İzmir'in Menemen İlçesi'nde, 15 yaşındaki lise öğrencisi Ahmet Coşkun’un öz babası Mustafa Ali Coşkun oğlunun nasıl katledildiğine anlam veremediğini belirtti. Eşinden 200 yılında ayrılan Mustafa Ali Coşkun, oğlu Ahmet’e annesi Elif M. tarafından kendisi ile görüşmemesi için sürekli baskı yapıldığını anlattı. “Baban seni kaçıracak, kötülük yapacak siye sürekli hipnotize ediyordu. Benimle görüşmemesi için her şeyi yapıyordu” dedi.
“Cinayeti benim üstüme yıkmak istediler”
Oğlunu en son bir sene önce gördüğünü belirten acılı baba, “Oğluma baskı yapıldığı için ağlıyordu, benimle görüşmek istemedi. Acaba bu olayı benim üzerime mi yıkmak istediler. Sürekli herkese seni ‘baban kaçıracak’ diye korkutuyordu. Öyle diyerek ne yapmak istediler acaba, benim üstüme, yıkmak istediler. Bunları ben bilmiyorum, inşallah adalet bulur ve cezalarını en iyi şekilde verir. Benim çocuğum geri gelmez ama acımı hafifletir” dedi.
“Oğlumun iyiliği için her şeye razıydım, görüşmüyordum”
Oğlu üzüldüğü için görüşmek için ısrarcı olmadığını anlatan baba Coşkun, “Çocuğum ağlayınca, ‘Ben seni iyiliğin, derdin, tasanı paylaşmak için görüşmek istiyorum. Sen istemedikten sonra ben her şeye razıyım. Ama sen ne zaman istersen ama 18, ama 20 sen iyi ol yeter ki sen ne zaman istersen ben o zaman görüşürüm. Sorun değil benim için, ben senin için her şeye katlanırım’ dedim. Bu ölümden öte her şeye razıydım ben. İsterse devlete versinler, isterse hiç göstermesinler. her şeye razıydım. Ama bu cinayeti aklım almıyor, tek buna razı değildim. Bunu da nasıl gerçekleştirdiler, bu zulmü nasıl yaptılar, bu caniliği nasıl işlediler bilmiyorum” diye konuştu.
Oğlunu en son bir sene önce gören Coşkun, oğlunun annesi tarafından baskı görmesi ve ağlayarak görüşmek istememesi üzerine kabullendiğini söyledi.
“Keşke bana verselerdi”
2011’de nafaka davası olduğunda çocuğunun velayetini üstüne almak isteyen baba Coşkun, kendisine verilmediğini belirterek, “Kolay değil, kim kabullenebilir ki. Çok zor, Allah kimsenin başına vermesin. Belki şiddet uygulamıyordur ama kaçtığında ağladığından hissediyordum. Deseydi ki al çocuğu bak bir telefon kelime yeter, benim için” dedi.
Oğlunu gözyaşlarıyla anlattı
Oğlunun ölüm haberi gelene kadar hep kaybolduğunu ve geri geleceğini düşündüğünü belirten acılı baba gözyaşları içinde, “Ahmet süper bir çocuktu. Tek dersleri için çalışıyordu. Okulunda müdürüyle görüştüğümde hep sürekli dereceler elde ettiğini söylerlerdi. Gölgesinden çekinen bir çocuktu, kimseye zarar vermezdi. Melek gibi çocuktu. Nasıl katlettiler, bunun şokundayım ben. Aklıma hiç böyle bir şey gelmedi. Ben öldüğünü duyana kadar hep kaçırıldığını düşündüm, bulunacak diyordum. Katledecekleri hiç aklıma gelmedi. Kabullenmek zor ama mecburum” dedi.
ABDÜLAZİZ BAYDİLLİ-MİHRAP DÜZÖZ
dikGAZETE.com