Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, paralel devlet yapılanmasıyla mücadele konusunda, "Şahıs olarak onlar beni çok iyi tanıyor. Ben de onları çok iyi tanıyorum. Onlar Tayyip Erdoğan’a ihanet ettiler. Ben onlara ihanet etmiyorum. Ben sadece milletin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV ve Ahaber ortak yayınında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Fransa’da sokağa çıkma yasaklarını değerlendiren Erdoğan, "Fransız vatandaşı sokağa çıkma yasağıyla ilgili ’Devlet benim güvenliğim için bu kararı aldı’ diyor. Olaya buradan bakmak gerekiyor. Ama bizdekiler -maalesef siyasetin kirli yanı var- oraya batanların açıklamalarıyla hareket ediyor. Acaba bir yerel yönetim sorumlusu, olduğu yeri kanallarla delik deşik eder mi? Orada terör estirmek için değil enerji hattı geçirmek için eder. Bunu belediyenin iş makinalarıyla yapıyor bunlar. Bu yönettiğin ilçe halkına zulümdür. İçine bombalar yerleştiriliyor. Vakti saati geldiğinde de patlatıyorlar. Kesinlikle terörün estirildiği bu bölgelerde devletimiz sonuç alana kadar bunlara ara vermeyecektir. Kimse bunu bizden beklemesin. Buralarda hangi ilçe olursa olsun sokağa çıkma yasağı ilan edildiği anda sonuç alınıncaya kadar bütün aramalar hepsi devam edecektir. Huzur oraya geldiği anda ondan sonra buna ara verilecektir" ifadelerini kullandı.
"BU MİLLETİN GENLERİNDE BU YOK"
Dün akşam İstanbul’da oynanan Türkiye-Yunanistan dostluk maçı öncesi yaşananlara ilişkin konuşan Erdoğan, "Bakıyorsunuz orada saygı duruşu, saygının duruşunun ardından istiklal marşlarına geçiliyor. Orada tabi birkaç yüz olabilir herhalde kendini bilmez ıslıklamaya başlıyor. Bu olacak bir iş değil. Biz bir ülkenin istiklal marşına karşı saygı gösteremeyecek kadar tahammülsüz bir millet değiliz. Bu milletin genlerinde bu yok. Aynı şeyi bize karşı başkaları yapsa biz buna nasıl bakarız? Dinlersin sakin bir şekilde olur biter. Biz dostluk maçı yapıyoruz ve bunlar bizim ülkemizde misafir. Türk milleti misafirine kim olursa olsun böyle davranmaz. Bu tür şeylerde asla duygusallığa yer olamaz" dedi.
"TÜRKİYE’DE ŞU ANDA DAİŞ MİLİTANI YOK’ DİYE BİR İDDİANIN İÇİNDE DEĞİLİZ"
Terör örgütü DAİŞ’le mücadeleye ilişkin konuşan Erdoğan, "Türkiye’de şu anda DAİŞ militanı yok’ diye bir iddianın içerisinde değiliz. Fransa’dan, İngiltere’den, Almanya’dan Suriye’ye gelen yabancı savaşçılar var. Biz burada MİT, emniyet istihbaratı olarak diğerlerine göre hızlı çalıştık. Hızlı çalışmamış olsaydık bu tespitleri, yakalamaları yapamazdık. Bu ara İstanbul çok önemli bir elemanı yakaladı DAİŞ’ten. Bu konularda bizim hassasiyetimiz onlarda olsaydı belki de bu durum olmazdı. Terör olayı karşısında bütün ülkelerin takınacağı tavır çok çok farklı. Bize bazı şeyler bildirilmiş olsa bu bizden Suriye’ye geçemez. Size bilgi gelirse o bilgi üzerine gidersiniz. Bilgi size gelmezse ne yapacağız? Turistik giriş çıkışı engelleyebilir misin? O zaman bizim Türkiye olarak kalkıp kapılarda OHAL ilan etmemiz lazım. Ondan sonra ’Seyahat hürriyeti Türkiye’de yasaklanmıştır’ diye bağıracaklar. Biz şu anda emniyetle ilgili yürüttüğümüz adımları atmaya devam ediyoruz. Ama AB üyesi ülkeler özellikle yeterince bilgiyi Türkiye’ye aktarırlarsa Türkiye bunun gereğini her zaman yapar" açıklamalarında bulundu.
