USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Politika

"Onları dürüstlüğe davet ediyorum"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Silahlı Kuvvetlerimizin top atışları angajman kurallarının uygulanmasıdır, işletilmesidir. Bunu kalkıp ’Suriye’deki Kürtlerin vurulması’ diye ifade edenler, önce dürüst davransınlar, onları ben...

"Onları dürüstlüğe davet ediyorum"
16-02-2016 23:44
Google News
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Silahlı Kuvvetlerimizin top atışları angajman kurallarının uygulanmasıdır, işletilmesidir. Bunu kalkıp ’Suriye’deki Kürtlerin vurulması’ diye ifade edenler, önce dürüst davransınlar, onları ben dürüstlüğe davet ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye çalışma ziyareti gerçekleştiren Yemen Cumhurbaşkanı Mansur Hadi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. Baş başa görüşen iki lider daha sonra düzenledikleri basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Yemen Cumhurbaşkanı Hadi’yi Türkiye’de misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "İnşallah bu ziyaretin iki ülke arasındaki kadim dostluğun, muhabbetin ve dayanışmanın daha da güçlenmesine vesile olmasını diliyorum. Yemen’in bizim ve milletimizin gönlünde özel bir yeri var. Yemen’le türkülerimize, atasözlerimize kadar sirayet etmiş yüzyıllara sari bir kardeşliği, ortak bir tarihi paylaşıyoruz" dedi.

"YEMEN SON DÖNEMDE MAALESEF ZOR VE SIKINTILI GÜNLER YAŞIYOR"
Türkiye hiçbir zaman Yemen’in, Yemenli kardeşlerinin acısına, sıkıntısına bigane kalmadığını belirten Erdoğan, "Bu tarihte nasıl böyleyse bugün de aynıdır. Yemen son dönemde maalesef zor ve sıkıntılı günler yaşıyor. Bölgenin birçok ülkesinde olduğu gibi Yemenli kardeşlerimizin demokrasi, özgürlük, hak ve adalet talebi boğulmaya çalışılıyor. Mezhebi ayrımlar körüklenerek ülke büyük bir yıkımın eşiğine getirildi" ifadelerini kullandı.
Yemen’in tıpkı Türkiye gibi farklı mezheplerin, farklı yapıların yüzyıllardır bir arada, barış içinde yaşadığı bir ülke olduğunu söyleyen Erdoğan, "Farklı mezhepler bizler için tehlike ve tehdit değil tam tersine bir zenginlik olmuştur. Biz Yemen’in inşallah bu sıkıntılı süreci de atlatacağına, barış, huzur ve istikrarı yeniden yakalayacağına inanıyoruz. Tersi tüm çabalara rağmen Yemenli kardeşlerimizin hoşgörü ve bir arada yaşama noktasında gösterdiği hassasiyet ümitvar olmamız için yeterlidir. Türkiye bu sıkıntılı günlerinde Yemen’in yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir. İnşallah bundan sonra da hiçbir ayrım yapmadan tüm Yemenli kardeşlerimizi kucaklamaya, onlara destek olmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"YEMEN’DE MEŞRU DEVLET OTORİTESİNİN YENİDEN TESİSİNİ ARZU EDİYORUZ"
Yemenli mevkidaşı Hadi ile baş başa ve heyetler arası görüşmeleri gerçekleştirdiklerini, Yemen ve bölgedeki son gelişmeleri ele aldıklarını belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim Hadi önderliğinde Yemen’de meşru devlet otoritesinin yeniden tesisini arzu ediyoruz" dedi.
Erdoğan, Yemen’deki soruna siyasi çözüm bulmaya yönelik çabaların sürdüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Sorunlara kalıcı çözüm bulunması ancak siyasi diyalog ve meşru devlet makamlarına saygı temelinde bir mutabakatla mümkündür. Bu çerçevede 2216 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının tüm taraflarca uygulanması çok önemlidir. Birleşmiş Milletler himayesinde Aralık 2015’te İsviçre’de gerçekleştirilen görüşmeleri bu anlamda değerli bir adım olarak görüyoruz. İnkıtaa uğrayan bu görüşmelerin devam etmesini temenni ediyoruz. Bölge ülkelerine güvenlik hissi aşılayan Yemenli tüm tarafları tatmin edecek kapsayıcı bir çözüme ihtiyaç var. Bu amaçla inşallah biz de gayretlerimizi, desteklerimizi, çabalarımızı sürdüreceğiz."

TÜRKİYE’DEN YEMEN’E 6 BİN TONLUK İNSANİ YARDIM MALZEMESİ
Yaşanan son olayların Yemen’de insani krize neden olduğuna dikkat çeken Erdoğan, ülkede insani durumun kötüleşmesinin ardından Türkiye’nin gerek Yemen’e gerekse Yemenli mültecilerin bulunduğu Cibuti’ye insani yardımlar gönderdiğini belirtti.
3 gün önce de 6 bin tonluk insani yardım malzemesi taşıyan bir Türk gemisinin Mersin Limanı’ndan hareket ettiğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşallah 21’inde Aden’de olacak. Sivil toplum kuruluşlarımız da buralardaki yardım faaliyetleriyle Yemenli ihtiyaç sahiplerinin yaralarına derman olmaya çalışıyor. Ben bu vesileyle tüm uluslararası kuruluşlara yaşanan drama sessiz kalmaları konusunda çağrıda bulunmak istiyoruz. Duamız ve temennimiz kardeş Yemen’in hak ettiği barış, huzur ve istikrara en kısa sürede kavuşmasıdır. Yemen’e bundan sonra da her alanda desteğimizin süreceğini ifade ediyorum. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez Ülkelerine verdikleri destek sebebiyle onlara da şükranlarımı ifade etmek istiyorum."

