumlu nefroloğu Doç. Dr. Selman Ünverdi, "Yapılan çalışmalar, böbrek nakli listesinde bekleyen, böbrek nakli için arzusu olan hastaların yaşam sürelerinin, aynı yaş grubundaki liste dışı hastalara göre daha uzun olduğunu göstermiştir." dedi.
Ünverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de özellikle böbrek nakillerinin çoğunlukla canlı vericilerden alınan organlarla yapıldığını, Avrupa'da ise bunun tam tersi olduğunu söyledi.
Avrupa'nın, bu sorunu kadavradan nakilleri artırarak çözdüğünü belirten Ünverdi, "Türkiye'de 2018 yılında şu ana kadar yaklaşık 3 bin 200 civarında böbrek nakli yapmışız. Bunun 700'ü kadavradan, geriye kalan kısmı ise canlı vericilerden yapılmış. Oran neredeyse dörtte bir civarında. Avrupa'da ise bu tam tersi. Yapılan her 4 nakilden 3'ü kadavradan, biri canlıdan yapılıyor." dedi.
Ünverdi, Türkiye'de yıllık ortalama 2 bin civarında beyin ölümü raporlandığını, bunun da hepsinin bağışçı olması durumunda 4 bin hastaya nakil anlamına geldiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Ama biz bunun ancak 700 tanesinden faydalanabiliyoruz. Avrupa'da eğer bir kişi organ bağışçısıysa beyin ölümü gerçekleşmesi durumunda başka kimseye sorulmadan, sadece bilgi verilerek organları alınıyor. Türkiye'de de yasal bir düzenlemeyle kişinin yaptığı organ bağışı bir vasiyet olarak kabul edilip, kendisinden sonra ikinci bir onaya gerek duyulmaksızın bu uygulanabilir. Organ bağışını teşvik edici uygulamalar yapılabilir. Kadavradan böbrek nakillerinin artması bizim en büyük temennimiz."
"Organ bağışı vasiyet olarak kabul edilmeli"Canlıdan yapılan böbrek nakillerinde dünyada ve Türkiye'deki başarı ortalamasının yüzde 95, kadavradan yapılan nakillerde de yüzde 89-90 civarında olduğuna dikkati çeken Ünverdi, bunların yüksek başarılar olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Ünverdi, böbrek nakli olmuş hastaların ortalama yaşam sürelerinin, diyalize girenlerden her yaş grubunda iki kat daha yüksek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"İki böbreği olan insanlarda 15 yıl içerisinde diyalize girme riski binde 4 olarak değerlendiriliyor. Bir böbreğini nakil için veren kişilerde ise bu oran binde 5-6 civarında. Çok minimal bir risk artışı söz konusu ama bu böbrek nakli yapılmasına engel bir risk değil. Böbrek nakli listesi var. Kadavradan nakil bekleyen hastalar var. Ülkemizde 75 bin civarında diyalize giren hasta var. 22 bin insan kayıt listesinde bekliyor. Bunun anlamı 50 bin insan kayıt listesine yazılmak istemiyor, umutlu olmadığı için. Çünkü ülkemizde kadavradan nakil için ortalama 9 yıl beklenmesi gerekiyor. Yapılan çalışmalar, böbrek nakli listesinde bekleyen, böbrek nakli için arzusu olan hastaların yaşam sürelerinin, aynı yaş grubundaki liste dışı hastalara göre daha uzun olduğunu göstermiştir. Hayata umutla bağlanmak, yaşam süresini pozitif yönde etkiliyor. İnsanların umutsuzluğa girmelerini azaltmak da görevlerimiz arasında. Eğer biz kadavradan nakil için bekleme süresini yarı yarıya azaltırsak listelerde bekleyen insanların sayılarını yarı yarıya artırmamız söz konusu olabilir. Diyalize girse bile umudu olan insanların daha uzun yaşadığını gösterebiliyorsak, neden insanları bundan mahrum edelim."
Amaçlarının insanların umudunu diri tutmak olduğunu vurgulayan Ünverdi, bunun için de kadavradan organ nakillerinin artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com