"OBAMA İLE BİRKAÇ GÖRÜŞME YAPTIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama ile birkaç görüşme yaptığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Obama ile birkaç görüşme yaptım. Bütün görüşmelerle birlikte DAİŞ olayının aslı DAİŞ. Bakıyorsunuz Türkiye’de hala bazı çevreler IŞİD’i kullanıyor. Yanlış. DAİŞ olarak yaklaşırsak bunu bir örgüt olarak telakki etmiş oluruz. İslam’ı bunun içine hiç sokmamış oluruz. Böyle yaklaşmamız lazım. Sayın Obama da bunu yakalamış vaziyette. O şekilde ifade etti. DAİŞ ile mücadele burada bundan sonraki süreçte neleri yapmamız lazım, özel görüşmede buna benzer şeyleri aramızda telaffuz ettik. Aynı şeyi Sayın Putin’le bu görüşmeleri yaptık. Bunları yapmaya da devam edeceğiz. Bu ara bu işlere öyle fazla ara veremeyiz. Telefon diplomasisi olsun, özel temsilcilerimiz olsun bu mekanizmaları iyi kullanmak suretiyle bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz."
PARALEL DEVLET YAPILANMASIYLA MÜCADELE
Paralel devlet yapılanmasıyla mücadele konusunda da açıklama yapan Erdoğan, "Şu anda orada biliyorsunuz bir hukuk bürosuyla hükümet olarak çok ciddi anlaşmamız var. Öyle zannediyorum ki çok kısa bir zaman içerisinde o da neticesini vermeye başlayacak. Şu anda açıklamam doğru değil. Attığımız bazı özel adımlar var ki bu adımlar da onlara çok daha farklı bir geleceği yaşatacak. Şahıs olarak onlar beni çok iyi tanıyor. Ben de onları çok iyi tanıyorum. Onlar Tayyip Erdoğan’a ihanet ettiler. Ben onlara ihanet etmiyorum. Ben sadece milletin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum. Bu ülkenin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum. Yalnız dahi kalsam sonuna kadar bunu sürdüreceğimi söyledim. Bütün bu mücadeleyi hukuk içerisinde sürdürüyoruz. Medyada olanlar, ’1 kuruş ben dışarıya para kaçırmadım.’ Gel o zaman niye kaçıyorsun? Eğer bir sıkıntın yoksa gel, niye gidiyorsun? İlgili birimler çalışmalarını yürütüyor. Hukuki süreç yerli yerine oturuyor" diye konuştu.
"AMERİKAN DEVLETİNİ SÖĞÜŞLÜYOR BUNLAR"
Sunucunun "Artık inlerine girildi diyebilir miyiz?" sorusuna Erdoğan, "Yok giriliyor. Daha alınacak çok mesafeler var. Devletin kurumları içerisinde ciddi bir yerleşim olmuş. Öyle sıradan bir olay değil. Bunların bir taraftan temizlenmesi, yasal düzenlemelerin yapılması lazım. Bu dönemde temennim odur ki inşallah hükümet bu yasal düzenlemeleri hatta ben, muhalefetle de el ele vermek suretiyle eğer yapabilirlerse çok daha çabuk şekilde neticeye gidilir diye düşünüyorum. Çünkü yasalarla yapılacak olanlar var, Anayasal düzenleme olarak yapılacak olanlar var. Bunların hepsini yaparak adımları atmamız lazım ki bu temizlik yapılsın. Amerika’daki o hukuk bürosunun attığı adımlardan çok ciddi sesler gelmeye başladı. Netice alacağımıza inanıyorum. Çünkü hukuk çalışıyor. Hukuki noktada ciddi bir neticeye varıldığında ister istemez devletin bütün birimleri devreye girecek. Bu okullarla Amerikan Devletini adeta söğüşlüyor bunlar. Oradan çok ciddi paralar alıyorlar. Nereden geliyor bu kaynak dediğinizde al işte kaynak buradan geliyor. Ben bunu biraz da ’opus dei’, mafya böyle bir karışıma benzetiyorum. Adeta böyle bir karışım var ortada. Böyle yürütüyorlar işi. Mafya benzeri bir görünüm var" yanıtını verdi.