PYD VE YPG’YE YÖNELİK TOP ATIŞLARI
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PYD ve YPG’ye yönelik operasyonlarda hedeflenen amaca ulaşıldı mı? Bundan sonraki süreçte de bunların devamı söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine, "Şuanda Rusya’nın Suriye’de rejimle birlikte acımasızca sivil halkı öldürmeye yönelik operasyonları devam ediyor. Burada yedinden yetmişse sivil halka acımasızca yapılan bu saldırıların hedefi PYD’ye yönelik orada bir kuşak oluşturmaktır ve burada işin kara boyutunu da YPG ile yürütmektedir. Buradan özellikle Batılı dostlarımıza tekrar sesleniyorum, PYD ve YPG birer terör örgütüdür ve bu terör örgütlerinin bu tür bir yapılanmaya gitmelerine vesile olanları tarih affetmeyecektir. PKK terör örgütünü bu şekilde kabul edenler şunu bilmelidir ki PYD de YPG de, ki YPG, PYD’nin silahlı bir gücüdür ve bunlar birer terör örgütüdür. Kimse bunu farklı yere çekmeye kalkmasın. Zaman içerisinde biz bunlara zaten bütün belgelerini bunların verdik. Belgeleri vermemize rağmen bunlar hala Suriye ve Irak’ta ne yazık ki aynı oyunu oynuyorlar" karşılığını verdi.

"NEREDEYDİ BU ADAMLAR, BATI NEREDEYDİ?"
"DAİŞ bizim için nasıl bir terör örgütüyse PYD de YPG de öyle bir terör örgütüdür, aynı şekilde DHKP-C’si de öyle bir terör örgütüdür" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunlara karşı biz koalisyon güçleriyle bir hareketin içerisindeyiz ama ne yazık ki koalisyon güçleri şuanda attıkları bazı adımlarla örneğin telefon açıp bizim ülkemize yönelik saldırılar karşısında, Silahlı Kuvvetlerimizin top atışlarını ki bu angajman kurallarının uygulanmasıdır, işletilmesidir, bunu kalkıp ’Suriye’deki Kürtlerin vurulması’ diye ifade edenler, önce dürüst davransınlar, onları ben dürüstlüğe davet ediyorum. Dürüst davranmıyorlar. Suriye’nin kuzeyinden kaçıp gelenler, Suriye’de rejimin daha düne kadar orada yaşayan Kürtlere pasaport dahi vermediğin, kimlik dahi vermediğini kime anlatacaklar. 5 yıl öncesine kadar Esed’e ’Bunlar senin vatandaşın değil mi bunlara niçin bunlara kimlik kartını, pasaport vermiyorsun’ diyen benim, bizzat kendisine söyleyen kişiyim. Neredeydi bu adamlar, bu Batı neredeydi? Biz bunları yaşamış birisiyiz, bunları biliyoruz. Dolayısıyla şuanda PYD olarak bu yapılanma rejimin orada ortaya çıkardığı bir yapılanmadır. YPG aynı şekilde rejimin ortaya çıkardığı bir yapılanmadır, DAİŞ aynı şekilde. Bunlar müşterek çalışıyorlar, ortak çalışıyorlar ve bu ortak çalışmanın neticesinde ne yazık ki Suriye’de 400 bine yakın insan öldürüldü. Şimdi de Suriye’de rejim ne yazık ki Rusya ile elele vermek suretiyle orada Müslümanları insanları öldürmeye devam ediyor. Bunların yanında yer alanlara da tabi ’Herhalde siz de buradan nasibinizi alırsınız’ diye, onlara da buradan sesleniyor."

"BU TABİİ Kİ YENİ DÖNEMİN BİR FATİHASIDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yemenli bir gazetecinin Türkiye’nin şuanda Aden Limanı’na doğru giden bir insani yardım gemisini hatırlatarak, "Acaba bu Türkiye’nin Yemen halkına desteğinin yeni döneminin bir Fatihası mıdır?" sorusuna ise "Bu tabii ki yeni dönemin bir Fatihasıdır. Bunun arkasından AFAD teşkilatımız, tüm diğer teşkilatlarla el ele vermek suretiyle diğer ikinci, üçüncü gemileri göndermeye devam edecektir. Bir de 16 bin kadar yaralının olduğunu söyledi Sayın Cumhurbaşkanı, buna yönelik de ilk etapta Aden’de -Sağlık Bakanımıza da söyledik- bir sahra hastanesi kurmak suretiyle inşallah buradan doktorlarımızı da göndererek yaralı tedavisini yerinde yapalım istiyoruz. Eğer Tais sulhu süküna kavuşursa ikinci bir sahra hastanesini de Taiz kurmak suretiyle orada da yine aynı şekilde tedavileri yaygınlaştıralım istiyoruz. Bunun için Sağlık Bakanlığımız da gerekli notlarını aldı, onlar da çalışmalarını sürdürecekler" yanıtını verdi.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