RTÜK VE YSK’NIN TV KANALLARINA VERİLDİĞİ CEZALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, RTÜK’ün bazı televizyon kanallarına verdiği cezalara ilişkin, "Bu verilen cezaların hiçbirini adil bulmuyorum. Bu yanlış bir uygulama. YSK, ’Yasalar böyle dediği için biz böyle yapıyoruz’ diyor. Bunu belli bir yayın grubuna yapıyorsunuz da diğer yayın gruplarına niye yapmıyorsunuz? Diğer yayın gruplarının da aynı şekilde iktidarla ilgili saldırıları vardı. Şimdi ben iktidara sesleniyorum, diyorum ki yeni yasama döneminde özel sektörün yazılı veya görsel yayın gruplarına müdahale edilemez. Devletin televizyonuna orada varsa bir haksızlık gereğini yap. Ama özel sektöre kalkıp da böyle bir uygulama yapmanın adaletle hiçbir izahı olamaz. Benim gönlüm kimi istiyorsa yayınlarım. İsterim çıkarırım ister çıkarmam. Başkaları da beğenmediğini çıkarmasın. Böyle bir şeyi kabullenmek mümkün değil. Burada adalet yoktur. Özel sektörün televizyonlarına bunun yapılması mümkün değil. YSK’nın vermiş olduğu kararı gözden geçirmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu kadar saat yayın yasağı konulmasını doğru bulmuyorum. Bu doğru bir gidiş değil. Bu düpedüz sansür başka bir şey değil. Karartma. İnanıyorum ki hükümetin yasama dönemi başlar başlamaz gündeme alacağı bir konu olacaktır" ifadelerini kullandı.
(İHA)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV ve Ahaber ortak yayınında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Fransa’da sokağa çıkma yasaklarını değerlendiren Erdoğan, "Fransız vatandaşı sokağa çıkma yasağıyla ilgili ’Devlet benim güvenliğim için bu kararı aldı’ diyor. Olaya buradan bakmak gerekiyor. Ama bizdekiler -maalesef siyasetin kirli yanı var- oraya batanların açıklamalarıyla hareket ediyor. Acaba bir yerel yönetim sorumlusu, olduğu yeri kanallarla delik deşik eder mi? Orada terör estirmek için değil enerji hattı geçirmek için eder. Bunu belediyenin iş makinalarıyla yapıyor bunlar. Bu yönettiğin ilçe halkına zulümdür. İçine bombalar yerleştiriliyor. Vakti saati geldiğinde de patlatıyorlar. Kesinlikle terörün estirildiği bu bölgelerde devletimiz sonuç alana kadar bunlara ara vermeyecektir. Kimse bunu bizden beklemesin. Buralarda hangi ilçe olursa olsun sokağa çıkma yasağı ilan edildiği anda sonuç alınıncaya kadar bütün aramalar hepsi devam edecektir. Huzur oraya geldiği anda ondan sonra buna ara verilecektir" ifadelerini kullandı.
"BU MİLLETİN GENLERİNDE BU YOK"
Dün akşam İstanbul’da oynanan Türkiye-Yunanistan dostluk maçı öncesi yaşananlara ilişkin konuşan Erdoğan, "Bakıyorsunuz orada saygı duruşu, saygının duruşunun ardından istiklal marşlarına geçiliyor. Orada tabi birkaç yüz olabilir herhalde kendini bilmez ıslıklamaya başlıyor. Bu olacak bir iş değil. Biz bir ülkenin istiklal marşına karşı saygı gösteremeyecek kadar tahammülsüz bir millet değiliz. Bu milletin genlerinde bu yok. Aynı şeyi bize karşı başkaları yapsa biz buna nasıl bakarız? Dinlersin sakin bir şekilde olur biter. Biz dostluk maçı yapıyoruz ve bunlar bizim ülkemizde misafir. Türk milleti misafirine kim olursa olsun böyle davranmaz. Bu tür şeylerde asla duygusallığa yer olamaz" dedi.
"TÜRKİYE’DE ŞU ANDA DAİŞ MİLİTANI YOK’ DİYE BİR İDDİANIN İÇİNDE DEĞİLİZ"
Terör örgütü DAİŞ’le mücadeleye ilişkin konuşan Erdoğan, "Türkiye’de şu anda DAİŞ militanı yok’ diye bir iddianın içerisinde değiliz. Fransa’dan, İngiltere’den, Almanya’dan Suriye’ye gelen yabancı savaşçılar var. Biz burada MİT, emniyet istihbaratı olarak diğerlerine göre hızlı çalıştık. Hızlı çalışmamış olsaydık bu tespitleri, yakalamaları yapamazdık. Bu ara İstanbul çok önemli bir elemanı yakaladı DAİŞ’ten. Bu konularda bizim hassasiyetimiz onlarda olsaydı belki de bu durum olmazdı. Terör olayı karşısında bütün ülkelerin takınacağı tavır çok çok farklı. Bize bazı şeyler bildirilmiş olsa bu bizden Suriye’ye geçemez. Size bilgi gelirse o bilgi üzerine gidersiniz. Bilgi size gelmezse ne yapacağız? Turistik giriş çıkışı engelleyebilir misin? O zaman bizim Türkiye olarak kalkıp kapılarda OHAL ilan etmemiz lazım. Ondan sonra ’Seyahat hürriyeti Türkiye’de yasaklanmıştır’ diye bağıracaklar. Biz şu anda emniyetle ilgili yürüttüğümüz adımları atmaya devam ediyoruz. Ama AB üyesi ülkeler özellikle yeterince bilgiyi Türkiye’ye aktarırlarsa Türkiye bunun gereğini her zaman yapar" açıklamalarında bulundu.
"OBAMA İLE BİRKAÇ GÖRÜŞME YAPTIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama ile birkaç görüşme yaptığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Obama ile birkaç görüşme yaptım. Bütün görüşmelerle birlikte DAİŞ olayının aslı DAİŞ. Bakıyorsunuz Türkiye’de hala bazı çevreler IŞİD’i kullanıyor. Yanlış. DAİŞ olarak yaklaşırsak bunu bir örgüt olarak telakki etmiş oluruz. İslam’ı bunun içine hiç sokmamış oluruz. Böyle yaklaşmamız lazım. Sayın Obama da bunu yakalamış vaziyette. O şekilde ifade etti. DAİŞ ile mücadele burada bundan sonraki süreçte neleri yapmamız lazım, özel görüşmede buna benzer şeyleri aramızda telaffuz ettik. Aynı şeyi Sayın Putin’le bu görüşmeleri yaptık. Bunları yapmaya da devam edeceğiz. Bu ara bu işlere öyle fazla ara veremeyiz. Telefon diplomasisi olsun, özel temsilcilerimiz olsun bu mekanizmaları iyi kullanmak suretiyle bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz."
PARALEL DEVLET YAPILANMASIYLA MÜCADELE
Paralel devlet yapılanmasıyla mücadele konusunda da açıklama yapan Erdoğan, "Şu anda orada biliyorsunuz bir hukuk bürosuyla hükümet olarak çok ciddi anlaşmamız var. Öyle zannediyorum ki çok kısa bir zaman içerisinde o da neticesini vermeye başlayacak. Şu anda açıklamam doğru değil. Attığımız bazı özel adımlar var ki bu adımlar da onlara çok daha farklı bir geleceği yaşatacak. Şahıs olarak onlar beni çok iyi tanıyor. Ben de onları çok iyi tanıyorum. Onlar Tayyip Erdoğan’a ihanet ettiler. Ben onlara ihanet etmiyorum. Ben sadece milletin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum. Bu ülkenin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum. Yalnız dahi kalsam sonuna kadar bunu sürdüreceğimi söyledim. Bütün bu mücadeleyi hukuk içerisinde sürdürüyoruz. Medyada olanlar, ’1 kuruş ben dışarıya para kaçırmadım.’ Gel o zaman niye kaçıyorsun? Eğer bir sıkıntın yoksa gel, niye gidiyorsun? İlgili birimler çalışmalarını yürütüyor. Hukuki süreç yerli yerine oturuyor" diye konuştu.
"AMERİKAN DEVLETİNİ SÖĞÜŞLÜYOR BUNLAR"
Sunucunun "Artık inlerine girildi diyebilir miyiz?" sorusuna Erdoğan, "Yok giriliyor. Daha alınacak çok mesafeler var. Devletin kurumları içerisinde ciddi bir yerleşim olmuş. Öyle sıradan bir olay değil. Bunların bir taraftan temizlenmesi, yasal düzenlemelerin yapılması lazım. Bu dönemde temennim odur ki inşallah hükümet bu yasal düzenlemeleri hatta ben, muhalefetle de el ele vermek suretiyle eğer yapabilirlerse çok daha çabuk şekilde neticeye gidilir diye düşünüyorum. Çünkü yasalarla yapılacak olanlar var, Anayasal düzenleme olarak yapılacak olanlar var. Bunların hepsini yaparak adımları atmamız lazım ki bu temizlik yapılsın. Amerika’daki o hukuk bürosunun attığı adımlardan çok ciddi sesler gelmeye başladı. Netice alacağımıza inanıyorum. Çünkü hukuk çalışıyor. Hukuki noktada ciddi bir neticeye varıldığında ister istemez devletin bütün birimleri devreye girecek. Bu okullarla Amerikan Devletini adeta söğüşlüyor bunlar. Oradan çok ciddi paralar alıyorlar. Nereden geliyor bu kaynak dediğinizde al işte kaynak buradan geliyor. Ben bunu biraz da ’opus dei’, mafya böyle bir karışıma benzetiyorum. Adeta böyle bir karışım var ortada. Böyle yürütüyorlar işi. Mafya benzeri bir görünüm var" yanıtını verdi.
RTÜK VE YSK’NIN TV KANALLARINA VERİLDİĞİ CEZALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, RTÜK’ün bazı televizyon kanallarına verdiği cezalara ilişkin, "Bu verilen cezaların hiçbirini adil bulmuyorum. Bu yanlış bir uygulama. YSK, ’Yasalar böyle dediği için biz böyle yapıyoruz’ diyor. Bunu belli bir yayın grubuna yapıyorsunuz da diğer yayın gruplarına niye yapmıyorsunuz? Diğer yayın gruplarının da aynı şekilde iktidarla ilgili saldırıları vardı. Şimdi ben iktidara sesleniyorum, diyorum ki yeni yasama döneminde özel sektörün yazılı veya görsel yayın gruplarına müdahale edilemez. Devletin televizyonuna orada varsa bir haksızlık gereğini yap. Ama özel sektöre kalkıp da böyle bir uygulama yapmanın adaletle hiçbir izahı olamaz. Benim gönlüm kimi istiyorsa yayınlarım. İsterim çıkarırım ister çıkarmam. Başkaları da beğenmediğini çıkarmasın. Böyle bir şeyi kabullenmek mümkün değil. Burada adalet yoktur. Özel sektörün televizyonlarına bunun yapılması mümkün değil. YSK’nın vermiş olduğu kararı gözden geçirmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu kadar saat yayın yasağı konulmasını doğru bulmuyorum. Bu doğru bir gidiş değil. Bu düpedüz sansür başka bir şey değil. Karartma. İnanıyorum ki hükümetin yasama dönemi başlar başlamaz gündeme alacağı bir konu olacaktır" ifadelerini kullandı.
(İHA)